Levent Gültekin
Cumhurbaşkanı artık, aynı zamanda bir partinin genel başkanı.
Geçtiğimiz hafta Meclis’te AK Partililerin oylarıyla HSK üyeleri seçildi.
Yani ülke hızla bir parti devletine dönüşüyor.
Yargı bütünüyle yok edilmiş. İktidarın beğenmediği kararlar veren hakimler ertesi gün tutuklanıyor.
Yüzlerce gazeteci, aydın, yazar aylardır hapiste. Ne zaman çıkacaklarını da kimse bilmiyor.
KHK ile yüzbinlerce insan açlığa mahkum edildi. Hapse atıldı. Ne seslerini duyan var ne de çektikleri acıları gören.
KHK mağdurlarından yaşadıkları mağduriyetlere dikkat çekmek için eylem yapanlar da hapse atılıyor.
Diğer taraftan ekonomi ite kalka sürdürülüyor.
İşletmeler birer birer kapanıyor. İşsizlik oranları açıklandı, her dört gençten biri işsiz.
Asgari ücretin 1500 TL olduğu ülkemizde açlık sınırı 1518 TL, yoksulluk sınırı 5 bin TL olarak açıklandı. Bu demektir ki milyonlarca insan yoksulluk sınırının altında açlık sınırında yaşıyor.
Eğitimdeki sorunlar kangrene dönüştü. Sorunları çözmek için artık çabalayan da yok.
Dış politikada ağır bir tahribat var.
Türkiye Ortadoğu’daki denklemin dışına itilmiş. Dünyada ağırlığı olmayan, itibarsız bir devlet muamelesi görüyor.
Yani ülkenin içinde bulunduğu durum yeterince vahim.
Fakat durum bu derece vahimken, bütün arkadaşlarını tasfiye edip parti genel başkanlığını, başbakanlığı, cumhurbaşkanlığını…
Bütün makamları uhdesinde toplayan bir insanın bu yaptığını demokratik bir eylemmiş gibi tartışmak… Tek adamlığı tesis eden bir organizasyon –parti demiyorum çünkü artık ortada bir parti yok- demokrasiye dönebilirmiş, demokratik adımlar atma ihtimali varmış gibi yazıp konuşmak…
Sanki tüm bu olanlar normalmiş, normal bir ülkede yaşanabilecek türden olaylarmış gibi AK Parti kongresini tartışmak, kongre sonuçları üzerinden analizler yapmak…
AK Parti MKYK’sına bakarak gelecek tahmininde bulunmak, AK Parti’ye genel başkan seçilen Erdoğan’ın bundan sonra atacağı adımlardan Türkiye’nin lehine bir yarar çıkabilirmiş gibi yazılar yazmak, konuşmalar yapmak… en hafif tabiriyle utanmazlıktır.
Bütün bunlar kölelerin toplanıp sahiplerinin kişisel tercihlerini tartışmasından daha farklı değil.
İçimizdeki gönüllü köleler hepimizi Türkiye’nin yaşadığı bu akıl almaz sürece alıştırmaya çalışıyor.
Bunu kimisi yandaşlık adı altında yapıyor, kimisi muhalif pozu vererek yapıyor.
Tüm bu yaşananları açıkça eleştiremediği için işi magazine vurarak, gemisini yüzdürmeye çalışan kimi muhalif görünümlüler de bu süreçte en az iktidar kadar sorumlu.
Çünkü tartışılmayacak kadar vahim konuları tartışarak, meseleleri magazinleştirip normal olaymış gibi yansıtarak olup biten bu korkunç olayları toplumun kanıksamasına aracılık ediyorlar.
İktidar, üç beş oy uğruna referandum öncesi AB ile ilişkilerde büyük tahribat yarattı. Bakan krizi ile ülkenin dünyadaki itibarına ağır darbe vurdu.
Referandumda istediği sonucu elde ettikten sonra şimdi kalkmış “Referandum sürecinde olup biteni unutup AB ile yeni sayfa açalım” dedi diye buradaki çıkarcı anlayışı görmezden gelip bundan ülke lehine bir umut devşirmek hakikaten akıl alır bir durum değil.
Hem iktidar partisinde hem de devlette tek adam yönetimi kuran bir anlayıştan demokratik açılım, özgürlükçü politika beklemek için insanın akıl sağlığını bütünüyle kaybetmiş olması gerek.
Demek istediğim ülke bu haldeyken AK Parti kongresini tartışmak, AK Parti içinde bir kriz çıkar mı gibi beklentilere girmek bize bir yarar sağlamaz.
Böyle çocukça tartışmalarla günleri harcayamayız.
Gerçek sorunları sahici bir yaklaşımla tartışmamız, olup biteni bütün açıklığıyla topluma anlatmamız gerekiyor.
İktidardan nemalanan küçük bir kitleyi ve olayları normalmiş gibi göstererek gemisini yüzdüren gönüllü köleleri bu tutumlarıyla baş başa bırakıp topluma ulaşmak, onlara gerçekte ne olup bittiğini anlatmak gerekiyor.
Bu gidişatın insanların hayatına ne tür olumsuz etkiler edeceğini anlatmak ve ülkemizin daha büyük yara almasını önlemek amacıyla yazmak, konuşmak, tartışmak gerekiyor.
Neyse daha fazla uzatmayayım.
Bayrama kadar yazılarıma ara veriyorum. Tekrara düşmemek, biraz düşünüp zihinsel bir toparlanma sağlamak için buna ihtiyacım var.
Bayram sonrası hem yazılara hem de konferanslara, söyleşilere yeniden başlayacağım.
Hepimizi insanlıktan çıkaran bu siyasi atmosferde insan kalabilmek için başlayacağım.
Durursak düşeceğimizin farkındayım.
Düşmemek, ülkeyi teslim alan bu kötülüğe yem olmamak için…
Herkesin huzur içinde, özgürce, ağız tadıyla yaşadığı bir ülke olabilmek için kendi çabamı sürdüreceğim.
İnsan kalmak, insan gibi bir yaşam sürmek için başka seçeneğimiz yok.
Sadece benim değil kimsenin yok.
Ağız tadıyla geçireceğiniz bir Ramazan olması dileğiyle…
Hayırlı Ramazanlar.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.09.2023
19.08.2023
19.08.2023
14.08.2023
6.08.2023
8.07.2023
3.07.2023
27.06.2023
23.06.2023
19.06.2023