Merve Şebnem Oruç
Uzun süredir yeni bir savaş konseptiyle karşı karşıya olduğumuzu söylüyorduk. Bildiğiniz gibi, Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da devlet dışı aktörlerin mevcut kaos ortamından yararlanarak yükselişe geçmesiyle, IŞİD ve PKK gibi terör örgütlerinin sahneye baş rol oyuncusu olarak çıktığı bir süreç yaşıyoruz. Süper güçlerin terör örgütlerini kullanarak bölgeye düzen verme çabalarının artık yorumdan öte, somut bir durum olduğunun herkes farkında. Bu yeni savaş konsepti, korkuyu, kaosu ve terör olaylarını, coğrafyayı dizayn etmek için kullanmasının yanı sıra, yürüttüğü savaşı idame ettirmek için ihtiyaç duyduğu teröristleri de bu coğrafyadan devşirmekte.
Bu nedenle, tam da böyle bir zaman diliminden geçerken, Türkiye bir yanda IŞİD bir yanda PKK terörüyle mücadele ederken karşı karşıya kaldığımız ve püskürtmeyi başarttığımız darbe girişiminin niteliğini tartışmak büyük önem arz ediyor. Zira o gece yaşananlar tarihte ve bugün dünyanın farklı yerlerinde yaşanan darbe girişimlerinden farklı özellikler taşıyor.
Bunun askerin gerçekleştirmeye kalktığı bir darbe girişimi olmadığı konusunda herkes hemfikir. Zaten ordunun içerisine yerleşmiş ve sadakatini Türkiye Cumhuriyeti devleti ve Türk Ordusu'na değil, ABD'nin Pensilvanya eyaletinde yaşayan birine bağlamış kişileri Türk askeri olarak tanımlamak mümkün değil. Onlar olsa olsa “Fetullah'ın askerleri”dir, tıpkı IŞİD'in teröristlerinin kendini Bağdadi'nin askerleri, PKK'nınsa Öcalan'ın askerleri olarak tanımlaması gibi...
Fetullahçı paralel devlet yapılanmasının halihazırda terör örgütü ilan edilmiş olması, bu darbe kalkışmasını diğer askeri darbe teşebbüslerinden ayıran tek özellik değil. Darbe olduğunu teyit etmemizi müteakip tankların sokağa indiğini haber aldığımızda soluğu önünde aldığımız Vatan Emniyet'te uzun bir mücadele sonucu ortaya çıkan gerçek, bu açıdan oldukça önemli. Arka arkaya dizili dört tankın en önündeki, bizim de önünde durduğumuz tankın içinden, asker üniforması giymiş ancak TSK'ya mensup olmayan birinin, Fetullahçı eski Emniyet Müdürü Mithat Aynacı'nın çıkması, bu darbe girişiminin askerin ya da askeri bir elitin değil, doğrudan Fetullahçıların kendi networkü içinde tezgahladıkları bir plan olduğunu ortaya koyuyor.
Bir başka detaysa, doğrudan halka ateş açan, tanklarla insanları ezen, birkaç saat önce kafelerde, çay bahçelerinde, evlerinde oturan ama söz konusu vatanı ve iradesi olunca sokağa fırlayan insanların canına kast edenlerin, kısa süre içinde katlettiği insan sayısı. Örneğin Mısır darbesinin ilk günlerini hatırlayalım; 3 Temmuz 2013 günü gerçekleşen darbeden sonra 48 saat içinde hayatını kaybeden insan sayısı 30'du. Türkiye'de Fetullahçıların darbe kalkışması sırasında ise, sadece birkaç saat içinde şehit olanların sayısı 240 olması gösteriyor ki, bu yapılan diğer darbe girişimlerinde olduğu gibi sadece yönetimi ele geçirmeyi ve sivillere verilen zararı minimumda tutmayı amaçlamıyordu. Vatan Caddesi'nden sonra gittiğimiz Saraçhane Meydanı adeta işgal uçaklarının tepesinde uçtuğu, düşman askerlerinin şehir meydanına indiği bir yer gibiydi ve sadece orada birkaç saat içinde 17 kişi şehit oldu. Hatırlarsanız, Mısır'da darbe olduktan sonra dahi darbe karşıtlarının kampı haline gelen Rabia Meydanı'nda insanlar 14 Ağustos'a kadar gösteri yaptı, darbe karşıtı sloganlar attı, şarkılar söyledi, gösteriler yaptı. 14 Ağustos'ta eğer kamp boşaltılmazsa müdahale edeceğini söyleyen Mısır Ordusu, o gün orada büyük bir katliam gerçekleştirdi ve tüm Ağustos ayı boyunca sergilenen vahşette 3 binin üzerinde insan öldü. Sadece birkaç saat içinde 240 kişiyi şehit edebilen Fethullahçıların, eğer teşebbüs başarılı olsaydı 1-2 ay içinde kaç kişiyi öldürebileceklerini buradan hesap edebiliriz.
Yine o geceyi hatırlarsak, Fethullahçı teröristlerin F-16 pilotlarının İstanbul ve Ankara'nın üzerinde ses hızını geçen süratte alçak uçuşlar yaparak insanları, işgal uçakları gelmiş ve şehirler bombalanıyormuş hissiyle korkutmaya çalışması, başka bir darbe girişiminde yaşandıysa da ben bilmiyorum. Yine Mısır'dan örnek verelim, darbeci Sisi F-16'larla kıyaslanamayacak olan basit uçakları, ancak günler sonra darbe karşıtı gösteriler bitmeyince ortaya çıkarmış ve şehirlerin üzerinden insanları kandırmak için 'Ordu halkın yanında' türü mesajlar taşıyan broşürler dağıtmak için kullanmıştı. Türk milletinin üzerinde oluşturulmaya çalışılan his dehşet ve korku, yapılan da terörden başka bir şey değildi.
Bir başka detaysa TBMM'nin bombalanması. Velev ki askeri bir elit ülkenin iyi yönetilmediğini ve bunun sorumlusunun hükümet olduğunu düşünerek illegal bir şekilde yönetime el koymaya çalışıyor. Bu ülkenin tüm partilerinin temsil edildiği, milletin iradesini temsil eden Milletin Meclisi'ne bomba atılır mı? Bunu vatanseverlik iddiasında bulunarak darbe girişimine meşruiyet arayan hiçbir darbeci yapmadı. Yine Mısır'ı hatırlarsak İhvan'ın Genel Merkezi'ne saldırıldı, ama Parlamento binasına dokunmak kimsenin aklının ucundan bile geçmedi. Evet, Mısır darbesi de hatırlayacağımız üzere dışarıdan desteklenen bir darbeydi, ama işgalcilerin bir ülkeye saldıracağı gibi Mısır'a saldırılmadı.
Bir diğer husussa, her ne kadar orta çıkan yazışmalarda 'Erdoğan'ı ölü ya da diri ele geçirin' denilse de, Cumhurbaşkanı'nın Marmaris'teki oteline yapılan saldırının görüntüleri ve ele geçirilen silahlar gösteriyor ki, orada amaç kesin bir şekilde Erdoğan'ı öldürmekti. Yine diğer darbe girişimcilerinin yaptıkları gibi tutuklama ya da kurdukları hukuksuz mahkemelerde yargılama gibi bir niyetleri dahi yoktu.
Tüm bunlar, yaşadıklarımız ne askeri darbe girişimi ne de 17-25 Aralık'ta yaşadığımız gibi sivil darbe girişimi olarak tanımlanabileceğini ortaya koyuyor... Bunun adı olsa olsa 'terörist darbe' girişimidir. ABD gibi süper güçlerin, terör örgütlerini kullanarak ülkeleri dizayn ettiği yeni savaş konseptini konuşurken yaşanan o korkunç gece gösteriyor ki, teröristler aynı zamanda yeni nesil işgaller için de kullanılabiliyormuş.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.02.2020
4.02.2020
5.01.2020
29.12.2019
8.02.2019
29.07.2018
22.07.2018
15.07.2018
12.07.2018
5.02.2018