Mahfi Egilmez
Fitch Ratings şirketinin Türkiye’nin ülke kredi derecesini BB- (negatif)’den B+ (negatif)’e indirince ülke riski meselesi yeniden gündeme geldi.
Ülke riski; yatırım yapılacak ülkede bu yatırımın yapılması ve geri dönüşüyle ilgili olarak var olan belirsizlikler ve bu belirsizliklerin yatırımcı açısından yaratabileceği kayıplar anlamına geliyor. Ülke riskini etkileyen konular başlıca üç başlıkta toplanabilir: Siyasal riskler, ekonomik riskler ve sosyal riskler. Bu risklerin ölçümü sonucunda ortaya çıkan dereceye reyting, riskleri ölçen kuruluşlara da reyting kuruluşları deniyor. Ölçümü en fazla dikkate alınan üç reyting kuruluşu var: Standard and Poor’s, Moody’s ve Fitch Ratings. Bu üç kuruluşun Türkiye için verdikleri reytinglerin durumuna kronolojik olarak bakalım (AAA en iyi BBB yatırım eşiği onun altındakiler spekülatif dereceler, D veya F batık anlamına geliyor, bu harfler +, - ya da 1,2,3 gibi sayılar alıyor ayrıca yanlarında parantez içinde pozitif, negatif, durağan gibi ifadeler oluyor):
Tabloya göre Türkiye, reyting macerasına başladığı 1990 yılında BBB ile yatırım eşiğinde başladığı bu yolculukta bugüne kadar inişli çıkışlı bir çizgi izlemiş ve son olarak da yatırım eşiği olarak kabul edilen (S&P ve Fitch’e göre BBB, Moody’s’e göre Baa) oldukça uzak bir düzeye gerilemiş bulunuyor. Bu görünüm bize Türkiye’nin bu dönem içinde risklerini bir ara düzgün yönetmiş olsa da genel olarak doğru yönetemediğini ve son dönemde de giderek artırdığını gösteriyor. Özellikle swaplar hariç net rezervlerin eksi düzeye gerilemesi bunun bir göstergesidir.
Bu ölçümlerin yanında bir de CDS primi var. Bir çeşit sigorta primi olarak kabul edilebilecek olan CDS, ülkenin sattığı tahvil bedelini ödeyemezse bu riski üstlenip garanti veren kuruluşlun ne kadar prim istediğini gösteriyor. Burada da 300 baz puan aşırı risk olarak kabul ediliyor.
Türkiye’nin bugünkü CDS primi 509 baz puan. Bu prim, 300 baz puanlık ‘aşırı risk’ sınırının çok ötesinde bulunuyor. Demokrasi ve hukukun üstünlüğü gibi konularda bizden geride olduğunu düşündüğümüz Çin’in CDS primi ise 54.
Özetle söylemek gerekirse bugün Türkiye, önceki yıllara göre çok daha düşük bir reyting notuna ve yüksek bir CDS primine sahip. Bunun tek bir nedeni var: Risklerin yükselmiş olması. Türkiye’nin bugünkü sorunlarının çözümü için yalnızca ekonomide doğru adımların atılması yetmez. Her ne kadar borç verenler asıl olarak borcun geri ödenebileceğine ilişkin ekonomik ve finansal göstergelere baksalar da demokraside, hukukun üstünlüğünde geriye gidişin önünde sonunda ekonomide de sıkıntılar yaratacağını biliyorlar. Çin'de demokrasi de hukukun üstünlüğü de geçerli değil ama mevcut durum kötüye gitmiyor. Bu tür değerlendirmelerde kötüye gidiş, kötü olmaktan daha önemlidir. Türkiye’nin bu notları düzeltmesinin yolu sosyal, siyasal ve ekonomik alanda ana akım diye küçümsenen kurallara geri dönmekten geçiyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.06.2025
29.05.2025
27.04.2025
5.04.2025
12.02.2025
5.02.2025
26.01.2025
17.01.2025
7.01.2025
10.12.2024