Mehmet ALTAN
Konu dış politika olunca, devlet ve siyaset tarafından acımasızca kandırılmaya çalışılan tecrübeli bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak hep endişelenirim...
Bilirim ki bizim hukuksal tezlerin zafiyeti arttıkça içerde salçalı hamaset sürat rekoru kırar.
Örneğin,1974 yılında Kıbrıs çıkartması sırasında içerde, ‘Vatan, Millet, Sakarya’ tavan yaparken, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi Türkiye’yi ‘işgalci’ ilan etti.
Bu ağır çelişki nedeniyle Kıbrıs sorunu bir daha düzelemedi...
Galiba Kıbrıs’ı çözemeyince, biz de Gazze’ye yöneldik...
***
Hamaset ile teknik gerçekler arasındaki uçurumu bildiğim için, dün de iç ve dış basını mesafeli bir soğukkanlılıkla okudum...
Örneğin, BM Genel Sekreteri Ban-Ki Moon’un da onayladığı Palmer Raporu sürecini Dışişleri Bakanlığı’nın neden ve nasıl önleyemediğini hala anlamış değilim...
Gene Polonya’daki AB Dışişleri Bakanları gayri resmi toplantısına katılan Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun ters mantığı da ilgimi çekti: “Kimsenin ‘Türkiye bu pozisyonda haksızdır’ gibi bir görüş sarf etmediğini” söylüyordu... Ama kimlerin ‘Türkiye haklıdır’ dediğinden de söz etmiyordu...
Üstelik Davutoğlu’nun sözlerinin hemen yanı başında, Davutoğlu ile aynı toplantıda bulunan Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle’in bizim resmi beyanlarla taban tabana zıt bir demeci yer alıyordu...
Westerwelle, “Türkiye anlaşılır, şeffaf ve tarafsız bir soruşturma istedi. Bağımsız ve şeffaf soruşturma gerçekleştirildi. Her ne kadar bir taraf ya da diğerini memnun etmeyen yönleri olsa da, sonuçlar ciddiye alınmalı” diyordu...
***
Yetkililer, dokuz vatandaşımızı vahşice öldüren İsrail’in ‘devlet terörüne’ karşı hakkımızı Lahey Uluslararası Adalet Divanı’nda arayacağımızı söylüyorlar...
Ama nasıl?
Lahey’e gidebilmek için birkaç yol var... İlki, ihtilaflı devletlerin kendi aralarında anlaşmaları... Bu mümkün gözükmüyor...
İkincisi, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı ile... Güvenlik Konseyi’nde ABD gibi ülkelerin İsrail aleyhine oy kullanmayacağı ortada...
Son ve bizim deneyeceğimiz uzun ve zahmetli üçüncü yol ise Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndan karar çıkarmak...
***
Bir başka sorun daha var...
Lahey Adalet Divanı’na İsrail’i 1982 tarihli uluslararası Deniz Hukuku Sözleşmesi’ni çiğneyerek uluslararası sularda katliam yaptığı için şikâyet edeceğiz...
Ancak, Türkiye, Yunanistan ile Ege’deki uzlaşmazlıklar nedeniyle ‘1982 tarihli uluslararası Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne taraf değil.
Umarım hukuksal süreçte bu da başka bir zorluk çıkarmaz...
***
Mavi Marmara Davası’nda dokuz vatandaşımızı katleden belli: İsrail.
Ama bir de o insanlarımızın ‘öldürülmesine yol açan ortamı yaratanlar’ var, onlar kim acaba?
Türkiye kamuoyu, o süreçte insanlarımızın bu kadar rahatça öldürülmesini olanaklı kılan ortamı kimlerin neden ve nasıl yarattığını henüz bilmiyor, bilirse İsrail’in peşine düştüğü gibi onların da peşine muhakkak düşecektir...
***
Bir son soru da şu: Burnumuzun dibinde Suriye’deki Esat rejimi kendi halkını katletmeye devam ediyor, neden kimse Lazkiye Limanı’na doğru ‘insani yardım’ düşünmüyor?
Böyle bir girişim hem çok yerinde, hem de çok insani ve vicdani olmaz mıydı?
***
Başta söyledim, konu dış politika olunca, devlet ve siyaset tarafından acımasızca kandırılmaya çalışılan tecrübeli bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak hep endişelenirim...
Bilirim ki dışarıda zorluk artıkça içerde salçalı hamaset rekor kırar...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025
15.03.2025
6.03.2025
27.02.2025