Kurtuluş TAYİZ
Kürt savaşı gittikçe Türkiye’nin savaşı olmaktan çıkıp, AKP’nin savaşına dönüşüyor. AKP hükümeti, Kürt meselesini PKK’yla savaşmaktan ibaret bir sorun olarak görmeye devam ettikçe meşru dayanaklarını, “doğru” ve “haklı” yanlarını da tek tek kaybediyor. Böyle olunca örgütün silahlı saldırıları toplumdan açık/gizli onay alarak destek buluyor ve meşruiyet kazanıyor. Siyasal iktidarın ipin ucunu kaçırdığı nokta tam da burası.
PKK’nın Şemdinli ve çevresinde başlattığı saldırılarla birlikte önceki gün Hakkâri Çukurca’da gerçekleştirdiği karakol baskınının ardından ortaya çıkan durumu böyle okumak mümkün. Hükümet, Kürt meselesini tümüyle “terör” sorununa indirgediği için şiddete meşruiyet alanı açıyor. “PKK eşittir Kürt sorunu” denklemi, şiddete davetiye çıkarıyor. Doğrusu, PKK da bundan fazlasıyla yararlanıyor, kanlı eylemlerine bu sayede meşruiyet devşiriyor.
PKK, Kürt sorununun önemli bir parçası ama hepsi değil. Eğer Meclis gasp ettiği Kürtlerin haklarını vermeye cesaret etseydi, bu kanlı eylemler sadece örgütün marjinalleşmesine yarardı, bugünkü gibi Kürtler arasında milliyetçi bir coşkuya yol açmazdı. Bunun başlıca sorumlusu son yıllardaki AKP iktidarıdır.
Kuşkusuz AKP hükümeti yakın bir zamana kadar Kürt sorununu demokratik usullerle çözme kararlılığı içindeydi. Bunun için az şey yapmadı; örgütle diyalog kurdu, müzakere ederek sonuca gitmeyi denedi. Bu politika iktidara büyük bir toplumsal destek sağladı. Bu süreçte örgütün şiddet içeren saldırıları Kürtler arasında da tepkiyle karşılandı. PKK oyunbozanlık yapıp Reşadiye ve Silvan’da pusu kurarak askerleri vurduğunda, iktidarın yöneldiği sert politikalar da yine azımsanmayacak destek gördü. Fakat hükümet, PKK’nın çıkardığı zorluğu da bahane ederek arkasındaki bu toplumsal enerjiyi tümüyle askerî seçeneğe kaydırma kurnazlığını gösterince, tek tek bu desteği kaybetmeye başladı. Bu savaşın Türkiye’nin savaşı olmaktan çıkıp AKP’nin savaşına dönüşmeye başladığını söylediğimde, işte bunu kastediyorum.
Hükümetin kırılma ânının tam neresi veya hangi olay olduğunu bilmiyorum. Silvan ya da MİT krizi gibi hükümeti zor durumda bırakan olaylar siyasal iradeyi yılgınlığa düşürmüş olabilir; bu etkenleri dışlamıyorum. Ancak sanırım hükümeti demokratik çözümden şimdilik vazgeçiren en belirleyici faktör Başbakan Erdoğan’ın 2014 hesapları oldu. 2014’te yarı-başkan olma planları, Erdoğan’ı bu meseleyi bir süreliğine de olsa rafa kaldırmaya yöneltti. Şunu belirteyim, eğer bu sorunun kolay bir çözümü olsaydı Erdoğan onu halledebilir, ödülünü de 2014’te herhangi bir engelle karşılaşmadan alırdı. Kürt meselesinin kolay bir çözüm yolunun olmaması, hatta bunu çözmeye kalkışanların siyasi geleceğini riske atması, Erdoğan’ı daha “akıllıca” tercihler yapmaya yöneltti.Başbakan hızla Ankaralılaştı, asker ve eski Emniyet bürokrasisiyle uzlaştı, daha devletçi oldu; bugünse MHP’yi bile korkutacak kadar Türkçü-İslamcı bir söyleme sahip.
Kürt sorununu gündemden düşürüp sadece PKK’yla savaşmak Erdoğan’ı gittikçe yalnızlaştırıyor. Başbakan’ın ilk zamanlarda bulduğu haklı destek erimeye başladı. Başbakan’ın Şemdinli ve Çukurca saldırılarıyla ilgili olarak özellikle medyayı ve gazetecileri suçlayan öfkeli, kızgın ruh hâli bu açıdan dikkatle değerlendirmeye muhtaçtır. Aslında büyük medyamız bildiğimiz eski medyadır, siyasal iktidarla uzlaşmış durumda ve neredeyse 20 gündür TC’nin bir bölgesinde süren savaş gibi büyük çatışmaları nispeten toplumun gözünden kaçırmayı başarmıştır. Medya sadece artık gizlenmesi mümkün olmayan olayları göstermektedir. Bu durumun Başbakan’ı çileden çıkarmasının gerçek sebebi ne olabilir? Bence bu eksik-parçalı resim bile siyasal iktidarın Kürt meselesinde inisiyatifi kaybettiğini göstermeye yetmektedir.
PKK’nın son saldırılarla ne yapmak istediğine gelince; PKK yöneticileri yeni taktiklerini “alan tutmak” ve “alan kontrol etmek” biçiminde açıklıyorlar. Kontrol sağlamak istedikleri yer ise Şemdinli ve Çukurca’yı içine alan Botan bölgesi. Eskisi gibi gerilla “vur-kaç” yapmayacak, saldırdığı yeri aynı zamanda kontrolü altına almaya çalışacak...
PKK bu taktiği yıllar önce, 1996-1998’de deneyip büyük bir yenilgi almıştı. “Kurtarılmış bölgelere” sonradan tekrar girmesi bile zor olmuştu. Bu başarısızlık nedeniyle Öcalan Bekaa’da, kurtarılmış bölgeler yaratmayı amaçlayan “devrimci halk savaşı taktiği”nin bittiğini, bu çağın teknolojisine karşı bu taktiğin başarı şansının olmadığını ilan etmişti. Bu taktiği o zaman deneyip yenilen örgüt yöneticileri yine bugünkü aynı PKK yöneticileriydi. Suriye’ye veya bölgedeki karışık duruma güvenerek mi bu taktiğe tekrar yöneldiler bilmiyorum; ama şunu söyleyeyim, bu son eylem girişiminin yüzde 99’u propagandaya dönük. Psikolojik olarak önemli bir etki de yaratmıştır. Yoksa bugünkü örgüt yöneticileri de mevcut teknoloji karşısında cephe savaşının imkânsız olduğunun farkındalar. Ancak düzenledikleri sofistike bir saldırıyla, tüm kayıplarına rağmen hükümeti kendi zeminlerine çekmeyi başarmışlardır. Başbakan medya yerine kendisini suçlasa yeridir. Şiddete alan açan, Başbakan’ın BDP’yi bile neredeyse terörist saymasıdır. Binlerce BDP’li siyasetçinin içeri atılması da bu iktidarın desteği sayesinde olmuştur. Boşuna hayallere kapılmayalım, Meclis’te Kürtlerin hakları teslim edilmediği sürece bu kan durmaz ve PKK da elini tetikten çekmez.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları


















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019