Levent Gültekin
Önüne çıkan engellere, aleyhine oluşan şartlara rağmen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, iktidarını bir şekilde sürdürmesi insanlarda şaşkınlık yaratıyor.
Her seferinde şapkadan yeni bir tavşan çıkarması, gelişmeleri kendi lehine döndürmesi, başı dara düştüğünde veyahut önüne bir engel çıktığında bütün bunlardan ustalıkla kurtulması…
Tüm bunları, kimileri Tayyip Erdoğan’ın şansına, kimileri yüksek siyasi zekasına, kimileri de Allah’ın lütfuna yoruyor.
Tayyip Erdoğan gerçekten çok mu şanslı ya da önüne çıkan engellerden siyasi zekasıyla mı kurtuluyor? Veyahut ‘çok sevgili kulu’ olduğu için mi Allah her seferinde imdadına yetişiyor?
Şans mı, zekâ mı, Allah’ın lütfu mu? Yoksa dikkat etmediğimiz başka bir şey mi var?
Tam olarak ne olduğunu anlamak için sanırım yakın geçmişte yaşananlara tekrar bakmak gerekiyor.
AK Parti 2002’de kurulduğunda Tayyip Erdoğan siyaset yasaklıydı.
Yasak, Tayyip Erdoğan’ın parti kurmasını, yani bir partinin genel başkanlığını üstlenmesini de kapsıyordu.
Fakat Tayyip Erdoğan bu yasağa rağmen kurduğu partinin başına geçiverdi. Çünkü Anayasa Mahkemesi, Erdoğan’ın siyaset yasağının parti genel başkanlığını da kapsadığına karar vermişti ama bu kararını yaklaşık iki yıl boyunca kamuoyuna açıklamaktan imtina etmişti.
Derken bir sabah uyandığımızda dönemin CHP genel başkanı Deniz Baykal, Erdoğan’ın siyasi yasağının kaldırılması gerektiğini, bunun için gerekli desteği vereceğini açıkladı.
Tayyip Erdoğan’a yardım eden Allah sanki bir gece Deniz Baykal’a vahiy göndermiş ve böyle yapmasını söylemişti.
Emir yüksek yerden gelince Deniz Baykal da karşı koyamamış, bir anda ülkenin en demokrat siyasetçisi kesilmişti.
Gelgelelim Tayyip Erdoğan’ın siyaset yasağının kalkması yetmiyordu.
Seçimler yeni yapılmış, Abdullah Gül başbakanlığında hükumet kurulmuştu.
Oysa iktidarın başında ‘Allah’ın sevgili kulu‘ Tayyip Erdoğan olmalıydı.
Fakat başbakan olabilmesi için siyaset yasağı kalktıktan sonra beş yıl beklemesi gerekiyordu.
Bu sefer sanki yeni bir vahiy Yüksek Seçim Kurulu (YSK) gibi bazı devlet kurumlarına gönderildi. YSK Siirt seçimlerini iptal etti, Tayyip Erdoğan ‘Allah’ın lütfuyla’ milletvekili seçildi ve bir sonraki seçimler beklenmeden iktidarın başına geçmesi sağlandı.
Şans bu ya, İslamcı bir iktidara ateş püsküren bütün kurumlar ve kişiler adeta Tayyip Erdoğan’ın bir an önce iktidarın başına geçmesi için seferber olmuştu.
Allah’ın da lütfuyla, en azılı muhaliflerinin kalbi yumuşamış, nihayetinde Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül’den başbakanlığı devralarak iktidarın başına geçmişti.
Sonrasında 27 Nisan muhtırası ve AK Parti’ye açılan kapatma davası… Tüm bunların ciddi bir mağduriyet yaratacağını kimse görememişti.
Çünkü Allah ‘sevgili kulu için‘ herkesin gözünü kör etmişti sanki.
Sonunda Tayyip Erdoğan mağdur edildi, daha yüksek bir oy oranıyla tekrar iktidar olması sağlandı.
Böylece kapatma davası görmesi gereken işlevi görmüş, ardından rafa kaldırılmıştı.
2010’da bir kaset darbesiyle ana muhalefet partisinin genel başkanı değişti.
Şans yine Tayyip Erdoğan’dan yanaydı.
Çünkü ana muhalefet partisinin başına Alevi inancına sahip biri seçilmişti.
Görünene göre Allah Tayyip Erdoğan’ı o kadar çok seviyordu ki adeta dünyayı bir kenara bırakmış, bütün dikkatini Türkiye’deki siyasetin dizaynına vermişti.
Ortadoğu’nun mezhep çatışmalarına sahne olduğu bir dönemde İslamcı bir iktidarın karşısında Alevi inancına sahip genel başkanı bulunan ana muhalefet partisi, Tayyip Erdoğan için bulunmaz bir nimetti. Kendi tabanını bir arada tutmak için bunu sonuna kadar kullanabilirdi.
2014 yılına gelindiğinde Allah, sanki ‘sevgili kulu Tayyip Erdoğan’ın artık cumhurbaşkanı olmasını istiyordu.
Fakat küçük bir sorun vardı. Muhalefetin toplam oyu AK Parti’nin oyundan çok fazlaydı.
Bu durum Tayyip Erdoğan’ın işini zorlaştırıyordu.
Allah, ‘sevgili kulu’ndan lütfunu yine esirgemedi. O güne kadar adı duyulmamış Ekmeleddin İhsanoğlu diye birinin ismini sanki muhalefete fısıldayıverdi. Muhalefet liderlerine de vahiy göndererek buna itiraz etmemelerini sağladı.
Dahası ‘Ekmek için Ekmeleddin‘ gibi akla hayale sığmayacak bir kampanyayla cumhurbaşkanlığının ‘sevgili kulu Tayyip Erdoğan’a adeta altın tepside sunulmasını da sağladı Allah.
Dediğim gibi Allah bütün ilgisini Türkiye’deki siyasetin dizaynına ayırdığı için hiçbir şeyi es geçmiyordu.
2015’te işler biraz değişir gibi oldu.
‘Allah’ın sevgili kulu‘ Tayyip Erdoğan’ın partisi AK Parti, hazirandaki seçimleri kaybetti.
Bu, Tayyip Erdoğan’ın iktidarının sonu anlamına geliyordu.
Allah ‘sevgili kulu’nu ortada bırakacak değildi elbet.
Hemen Deniz Baykal’a yeniden vahiy gönderip sahneye çıkmasını sağladı.
Deniz Baykal, seçim yenilgisiyle psikolojik üstünlüğü kaybeden Tayyip Erdoğan ile görüştü. Hemen ardından partisine rağmen TBMM başkanlığana adaylığını açıkladı. Böylece muhalefetin ortak bir aday çıkarmasını engellendi. Sonuçta Meclis başkanlığı yeniden AK Parti’ye geçti.
Allah sanki ne olur ne olmaz diye ‘sevgili kulu Tayyip Erdoğan’ın iktidarını sağlama almak istiyordu.
Bu amaçla olsa gerek yeni bir vahiy de MHP lideri Devlet Bahçeli’ye gönderdi.
Muhalefetin ısrarlı çağrılarına rağmen Devlet Bahçeli başbakanlığı kabul etmedi. Böylece seçimlerin tekrarlanmasını sağladı.
Evet ama bu, ‘o sevgili kul‘un seçimleri kazanacağı anlamına gelmiyordu.
Allah lütfunu yine esirgemedi. Birilerini göndererek Urfa’nın Ceylanpınar ilçesinde iki polis memurunun evinde öldürülmesini sağladı. Böylece barış sürecini sonlandırdı, PKK’yı da sahneye indirdi.
Mesele hafife alınacak gibi değil, durum ciddiydi.
PKK hendekler kazdı, ‘Allah’ın lütfuyla’ IŞİD gibi örgütler de devreye girdi, şehirlerde bombalar patladı, toplumun korkuya teslim olması sağlandı.
Ve tüm bunların sonunda Allah sanki ‘sevgili kulu Tayyip Erdoğan’ı‘ düştüğü bu dardan da kurtardı, partisini yeniden tek başına iktidara taşıdı.
Yine de artık bu sorunu kalıcı olarak çözmek gerekiyordu.
Kalıcı çözüm olarak Allah sanki lütfunu bir kere daha gösterdi ve bizzat Tayyip Erdoğan’ın “Allah’ın bir lütfu” dediği 15 Temmuz darbe girişimini gönderdi.
Bununla da yetinmedi; ‘sevgili kulu Tayyip Erdoğan’ın tek adam iktidarını anayasal bir zemine oturtmak için sanki bir vahiyle Devlet Bahçeli’yi Erdoğan’a yardıma çağırdı.
Her konuşmasında “Seni cumhurbaşkanı yaptırmayacağız” diye yeminler eden Devlet Bahçeli, bir sabah fikir değiştirdi ve tek adam rejiminin kurulması için Meclis’te desteğini esirgemeyeceğini açıkladı.
Allah, lütfuyla, ‘sevgili kulu Tayyip Erdoğan’ın işini sağlama almıştı.
Fakat mesele göz ardı edilmeye gelmiyordu.
Muhalefet 2018 seçimlerinde ortak adayda anlaşmıştı.
Bu durum, Tayyip Erdoğan’ın çiçeği burnundaki tek adam rejimi için tehlike arz ediyordu.
Allah yine sevgili kulundan lütfunu esirgemedi, bu sefer sanki bir muhalefet partisine vahiy gönderdi ve ortaklıktan çekilmesini istedi.
Emir yüksek yerdendi, kimsenin karşı gelecek gücü de cesareti de yoktu.
Daha önce ortak aday fikrine olumlu bakan o muhalefet partisi bir anda fikrini değiştirip vazgeçtiğini duyurdu..
Ortak aday fikri devreden çıkarılınca her parti kendi adayını çıkarmak zorunda kaldı. Ana muhalefet partisi de parti genel başkanının partideki rakibini cumhurbaşkanlığına aday göstermeye mecbur edildi.
Sonuçta tüm bunlar Allah’ın Tayyip Erdoğan’a bir lütfuydu. Allah’ın ‘ol‘ dediği her şey olduğu için kimsenin buna direnecek, karşı çıkacak gücü yoktu.
Böylelikle Allah sanki ‘sevgili kulu Tayyip Erdoğan’ı bir kez daha uçurumun kenarından almış, iktidarının devamını sağlamıştı.
Yıllar geçerken işler kötüye gidiyordu. Ekonomi çökmüş, yoksulluk artmış, toplum homurdanmaya başlamıştı.
Durum, ‘Allah’ın sevgili kulu Tayyip Erdoğan’ın iktidarı için tehlike arz ediyordu.
Muhalefet birlik olur, toplumu da arkasına alırsa Erdoğan’ın bu tehlikeden kurtulması mümkün görünmüyordu.
Fakat Allah sevgili kulu için bir kez daha devreye girdi. Lütfuyla sanki bütün muhalefetin basiretini bağladı, durumun vahametini görmelerini önledi, ülke yıkıma giderken bile partilerinin çıkarını gözetmekten vazgeçip birlik olma iradesi göstermelerini engelledi.
Bu da yetmiyordu. Çünkü ne olur ne olmazdı.
Allah ‘sevgili kulu Tayyip Erdoğan’ın işini garantiye almak için aynen 2018 yılında olduğu gibi 2023 seçimleri için de muhalefetin adayını belirlemek istiyordu.
Şu tesadüfe bakın ki İslamcı bir cumhurbaşkanı adayının karşısına çıkacak o aday da sanki CHP’nin Alevi inancına sahip genel başkanı olsun diye kollar sıvanmıştı bile.
Bir anda sanki herkesin basireti bağlanmış, buradaki kurguyu, bu kurgunun neden olacağı vahameti göremez hale gelmişti.
Üstelik CHP genel başkanı son bir yıla kadar “Parti genel başkanları aday olmamalı, aday mutlaka partiler üstü olmalı” demesine rağmen bir anda sanki bu fikrinden vazgeçmişti ve aday olmaya zorlanıyordu.
Allah istedikten sonra olacakların önüne kim geçebilirdi ki?
Bana göre her gelişmenin Tayyip Erdoğan’a yarayan bir olguya dönüşmesinin nedeni ‘Allah’ın lütfu’yla muhalefetin basiretinin bağlanması sonucunda oluşan bir durum.
Tabii burada Allah’ın Tayyip Erdoğan’dan esirgemediği lütufların karşılıksız olmadığını görmemiz gerekiyor.
Tayyip Erdoğan’ın dirayeti, cesareti, yaptıkları, kendi yalanlarını söylerken gösterdiği kararlılığı, risk alması, her isteneni kolayca yapabilmesi, daha önce ‘ak’ dediğine ertesi gün kolayca ve rahatça ‘kara’ diyebilme kabiliyeti, yaptıklarıyla ülkeyi yıkıma sürükleyen lider olmasına rağmen topluma kendini tek kurtarıcı olarak pazarlayabilme yeteneği…
Tüm bu özellikler, onu ‘Allah’ın lütfu‘na mazhar kılıyordu.
Dahası Allah da sanki Türkiye’nin Ortadoğululaşmasını istiyordu ve bunu en kararlı, en gözü pek şekilde yapan da Tayyip Erdoğan’dı.
Bu istikamette gösterdiği cesareti, kararlılığı ve dirayetiyle sağlam bir ödülü hak ediyordu ve tüm bu yardımlar bu özelliklerinin karşılığıydı.
Yani ortada ne şans vardı ne da siyasi zekâ.
Esas olan Allah’ın lütfuydu ve bu lütufla bütün engellerin kaldırılması, en çok karşı çıkanların bile onun yardımına koşar hale gelmesiydi.
Benim asıl merak ettiğim şu: Tayyip Erdoğan’ı iktidarda tutmak için bu kadar yoğun çaba gösteren, lütfunu esirgemeyen Allah, bizim bildiğimiz, inandığımız Allah mı?
Sanırım bunun üzerine hepimizin düşünmesi gerekiyor.
Yazarlar
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.09.2023
19.08.2023
19.08.2023
14.08.2023
6.08.2023
8.07.2023
3.07.2023
27.06.2023
23.06.2023
19.06.2023