Lale KEMAL
Demokrasiye geçişin olmazsa olmazı olan askerin kışlasına çekilmesi dolayısıyla siyasi iradeye tabi kılınması için gerekli reformlar, hükümetin üçüncü iktidar dönemi olan 2011 seçimleri sonrası gerileme dönemine girmesiyle bıçak gibi kesildi.
Yarım bırakılan askeri reformlar yerini iktidarın siyasi amaçlarına ulaşmak için orduyla girdiği fiili ittifaka bıraktı. Bizzat iktidarının ilk döneminde attığı reformist adımlarla ordunun siyasetteki gücünü bir ölçüde kıran iktidarın, ironik biçimde bu kurumu siyasete yeniden çekme girişimleri tehlikeli bir noktaya doğru gidiyor.
Reformların bıçak gibi kesilmesiyle birlikte TSK’nın, Başbakan Erdoğan’ı, YAŞ toplantılarında masanın başına, genelkurmay başkanları ile yana yana oturtmak yerine tek başına oturtması gibi sembolik jestleri başladı. Devamla, bu yılbaşlarında askeri yasalarda yapılan değişikliklerle ordunun ekonomik imtiyazları artırıldı. Buna karşılık, kuvvet komutanlarının başbakanın izniyle yargılanması öngörüldü. Bu durumda, başbakanların, politikalarına karşı çıkan komutanlara kızıp bir suç isnadı olmasa bile yargılatma izni çıkarmayacağının garantisi yok. Ya da tam tersi, suç isnadı yüklenen bir komutan, hükümeti kızdırmazsa yargılanmayabilir. Yargılama izninin bir kişinin dudağının ucunda olması iyi yönetim anlayışıyla bağdaşmaz.
Keza, Balyoz hükümlülerinin serbest bırakılmalarının ardından TSK’nin iktidara yönelik izleyeceği tutumun da bu kişilerin yeniden yargılanıp yargılanmayacaklarında belirleyici olabilir. Bu kişilerin, hukuken yeniden yargılanmaları gerekmekteyken kimi siyasi mülahazalarla bu süreç gerçekleşmeyebilir ve özgür kalabilirler.
Balyoz hükümlülerinin serbest kalmaları ve yeniden yargılanmaları konusunun, hükümetin kimi bakanlarına yönelik yolsuzluk iddialarının akabinde ve bir danışmanın, darbe teşebbüsü davalarının cemaatin kumpası olduğu yolundaki iddialarının ardından ocak ayında gündeme geldiğini hatırlamak gerekiyor. Kumpas iddialarının odağındaki Gülen hareketine karşı iktidar ile TSK arasında, “düşmanımın düşmanı dostumdur,” mealinde fiili bir ittifak kurulduğu görülüyor.
Akşam gazetesinin, geçen hafta manşetten verdiği “Karargâhta 40 Paralel Paşa” haberini, bu ittifak arka planıyla okumak gerekiyor. Diğer bir deyişle, Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Ocaktan’ın, ilgili kurumların yalanlamalarına rağmen, önceki gün Habertürk’te, doğru olduğunda ısrar ettiği haber aslında, “Cadı Avı’nın” orduya uzandığı ve kimi subayların, gereksiz yere yaftalanarak ordudan atılmalarına kadar bir riskle karşı karşıya kaldıklarını gösteriyor.
Neyse ki Akşam gazetesi, istemeden de olsa TSK’da olası bir tasfiyenin de önüne geçmiş oldu bu haberiyle.
8 yıl süreyle İspanya Savunma Bakanlığı yapan Narcis Serra, ülkesinde 40 yıllık askeri dikta rejiminin sonlanması ve demokrasiye geçiş sürecinde kritik rol oynayan bir isim. İspanya ise dünyada, orduların demokratik siyasete tabi kılınmalarını sağlayan bir örnek, paradigma ülke olarak kabul edilir.
Serra, ülkesinin demokratikleşmesini isteyen her bireyin başucu kitabı olması gereken, “Demokratikleşme Sürecinde Ordu,” adlı eserinde, şu tesbiti de yapar;
“Latin Amerika’nın pek çok ülkesinde, vatandaşların refah seviyelerini artırmak için gerekli başarılı önlemlerin eksikliği ve yaygın yolsuzluklar, yürütmenin ve demokratikleşme süreçlerinin güvenilirliğini sarstı. Buna siyasi elitlerin ve ekonomik gücü elinde bulunduran grupların, demokratik kurumların normal işleyişini temin etmeye gelince gösterdikleri ilgisizliği eklemeliyiz. Bu, silahlı kuvvetlerin demokratikleştirilmesindeki en büyük değilse bile en temel sorunlarından biridir. Kamuoyu siyasi sisteme ve liderlere duyduğu inancı kaybettiğinde, sivil toplumun ordu üzerinde denetim kurduğu bir süreci hayata geçirmek imkânsız olur.”
Serra’nın yukarıdaki tesbitleri bize ne kadar uyuyor değil mi?
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2016
25.06.2016
18.06.2016
11.06.2016
4.02.2016
28.05.2016
14.05.2016
7.02.2016
30.04.2016
24.04.2016