Mehmet ALTAN
11 Kasım 2017 yazmışım… Altına çizgi çizmiş ve Silivri yazmışım, bir de “Cumartesi” ibaresi. Ve o gün hapishanedeki 427. günümmüş…
“Peçete Notlarım” başlığını atmışım:
1- Gün içinde kendi tansiyonumu ölçüp, metabolizmamın ölçüsünü alıyorsam, ülkenin nabzını da ‘Risk Primi-CDS’ le izleyerek alıyorum.
Son günlerde maalesef sürekli yükseliyor.
2- Avrupa Konseyi, BM ve 12 uluslararası meslek örgütünün AİHM’e gönderdiği müdahil raporları geldi.
Tüm dünya nasıl haksız hukuksuz zorbaca içerde tutulduğumuzu görmüş ve raporlamış.
BM Raporu “Altanlar Davası bir tiyatro” diye yazıyor.
AİHM Davası’na müdahil raporlar, bu skandal tutukluluğu AİHS’nin 5,10,15 ve 18. maddelerine aykırı buluyor.
3- Hukuksuzluk, zorbalık ekonomiyi de tarumar ediyor.
Enflasyon ekonomik durumun barometresi gibi.
CHP’nin hesaplarına göre 2003-2015 yılları arasında 145 milyar dolar faiz ödenmiş, aynı dönemde yurt içinde faize ödenen miktar 620 milyar tl olmuş.
Faiz paranın bedelidir, üretim yeterince yüksek değilse, metabolizma bozulur, göstergeler kırılganlaşır, faizlerin artması da ihtiyaç duyulan paranın kazanılamadığını gösterir.
292 milyar dolarlık sıcak para ile yol alınıyor, borç harç ile yürümeye çalışmak ise gerekli olan yaşam kalitesini getirmiyor.
25 milyon insan 2-3 günde bir bile doyasıya et yiyemez hâlde.
İşsizlik zaten durumu belgelemekte…
4- Dünya müzik listelerinde “Despacito” kasırgası esmeye devam ediyor.
Bu şarkıya ve klipine rastladıkça müziğin sesini açıyorum.
Seksî bir Karaib yağmurunda ıslanıyor gibi oluyorum.
5- 21. yüzyılı anlamak için Çin’i çok yakından izlemek gerekiyor.
Oradaki büyüme rakamları sosyolojik yapıyı nasıl değiştiriyor, Üçüncü çeyrekte yüzde 6.8 oranında büyümüş, bu yükselen orta sınıflar ile gittikçe zayıflayan işçi sınıfı arasındaki dengeyi nasıl etkiledi, ona bakmak gerek.
İşçi sınıfı tarihten tamamıyla çıkmaya hazırlanıyor, sahneden ayrıldığı mekân Çin olacak. O noktada ‘21. Yüzyıl şimdi hükmünü özgürce icra etmeye başladı’ diyeceğiz.
6- EKİM, daha taze olan babamın ölüm yıldönümü… Acısı hiç küllenmeyen annemin de ölümü Ekim’de.
Annem 18 Ekim 1991’de, babam 22 Ekim 2015’de öldü. Babamın doğum günü 22 Haziran’da, yaşamımda 22’lerin ağırlıklı bir önemi olmuş.
Onları o kadar çok anmaya, kulaklarını çınlatmaya başladım ki…
Hapishanede yaşam ağır aktıkça, ailenin geçmişine, baba ve annenin yaşamdaki rollerine daha abanarak eğiliyor insan.
Babam düşünce ile kendini yeniler, yeniledikçe yeni düşünce ve soruların ateşini yakardı, harharlı bir beyinselliğin dinamizminin hiç tükenmediğini ben onda gördüm.
Meraklarından biri de, örneğin, Kristof Kolomb’un Amerika’yı keşfettiği “Santa-Maria”ydı. Yemelerini, içmelerini, yaşamlarını, küçücük bir gemideki hayatın detaylarını sorgulardı.
Nasıl yaşamışlar, nasıl gitmişler, nasıl bulmuşlar, nasıl keşfetmişlerdi, kısaca Santa-Maria’da nasıl yaşanmıştı?
Bir ara bir belgeselde Kristof Kolomb’un Amerika kıtasını bulduğu yolculuğa çıktığı İspanya’da , Hueiva bölgesini anlatan bir çekime rastladım.
Orada Kolomb’un gemisi Santa-Maria’nın da bir duplikası vardı.
29 Ekim, saat 15.30’da TRT Belgesel kanalında rastladığım bu haberle babamı, sorularını, Kristof Kolomb’u, gemisi Santa Maria’yı, kısacası koca bir dünyayı kucakladım.
Annemi, babamı da bir kez daha andım.
7- Peçete notlarımda muhteşem bir kariyere sahip olan Zeid Ra’ad el Hüseyin’in adı da var. BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri görevinde.
İçerde hukuku katlettikleri, zorbalıkla ve zorbaca bizi içeriye attıkları için, evrensel hukuk ve hukukçuların isyanları çok daha anlam kazanıyor.
“İyi ki el oğlu var”; yapılan rezillikleri gördükçe bu tekerlemeyi çok daha fazla terennüm ediyor insan.
8- Dünyayı daha dikkatli izlemeyi iyice köklü bir refleks hâline getiriyor insan, boyunu posunu daha da yakından izliyor. Bu bağlamda bir peçete notumda da, dünyadaki dolanımdaki para miktarının “31 trilyon dolar, bunun 1.5 trilyon doları cash” olduğunu yazmışım.”
***
Hapishanede hayat duruyor.
Bu notlar da,duran bir hayatın içinde bir mahkûmun yaratmaya çalıştığı küçük beyinsel hareketler işte.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları




























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.11.2025
25.09.2025
17.09.2025
10.09.2025
4.09.2025
28.08.2025
22.08.2025
14.08.2025
7.08.2025
1.08.2025