Mensur Akgün
Dağ fare mi doğurdu?
Biliyorsunuz, Trump ve Putin Cuma günü Alaska’da buluştu. Önce savaş uçaklarının gölgesinde fotograf çektirdiler, sonra delegasyonlarının katılımıyla iki buçuk saat kadar görüşüp birlikte basın açıklaması yaptılar. Putin buluştukları yerin önemine, ülkelerinin coğrafi yakınlığına ve Ukrayna sorununun geçmişine değindi.
Trump da görüşmelerin verimli geçtiğini, NATO’yu, Zelensky’i ve başka bazı liderleri arayacağını söyledi, bol bol teşekkür etti, her şeyi çözemesek de önemli ilerleme kaydettik mealinde konuştu. İkisi de basının sorularını cevapsız bırakıp, planlanan öğle yemeğini atlayıp uçaklarına binerek buluşmanın gerçekleştiği askeri üsten ayrıldılar.
Geriye her şey üstünde anlaşmadan hiçbir şey üstünde anlaşılmış sayılmaz mottosu kaldı. Yani aslında görüşmelerde ilerleme kaydedildiği, sorunun Amerika ve Rusya’yı doğrudan ilgilendiren tarafları üstünde mutabakata varıldığı, Trump’ın zaten karşı olduğu NATO genişlemesi konusunda Putin’e güvence verdiği bence belli oldu.
Yapılan açıklamalardan ve Trump’ın buluşmanın hemen ardından çıktığı televizyon programında söylediklerinden anlaşıldığı kadarıyla da bundan sonrası Putin ve Zelensky, ondan önce de müzakere heyetleri arasındaki görüşmelere bağlandı. Ukrayna’nın manevra alanıysa İngiltere ve biraz da Almanya’nın itirazlarına rağmen kısıtlandı.
Kiev’in toprak tavizi karşılığında barışa razı olmak dışında çok fazla şansı yok gibi. Savaşı Amerika’ya rağmen sürdürmesi, Amerika ve Rusya’nın üstünde uzlaştığı parametreler dışında bir barış için direnmesi imkansıza yakın. Alaska buluşmasından sonra İngiltere’nin dahi yeni oyunlar kurmaya çalışması zor.
Bugün itibarıyla Ukrayna’daki savaşın bitme, barışın tesis edilme şansı çok daha yüksek. Bunun adil bir barış olmayacağıysa gerçek. Ukrayna hukuken değilse bile siyasi tescille toprak kaybedecek, saldırganlık yine cezasız kalacak, insancıl hukuk normları bir kez daha askıya alınacak.
Yani dünya yine bildiğimiz, öğrendiğimiz gibi dönmeye devam edecek. Ancak bu savaşın günün birinde tırmanıp kontrolden çıkması, bizi de içine çekecek bir girdaba dönüşmesi önlenmiş olacak. Ve umarım Rusya da, Avrupa da, Amerika da bu tatsız tecrübeden dersler çıkartacak, en azından bir süreliğine biri diğerinin etki alanına girmeye kalkışmayacak.
Rusya uzunca bir zaman toparlanmaya, sonuçlarını düşünmeden başlattığı özel operasyonun kendisine nelere mal olduğunu, Moskova’ya yürüyen Wagner birliklerinin yarattığı da dahil hangi badireleri atlattığını bir kez daha düşünecek. Kağıttan kaplan olduğunun anlaşılmasını da sanırım hesaba katacak.
Avrupa soluklanacak, Ukrayna için yaptığı fedakarlıkları gözden geçirecek. Tekrar rehavete kapılmazsa güvenliğini kendi sağlamaya, Türkiye’yi de kurmaya çalışacağı güvenlik mimarisinin ayrılmaz bir parçası olarak görmeye -tüm önyargılarına ve bizim tüm sorunlarımıza karşın- gayret edecek.
Ukrayna’daki savaşın bitmesi Rusya’ya uygulanan yaptırımların hafiflemesine, Türkiye üstündeki yaptırımlara uyun baskılarının ve ikincil yaptırım risklerinin azalmasına yol açacak. Ukrayna ve bir ölçüde Rusya’nın kaçılmaz yeniden imarı özellikle inşaat sektörü için fırsatlar yaratacak.
Ukrayna’da çoktan yapılması gereken seçimler yapılacak, Zelensky ve ekibi büyük olasılıkla kaybedecek, yolsuzluk dosyaları açılıp, anti-demokratik uygulamalar masaya yatırılacak. İşbaşına yine İngiltere veya Amerika’nın ya da belki Almanya’nın beğendiği biri gelecek. O da Ukrayna’nın yeniden imarını sağlamanın savaşı sürdürmekten daha zor olduğunu görecek.
Trump ve Putin Alaska’da mutabakata vardılarsa veya ilerde varacaklarsa, Ukrayna NATO yerine hazır olduğunda AB’ye alınacak. Çok daha büyük bir ihtimalle AB yeniden inşanın külfetine katlanmak istemeyeceği için uzunca bir süre bekleme odasında kalacak, Kopenhag Siyasi Kriterleri aniden ve yeniden hatırlanacak.
Yanılmayı çok istemekle birlikte, 1938 Münih, 1944 Moskova (Churchill ile Stalin arasındaki yüzdeler anlaşması), 1945 Yalta ve aslında gelmiş geçmiş diplomasi tarihi göstergeyse, çok yakında dağın fare doğurmadığı, tarafların bir oturuşta böylesi bir savaşı bitirmeyi ya da ateşkesi sağlamayı beklemediği, savaşın gerçek nedenini konuştuğu, kendi aralarında bir tür mutabakata vardığı anlaşılacak…
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTOysa Her Şey Çok Farklı Olabilirdi… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİTrump Nobel'i alıp barıştan kaçarsa 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTutuklama tutkusu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuTürkiye neden bu kadar siyasi? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUUyuşturucu kullanımı ortaokullara kadar indiyse… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm sürecinde bazı işaretler 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENYargıda “Kin” motivasyonu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBorsada vurgun nasıl yapılır? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAÖzgür Önderlikten , Özgür Topluma; 9 Ekim Komplosuna Karşı Halkların Demokratik Direnişi... 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilAteş hattında bir ülke: Suriye sahnesinde Türkiye 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENSadece DEM mi, ya CHP'nin ettikleri? 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaYPG silah bırakır mı? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyon, bir temel hak olan mülkiyet hakkının ihlali ve öneriler 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDevletin sahipleri ve DEM Parti! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin geleceği giderek daha az tartışılırken… 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇEREkonomide akıldışılık sona erdi mi? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman ülkelerde adalet yok ama adalet masalları çok güzel! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÇözümde tümseklere rağmen tekerlek dönüyor 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRTürkiye yeniden karanlık film günlerine mi dönüyor? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezFenerbahçe'nin Yeni Yönetimine İlk Açık Mektup 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Kim bu Devlet Büyükleri?” 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAGerçek sanık sandalyesinde 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSiyasi değil sosyolojik, hatta psikolojik 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer balkonuna havuz yapılan rezaletin perde arkası! Buna nasıl izin verildi? 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBirinci Yılında Süreç: Olanlar, Olmayanlar 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞ“DEVLETİ ZENGİN”,”VATANDAŞI AÇ VE YOKSUL” ÜLKE… 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Trumpizm’in güç gösterisi nereye kadar? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİYapıttan Yapana: Zatî olana yolculuk 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKaan’ın motorları ve bir soru: Türkiye’nin F-35 alması şart mıdır? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’dan sonra AKP dağılır 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye’nin sosyal devletin rolünün yeniden inşası kaçınılmaz 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayOVP’nin iç çelişkileri ve stratejik yönelimi 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNGazze Planı: Bölgesel teslimiyete giriş 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANFotoğraflar tarafsız değil 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraDevlet Millet Kucaklaşması 5.10.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.10.2025
10.09.2025
7.09.2025
27.08.2025
24.08.2025
20.08.2025
17.08.2025
13.08.2025
27.07.2025
23.07.2025