Mehmet ALTAN

Mehmet ALTAN
Mehmet ALTAN
Tüm Yazıları
AKP zihniyeti kınanıyor, ağlayan ise CHP
5.02.2016
1982

 Siyasette kolayından milliyetçilik, yaşamda dubaracılık…

Politikacılarımızın çizgisi bu.

 

Herkes bu ülkeyi çok seviyor ama çocuklarımıza liselerde ne Türkçe, ne matematik, ne de yabancı dil öğretebiliyoruz… Böylesine yıkıcı bir gerçek de hiçbir ‘milliyetçinin' umurunda değil.

 

‘Ülkeyi seviyorum' şamatası yap ama çocukların geleceğine aldırma… Bu nasıl ‘ülke' sevgisi?

 

Dünya kıyaslamalarındaki Türkiye'nin bulunduğu düzey, siyasal milliyetçi şamatacılığın ne kadar uyduruk olduğunu gösteriyor zaten.

 

‘O düzeyde' bulunmaktan utanmamak mı siyasal milliyetçilik?

 

***

 

Alman Parlamentosu'nun kabul ettiği yasa tasarısını bile okumadan çığlık çığlığa ortalığa dökülen kolaycı zevata sormak gerek:

 

Yasalaşan o metinde ‘Alman İmparatorluğu'nun bu olaylarda suç ortaklığı vardır' cümlesinin benzerini, anayasaya aykırı kanun çıkartmakta beis duymayan Türkiye Parlamentosu, Osmanlı İmparatorluğu için yazabilir mi?

 

Ermeni meselesinde İttihatçıların tutumunu kınayan tek satır konuşabilir mi?

 

‘İttihatçılar hiçbir şey yapmadıysa Alman İmparatorluğu neyin ve kimin suç ortağıydı' diye sorabilir mi?

 

Öz eleştiriyi boğazlayan siyasal milliyetçilik, beyinsel körlük yapar… Yapıyor da…

 

***

 

Bugün ABD'yi, Avrupa'yı, hatta bütün dünyayı suçlayarak ortalığa dökülen kolaycı zevat, acaba siyasal İslamcı zorbalık çıkmazına girmeden önceki dönemi hatırlıyor mu?

 

Ben hatırlatayım…

 

Henüz AKP kendi parti programına ihanet etmemişti, Cumhuriyet'i demokratikleştirme yolunda adımlar atar gibi görünüyordu; hırsızlık, yolsuzluk, zorbalık ortalarda henüz yoktu; ‘Müslüman demokrat' terkibi için umut vardı; ABD, Avrupa, ülkenin demokratikleşmesini, zenginleşmesini isteyen içerideki ve dışarıdaki herkes o icraatı destekliyordu.

 

Siyasal iktidarın bu nedenle itibarı yüksekti… Hatta düşünün ki İsrail-Suriye arasında Türkiye arabulucuydu.

 

Hırsızlık, yolsuzluk, yargılanma korkusu, burayı yolgeçen hanına döndürüp de tek adam faşizmi üzerinden siyasal İslam görüntülü bir hukuksuzluk çıldırmasından sonra işler tersine döndü.

 

***

 

Alman Parlamentosu'ndan Zarrab savcısına kadar bütün dünyada kınanan, ‘anayasaya uymayacağını' söyleyen Erdoğan'ın sürekli suç işleyen rejimidir… Türkiye'yi tek adam faşizmine sürükleyen zorba uygulamalarıdır.

 

Erdoğan'ın takıntıları ve tahammül edilemeyecek olan kaba, nobran üslubu, ülkeyi ıssızlaştırıyor, yalnızlaştırıyor, çökertiyor.

 

Alman Parlamentosu bu yasayı neden geçen yıl, 1915'in yüzüncü yılında çıkarmadı? Neden bu sene bu gündeme geldi?

 

Erdoğan'ın sürekli olarak ‘mülteci sorununu' koz olarak kullanıp Avrupa'yı tehdit etmesinin bu kararda hiç mi rolü yok? Bu kararda ‘Tehditlerinden bıktık ve tehditlerine aldırmıyoruz' mesajı hiç mi yok?

 

Kendi anayasasına kezzap döken, dünyayla sürekli didişen bir zihniyeti Türkiye sanmak nasıl bir aldanma ya da kolaycılık?

 

Ülkeyi esir almak isteyen siyasal İslamcı zorbalık başka, Türkiye başka…

 

***

 

Yürürlükteki anayasaya rağmen “Anayasa ne derse desin Cumhurbaşkanımızın fiili olarak siyasi sorumluluğu doğmuştur” diyen, anayasaya aldırmayan bir vekilharç yürütmenin başında.

 

Türkiye bu mu? Anayasayı tanımayan, hukuka aldırmayan, ‘yargı bizim' diyen bu zihniyet mi Türkiye?

 

Dünyada, AKP'nin yönetim zihniyetine karşı gittikçe artan kınama ve protestoları Türkiye'ye karşı sanmak ne kadar doğru?

 

Olup biten Türkiye'ye mi düşmanlık yoksa yönetim biçimine yönelik kınama mı?

 

Ülke gerçek bir demokratik anlayışı baş tacı etsin, dış dünyanın simgesel tepkilerinin hepsi tersine döner, onarılır…

 

Bizi ve Türkiye'yi bu hale düşüren, ittirip kaktıran bugünkü yönetim… Yalnızlığımızın tek adresi içerdeki anayasa ve hukuk tanımayan zorbalık.

 

***

 

Tabii bu hengâme içinde en anlamadığım da ana muhalefet partisi…

 

Dünya, Erdoğan zihniyetini protesto ediyor ama ağlayan CHP oluyor.

 

Bu da herhalde, kolaycı ve palavracı ‘siyasal milliyetçi' anlayışın muhalefet etme usulü…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar