Mehmet TIRAŞ
Gündemde olan hangisini yazayım diye beyinsel bir tur yapıyorum..
Mısır’daki askeri darbe gündemden düşmüyor; medyanın ana menüsü çünkü Hükümetinde gündemi olduğu için..Tayyip Erdoğan müttefiki Suudi Arabistan gibi Mısır’daki askeri darbeyi desteklese merkez medyamız nasıl hareket ederdi acaba?
Tabi birde Ramazan aynın gelmesiyle gündemde bir paylaşım oldu ama Mısır’daki darbe hala revaçta.
Suriye meselesi şuan rafa kaldırılmış gibi Esad’ın da eli güçlenmiş görünüyor..
Bir başka gündem, Gezi direnişi canlılığını koruyor nasıl korumasın,eylemler devam ediyor.Bizim başbakan ve onun dalkavuk medyası Mısır da demokrasi resitali veriyor, içeride ise kendine muhalif olan herkes,darbeci ve dış güçlerin uşağı,terör örgütleri ,Vandalizm gibi yaftalamalara devam ediyor.
Can yakıcı bir sorun daha var ama AKP’nin yandaş medyası ve onunla iş tutan merkez medya gündeme almıyor o da;barış sürecinin her an kesintiye uğrayacağı..
BDP demokratikleşme için adım at eylemleri düzenliyor;BDP’ ten bir heyet imrallıya Abdullah Öcalan ile görüşüp mektup getiriyor; BDP’nin bir başka heyetine teslim ediyor; o heyette mektubu alıp Erbil’e Barzani’yle görüşüyor ,oradan da kandile çıkıyor tam bir 4x4 bayrak yarışı gibi..
Kürt sorunun çözümü ve barış sürecinin sekteye uğramaması için PKK,BDP,Kandil ve Avrupa Kürt diasporası bastırıyor;Kongre-Gel’in başkanı Remzi Kartal eğer; hükümet demokratikleşme konusunda adım atmazsa;” Abdullah Öcalan ile Başbakana Erdoğan arasındaki anlaşmayı kamuoyuna açıklayacaklarını” bulundu ama bizim yandaş medya bunu hiç görmemezlikten geldi.
Hele medyanın kepazeliği ve gazeteci müsveddelerini tutumu yok mu insanı,insanlığından utandıracak kadar cerahat gibi hepimizin üzerine akıyor..
Yazarlık,gazetecilik ve medya üzerine bir yazı yazdım sonra yayınlamaktan vaaz geçip bilgisayarımın arşivine atıp; başka bir yazıya yöneldim,çünkü,basın özgürlüğü konusunda ne yazarsanız yazın,plastik gibi hiçbir şey değişmiyor, tek yapılacak iş zamana bırakmak,derler ya;zaman her şeyin ilacı,dönem yandaş gazetecilerin siyasette ikbal arama ve kendine akçeli işlerde bir şeyler kapma dönemine döndü.Mısır’daki askeri darbeyle gündem değişmiş gibi gözüküyor ama öyle bir gündemle karşılaşacağız ki ,yer yerinden oynayacak misali,bunu yakında PKK belirleyecek gibi gözüküyor.
Gündemden kısa bir tur hatırlatmasıyla,anlatmak istediğimiz konuya girelim..
Oruç’un adı toplumda ramazandır,oruç İslam dininin beş şartından biridir.
Oruç tutmak inanalar için aç kal ki, aç olanı anlayasın,diye tutulduğu iddia edilir; aslında çokta güzel bir mantıktır ama anlayana tabi..Şaşalı ramazan sofraları düzenleyenler,ramazanı hasat dönemi olarak değerlendirenlerde yok değil bu ayı.Tabi ki sadece inancı gereği tutanları tenzih ediyoruz bu konuda.
Başbakanın din anlayışı ve Müslüman mantığı üzerinde biraz durmakta yarar var.
Yalan söyleyen aynı zamanda karametçidir.
Karametçi: iftira atan kişi anlamına gelir.
Bizim Başbakan din ve mezhep üzerinden konuştukça hem karametçi oldu; hem de toplumda çok büyük yarılmalar yarattı.
Cumhuriyet tarihinde hiçbir başbakan benim hatırladığım kadarıyla, siyasi hırsına Erdoğan kadar teslim olmadı.
Başbakan, Gezi direnişini etkisiz hala getirip,toplumda küçük düşürmek için tam bir ay cami de gezi direnişçileri içki içtiler dedi ve bu cami de içki iddiası yalan olduğu ortay çıkınca da, dut yemiş bülbüle döndü.Bu kadar yalan söyleyen karametçi olan,inançlı bir insan Allah korkusuyla hareket ettiğini söyleyen kişi, işe sabah namazıyla başlayan bir mümin nasıl bir ruh halinde yaşıyor çok merak ediyoruz.Başını yastığa koyunca deliksiz bir uyku uyuyabiliyor mu acaba?
Başbakanın din üzerindeki konuşmaları sadece sosyal ve siyasal olarak toplumu ayrıştırmadı, inanç boyutunda da bölünmeler yarattı.
Sivil cumaları hatırlayın..
Her ramazan ayında anti kapitalist Müslümanların oluşturduğu yer sofralarıyla iftarlarını açtıkları, iftarlara bakın bunların sebebi Erdoğan’dır.Erdoğan’ın iktidarından önce böylesi manzaralar görmezdik..Yakında dileriz olmaz ama aynı dinde olan insanlar camilerini de ayırırsa şaşmamak gerek!.
Erdoğan inanç ve inancın gereği olan giyim kuşam konusunda da tekçi, ben bilirim ve ben diyorsam doğrudur mantığıyla hep hareket eder oldu..
Bunlardan yine biri başörtüsünün kamusal alanda yasağının kaldırılması konusunda; BDP milletvekillerinden Sırrı Süreyya Önder ile Altan Tan’ın meclise verdikleri öneriyi reddettirdiler,AKP’liler çoğunluk sayılarıyla.Hatta Başbakan bu öneri için başörtüsü onlara mı kalmış,dedi.
Yine Reyhanlıda bombalı saldırıda ölen 53 kişi için;benim 53 Sünni vatandaşım şehit oldu,dedi..Ben bu sözü duyduğumda açık söyleyeyim dil sürçmesi sandım ama Erdoğan birkaç defa daha söyleyince anlaşıldı ki, Erdoğan hem dinci hem de mezhepçi olduğunu kendi itiraf etmiş oldu.Derler ya Allah söyletiyor,diye.. Bazen insan iradesinin dışında itiraf edermiş içinden geçeni; bu aslında psikolojide çok anlatılan bir konudur.Reyhanlı da bombalı saldırı da ölen 53 kişi Sünni değil de Alevi olsaydı,ne diyecekti Erdoğan merak eder olduk.
Bir insan Allah korkusuyla hareket edecek, bir taraftan da siyasetini kurtarmak için yalan söyleyecek,insanları dini ve mezhebiyle değerlendirecek ne kadar korkunç bir tutumdur.Nasıl uyuyor bu yalanlarını hatırlayarak,ölenleri mezhebiyle değerlendirerek,kendi inanç anlayışının dışında, başkasının din üzerinde hoşuna gitmeyen her sözünü mahkemeye taşımayı, vicdanı nasıl müsaade ediyor?İnsan bu kadar vicdanın sesinden uzaklaşarak inançlı olabilir mi?
Eğer bir insan yalan söylüyorsa yalan o kişiyi bozar,bilgisayara virüsün bulaştığı gibi..
Yalan bütün ahlaksızlığın başlangıcıdır.
Yalana söylemeye başlayınca insan,peşinden hırsızlık,ırkçılık,şiddet, uyuşturucu, kumar,iftira ve her türlü gayri meşru iş sizin için doğal bir şey olur.Yalan, sizi siyasi hırsınız üzerinden teslim alır;Başbakanın dolma bahçe camisinde ,Gezi direnişine katılanların polis şiddetinden kaçarak camiye sığınanlar için “camide içki içtiler” sözlerini söylediği gibi!.
Başbakanın bir başka yalanı başörtülü bacılarıma, kız kardeşlerime saldırdılar yalanı da, aldı başını gidiyor; bunu da belgeleyemedi,belki de böyle bir densiz yapmışta olabilir ama bunu genellemek ne kadar tehlikeli bir yol olduğunu düşünmüyor mu?
İslam dininde ve bütün dinlerin en çok üzerinde durduğu ve hiç tanrı tarafından affının olamayacağı iki konu vardır,”yalan ve kul hakkıdır” burada kişinin inançlı veya inançsız olmasından hiç bahsetmez bunu baştan yasaklar ama bizim başbakanın vicdanı bunlara kapanmış gibi.
Demek ki yalan söylememek için inançlı olmayla bir alakası yok,ahlaklı olmak insan olduğunuz unutmamak her şeyin önünde geliyor.Gerçi denilebilir ki; din en çok buna dikkat çeker diyorlar, doğru ama para,mevki ve siyasi hırsına teslim olanların bunu yapmalarını ortadan kaldırıyor.
Yalan söylemeye devam ette Başbakanım; hiç değilse hayır mübarek ayda bari ara ver.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları













































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025
29.09.2025
22.09.2025
15.09.2025
1.09.2025