Mahmut ÖVÜR
AK Parti-CHP koalisyon görüşmeleri dün bitti ve sürpriz çıkmadı. CHP'nin en azından son beş yıllık siyasi duruşundan yola çıkarak bu görüşmelerden kalıcı ve uyumlu bir koalisyon çıkmayacağını daha önce yazmış ve "kötü bir koalisyonun" riskine dikkat çekmiştim.
Ara ara da bu riski, farklı boyutlarıyla ele aldım. Özellikle de iki ana akım partinin hükümet olmasıyla muhalefet görevini iki milliyetçi partinin üstlenmesi siyasetin radikalleşmesi açısından önemliydi.
Elbette birçok başka nedenle birlikte bunun da etkisi oldu ki, görüşmeler koalisyonla sonuçlamadı. Ancak bu görüşmeleri sadece bu açıdan değerlendirmemek gerekiyor. Siyasi tarihimizde ilk olmasa da iki ana akım partinin, son dönemde bir araya gelip konuşuyor olmaları ve birbirlerini anlamaya çalışmaları bile siyaset açısından önemli bir kazanım. İşte iki partinin test edileceği nokta da burası.
Acaba AK Parti ve CHP yetkilileri, birbirlerini suçlayarak mı bu görüşmeleri bitirecek yoksa görüşmelerden elde edilen "kazanım" üzerine yeni bir siyaset dili mi geliştirecekler?
Bence bu, koalisyon yapmaktan daha değerli bir kazanım. Daha önce de yazdım, siyasetin ülkenin temel sorunlarını çözerken uzlaşması için tek seçenek koalisyon değil. Demokrasileri belki de asıl anlamlı kılan muhalefetteyken uzlaşmacı bir siyaset izlemek.
Bunu başaramadığımız için Türkiye demokrasisi rayına oturmadı ve siyaset bir türlü normalleşmedi. Darbelere, muhtıralara karşı durmada, çok temel sorunlara karşı çözüm üretmede siyaset ortak bir tavır geliştiremedi.
Bu kötü demokrasi sicilimizi ne yazık ki AK Parti dönemine kadar değiştiremedik.
Daha önemlisi AK Parti, ne zaman bu kötü sicili değiştirmeye kalktıysa hep yalnız kaldı.
Bu yüzden demokratik değişimleri, kurumsallaşmayla taçlandıramadı.
Şimdi 7 Haziran tablosu sonrası AK Parti ile CHP arasında oluşan bir diyalog sürecine giriyoruz. Bu diyalogun ne kadar samimi ve anlamlı olduğunu seçim sürecinde çok daha yakından göreceğiz. Başbakan Ahmet Davutoğlu, görüşmeler sonrası yaptığı açıklamada bu yeni durumun önemine vurgu yapıyor ve şöyle diyordu:
"Yeni bir siyasi kültür örneği ortaya koyduk. Siyasette yumuşama ve ortak zemin oluşmasından memnuniyet duydum. Sonuçta diyalogların sürdürülmesi gerektiğinde anlaştık."
Bu yaklaşımın, siyasi arenayı hareketlendireceği çok açık. Artık yeni bir seçime doğru gidiyoruz. Kararı Meclis mi alır, yoksa Cumhurbaşkanı mı alır bunu göreceğiz.
Ama göreceğimiz bir başka gerçek daha var; başta da söylediğimiz gibi bu seçim süreci, uzlaşma diliyle mi yürütülecek yoksa yine "düşmanlaştırma" dili mi kullanılacak?
Bu tavır, partilerin koalisyon oluşturmada samimi olup olmadığının ölçüsü olacak.
Başbakan Davutoğlu'ndan sonra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu konuştu. Şöyle diyordu: "Türkiye tarihi bir fırsatı kaçırdı." Bunu da AK Parti'nin bir koalisyon önerisi getirmemesiyle açıkladı.
Peki, saatlerce iki ekip ne konuştu? Bir kere görüşmelerin başlaması başlı başına koalisyon için değil miydi? Ayrıca asıl tarihi fırsat Başbakan Davutoğlu'nun, "Uzlaştığımız konularda süreli bir reform hükümeti kurma" önerisi değil mi? Kılıçdaroğlu bunu es geçiyor. Tıpkı anayasanın değiştirilen 60 maddesinin Meclis'e gelmesini engellediği gibi.
Bu CHP'nin siyaset dilini değiştirmediği ve fabrika ayarlarına döndüğünü gösteriyor.
Hani uzlaşma önemliydi?
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2020
28.05.2019
6.05.2019
3.05.2019
2.05.2019
28.04.2019
21.04.2019
19.04.2019
18.04.2019
13.04.2019