Mehmet BARANSU

Uludere istihbaratı MİT’ten
18.05.2012
7938

 Uludere’de 34 sivilin hayatını kaybetmesine neden olan vahim olayla ilgili Wall Street Jornal’da çıkan haber dün Türk basınının ilgi odağı oldu. Haber, neredeyse tüm gazetelerde manşet olarak yer aldı. WSJ’ın iddiasına göre, Türkiye’yle ortak uçuş yapan Amerikan Predator’u bölgede istihbarat toplamak için rutin uçuş yaparken Uludere’deki sivil kişileri görüntüledi ve görüntüleri eş zamanlı izleyen Genelkurmay Başkanlığı’yla paylaştı. Habere göre ABD’li yetkililer konvoyda bulunan kişilerin sivil mi PKK’lı mı olduğu konusunu netleştirememişti. Türk yetkililerin “Predator’u bölgeden uzaklaştırın” talimatının ardından da Predator bölgeden uzaklaştırılmış daha sonra da bölge bombalanmıştı.


Türk basını bu haberi “Uludere istihbaratı ABD’den” şeklinde verdi. Gazetedeki haberin orijinal metnine bakıldığında istihbaratın ABD’den verildiğine dair herhangi bir bilgi yoktu.
 Ancak Türk basını her zamanki hastalığına yakalanmış, gerçeği örtme peşine düşmüştü. Tıpkı daha önce ortaya çıkardığım gerçekleri kapamak üzerine kurdukları strateji gibi.

Hatırlarsanız, Uludere olayının hemen ardından dört yazı kale aldım. Uludere istihbaratının MİT’ten gittiğini gün gün MİT yazışmalarıyla açıkladım. Başbakan ve Genelkurmay Başkanlığı ilk yaptıkları açıklamada istihbaratın “milli kaynaklardan geldiğini” söylediler. Ardından yaşanan gelişmeler de istihbaratın MİT’ten gittiğini doğruladı. Hükümet ve sorumlu kişiler ısrarla istihbaratın kimden gittiğini sumen altı etmeye çalıştı. Peşime MİT’çiler takıldı. Hakkımda komplo planları yapıldı.

Ancak, savcılık ve Meclis’te oluşturulan komisyona gelen bilgiler istihbaratın MİT’ten gittiğini ortaya koyuyorduMİT diyemeyenler “milli kaynak” kelimelerine sığınmışlardı. Tüm bu gerçeklere rağmen, basının istihbaratın ABD’den gittiğini iddia etmesi, durdukları pozisyona bakıldığında anlaşılıyordu.

Dün bizim gazetede TBMM Uludere Komisyonu Başkanı AKP’li İhsan Şener’in açıklamaları yer aldı. Şener şunları söyledi: “Olaydan önce birçok istihbarat geliyor. Olaydan önceki son 10 güne ait telsiz kestirmeleri, PKK’lı Fehman Hüseyin’in telsiz kestirmeleri var. Ayrıca olaydan bir iki gün önce iki PKK’lının sınır içerisine girip çıktığı belirtiliyor. Bu kişilerin çift taraflı çalıştığı, hem Milli İstihbarat Teşkilatı, hem PKK adına çalıştığı söyleniyor. Dolayısıyla bunların hepsi büyük bir PKK saldırısına hazırlık algısı yaratıyor ve vur emri veriliyor.”

Şener’in açıklamaları şu açıdan önemli. Uludere olayından hemen sonra yazdığım ve Başbakan Erdoğan ve MİT’tin tepkisini çeken ilk yazımda aynen bunları yazmıştım. 30 Aralık 2011’de “Yanlış İstihbarat MİT’ten” başlıklı yazımda şunu belirtmiştim: “İstihbarat bilgisi öncelikle PKK içerisindeki bir MİT ajanından gelmiş. Bombalanan bölgeden PKK’lıların geçeceği bu ajan sayesinde MİT’e iletilmiş. Hatta grup içerisinde Fehman Hüseyin’in olacağı yönünde de bilgi var. MİT kendisine iletilen bilgiyi Genelkurmay Başkanlığı’yla paylaşıyor. Bölgeye Heron gönderiliyor. Görüntüler Ankara’ya iletiliyor. Ankara’da görüntüleri gören yetkililerden biri durumdan şüpheleniyor. Grubun sivil olma ihtimali üzerinde duruyor. Şüphe üzerine konu yetkililerle paylaşılıyor. MİT’le iki kez temasa geçiliyor. MİT yetkililerine şüphe aktarılıyor. MİT, ‘grup kesin PKK’lı’ deyince, uçaklar bölgeyi bombalıyor.”

Bu yazımdan bir gün sonra MİT’in gönderdiği iki istihbarat raporuna yer vermiş, olayın perde arkasını anlatmıştım. Telsiz kestirmelerini yazmıştım. 2 Ocak 2012 günü ise MİT’ten Genelkurmay Başkanlığı’na giden tüm raporları yayımlamıştım. Operasyonun yapıldığı gün yani 28 aralık tarihli son MİT raporu da haberimde yer almıştı. Bu raporda telsiz kestirmelerinden, grup içerisinde Fehman Hüseyin’in bulunduğuna kadar bir dizi istihbarat askerle paylaşılmıştı.

Amerikan Predator’unun çektiği görüntü, AKP’li Şener’in yaptığı açıklamalara bakıldığında bugün ortaya çıkan gerçeklerin daha ilk gün bir bir yazdığım ortaya çıkıyor.


Radikal
 gazetesinden Ezgi Başaran da 11 Nisan 2012 günü TBMM Uludere Komisyonu üyelerinden MHP Milletvekili Atila Kaya’yla görüşmüştü. Kaya, Başaran’a şunları söylemişti: “İçişleri Bakanlığı bir rapor hazırlamış, fotokopisini verin dedik, yok dediler, çok gizli. Bir müfettiş geldi okumaya başladı. Bir anda fark ettim ki okudukları Mehmet Baransu’nun yazdıklarıyla örtüşüyor. Müfettişe, bunun neresi gizli, gazeteci yazmış dedim, şaşırdı.”

Son söz olarak şunu söyleyeyim. İstihbarat MİT’ten gitti ve tüm gelişmeler ve belgeler de bunun açık göstergesi. WSJ’da istihbaratla ilgili bir bilgi olmamasına rağmen, istihbaratın ABD’den gittiğini Türk basını nasıl uydurdu, onu da anlayabiliyorum. Çünkü işleri bu.


WSJ
 ve AKP’li Şener’in açıklamasından sonra aklıma şu soru takıldı: Çift taraflı çalışan ajan MİT ve PKK’nın dışında acaba üçüncü bir ülkeye de çalışıyor olabilir miydi?


[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar