Mehmet ALTAN
En gençleri Mehmet Özel 23 yaşındaydı, en yaşlıları İsmail Görlen ise 38.
Kimi 26, kimi 27, kimi 30 yaşındaydı.…
Maden Mühendisi Özgür Seçkin ise 33 yaşındaydı.
46 kişiden 13‘ü öldü, 6’sı ağır 18 kişi hastaneye kaldırıldı.
23 Şubat 2010 tarihinde Balıkesir'in Dursunbey ilçesine bağlı Odaköy'de meydana gelen maden kazasından söz ediyorum…
15 yıl önceyi tararken Basın Tarihi’nin kepçesine takıldı.
xxxxxxx
Peşine düştüm, dönem gazetelerini taradım.
Aynı madende 2006 yılında da grizu patlaması olduğunu, o zaman da 17 işçinin öldüğünü, 7’sinin de yaralandığını gördüm.
Sanki maden ocağı değil cinayet makinası…
xxxxxxx
İş cinayetinin tafsilatlı anlatımı şöyleydi:
23 Şubat 2010
“16.00-24.00 vardiyasında çalışacak 49 işçiden 46'sı madene indi.
3 işçi ise işe gelmedi.
İşçiler yerin 500 metre altında ve girişin 250. metresindeki 4. galeride çalışırken, 18.00 sıralarında grizu patlaması meydana geldi.
46 işçiden 38’i, beşinin ağır yanıkları olmasına rağmen kendi imkânlarıyla madenden dışarı çıktı.
Madende mahsur kalan 8 işçi için kurtarma çalışması başlatıldı.
Gaz ve dumanın tahliyesinin ardından saat 22.45'te içeride kalan işçilere ulaşıldı. Ancak içeride kalan 8 işçinin de hayatını kaybettiği anlaşıldı.”
xxxxxxx
25 Şubat 2010
“Şen Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş'nin (Şentaş Madencilik) ortaklarından Erhan Ortaköylü, Nihat Kosova ve Emre Temizer ile madenin mühendisi Halil Karakılıç hakkında, çıkarıldıkları mahkemece tutuklama kararı verildi.”
xxxxxxx
27 Şubat 2010
“Ağır yaralanan işçilerden 30 yaşındaki Ramazan Can, tedavi gördüğü İstanbul'daki hastanede yaşamını yitirdi. Böylece faciada ölenlerin sayısı 14'e yükseldi.”
xxxxxxx
06 Mart 2010
“Şirket ortaklarından Erhan Ortaköylü ve Emre Temizer bilirkişi raporu olumlu çıkınca mahkemece serbest bırakıldı.
Daha önce de sağlık nedenleriyle diğer şirket ortağı Nihat Kosova serbest bırakılmıştı. Sanıkların tutuksuz yargılanmasına devam edilecek.
Davada tutuklu kalan tek kişi ise mühendis Halil Karakılıç.”
xxxxxxx
Yaklaşık 4 ay kapalı kalan maden ocağı, 20 Haziran’da tekrar faaliyete geçmiş.
Peki bu madendeki çalışma şartları nasılmış?
Okuyalım:
“Olayı soruşturan savcı, bilirkişi raporunun, ocakta havalandırmanın yetersiz olduğunu, elektrik kablolarının antigrizu özelliği taşımadığını, patlamanın bu nedenle meydana gelebileceğini ortaya koyduğunu söylemişti. Yapılan incelemelerde madende yeterli önlem alınmadığı vurgulanmıştı.
Yaşanan facianın ardından şirketin patronu ve sorumlular ceza almadı. Kapatılan ocak kısa bir süre sonra yeniden faaliyete geçti.”
14 kişinin boşu boşuna ölüp gittiği bir cinayet…
Aynı madende 2010 yılındaki katliamdan sonra, 2014 yılında bir grizu patlaması daha olmuş… O cinayette de 4 işçi ölmüş.
İşçiler için sürekli bir cehennem…
xxxxxxx
Bu maden facialarıyla ilgili gelişmeleri araştırdım ama bulamadım.
Sadece Dursun Bey Maden Ocağı cinayetin 10. yılında, 24 Şubat 2020 tarihinde Merve Filiz Yavuz’un “Dursunbey maden katliamının 10’uncu yılı: Cezasızlık patronları cesaretlendiriyor” başlıklı sosyal iddianame sayılabilecek geniş bir değerlendirmesine rastladım.
Can çekişse de fikri takibin ölmemesine sevindim.
xxxxxxx
Basın Tarihi, sistematik cinayetlere şahit olma olanağı veriyor…
Düşünsenize aynı maden ocağında 2006’da, 2010’da, 2014’de arka arkaya kazalar olmuş ve insanlar ölmüş.
Bu madende kazaların olacağı çok açıkken buranın çalışmasına izin verilmiş… Bu madenin çalışmasına izin vermek, işçilerin ölümüne izin vermek anlamına geliyor.
Bunlar sistemin sürekli işlediği cinayetler…
2010 yılındaki Dursun Bey Maden Kazası da onlardan biri…
İnsanlar sürekli öldürülüyor burada.
Basın ise ne yazık ki haberi verip geçiyor… Sonrasını merak etmiyor.
Halbuki daha ilk kazadan itibaren basın bu madeni radarına alsa belki de o işçiler ölmeyecekti.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025
15.03.2025
6.03.2025
27.02.2025