Merve Şebnem Oruç
Taha Kılınç Yeni Şafak’ta bu hafta yayınlanan “Sığınak yine burası olacak” başlıklı yazısında ABD’nin Virginia eyaletine bağlı Charlottsville kentinde geçtiğimiz hafta sonu yaşanan şiddet olaylarıyla ilgili önemli bir detay paylaştı. Malum, James Alex Fieldsisimli bir beyaz Amerikalı, kentte beyaz ırkçıları protesto eden kalabalığın arasına Daeş’in terör eylemlerini andırırcasına aracıyla dalmış ve büyük bir şoka neden olmuştu.
Kılınç şöyle diyor yazısında: “20 yaşındaki saldırganın sosyal medyada yaptığı paylaşımlar, sayısız benzeri gibi klâsik bir aşırı sağcı-ırkçı profile işaret ediyordu. Adolf Hitler’e ve Nazilere övgü dolu ifadelerin yanında Nazi işareti olan gamalı haç (svastika) ve diğer semboller, alışılmış şeylerdi. Ancak bir kare vardı ki, meseleyi yakından takip etmeyenleri epey şaşırtmıştı: Fields, Beşşar Esed’in bir fotoğrafını paylaşmış, üzerine de ‘Yenilmez’ yazmıştı.”
Kılınç’ın köşesinde kaynak gösterdiği Washington Post yazısında, gazetenin Beyrut Büro şefi Liz Sly ve dış haberler muhabiri Rick Noack ayrıca, eski Ku Klux Klan lideri David Duke’ün Beşar Esad’a övgüler düzen bir dizi tweet serisinden bahsediyor. Duke, tweetlerinde Esad’ı “muhteşem lider” olarak tanımlamaktan tutun, Suriye bayrakları ve Esad posterleriyle bezenmiş arabaların ABD sokaklarında çekilmiş fotoğraflarını paylaşmaya, Esad’ı “modern dünyanın kahramanı” ilan ederek ailesine övgüler düzmeye adeta Amerikalı bir ergenin Justin Bieber’a sevgisini göstermesi gibi Suriye kasabına olan hayranlığını ortaya koymuş.
Bir tweet’inde şöyle diyor Duke: “Başkan Esad problem çözer – IŞİD’E VE TÜM DESTEKÇİLERİNE ÖLÜM! Amerika’nın bununla bir problemi mi var? #TrumpRussia”
Aslında James Alex Fields ve David Duke, sosyal medyada kısa bir araştırma yaptığınızda karşınıza çıkıveren yüzlerce, binlerce Esad destekçisi aşırı sağcı/ırkçı Amerikalı, aşırı sağ ve sol destekçisi Avrupalı profilin sadece öne çıkan iki örneği.
Suriye savaşının tüm dünyada neden olduğu değişim ve dönüşümün kritik sosyolojik delillerinden biri olan bu gerçek, savaşın geride kalan altı yılı içerisinde bazı cılız sesler tarafından dile getirilmeye, anlatılmaya çalışıldı. Fakat popüler akıma aykırı olduğu için dinlenmedi, anlaşılmadı, üzerine düşülmedi. Ta ki Donald Trump ABD Başkanı olana kadar...
Batı’da son yıllarda İslamofobi’nin ve paralelinde aşırı sağ ve sol hareketlerin yükselişinde, İngiltere’de Brexit’in kazanmasında ya da Trump’ın Başkan olması gibi büyük kırılmalarda en önemli etkenin Daeş terörü olduğu düşünüldü ve iddia edildi. Ancak çok da uzak olmayan geçmişte Daeş’in ortaya çıkmasından önce var olan şu gerçek unutuldu: Esad Suriye’de protestolar başladığı ilk günden itibaren kendisine karşı ayaklananların sivil halk değil, aşırılar/radikaller/teröristlerolduğunu iddia etmekteydi. Bir yandan kadın, çocuk demeden kendi vatandaşlarını öldürürken öte yandan sözüm ona ‘reform’ adı altında hapishaneleri boşaltmakta; ancak muhaliflerini değil, el Kaide mensubu oldukları için içeride olanları dışarıya salmaktaydı. Bununla ilgili onlarca, yüzlerce haber yayınlandı özellikle 2012-2015 yılları arasında. Dahası Irak’ın ikinci en büyük kenti olan Musul’un ele geçirilmesine varan Daeş’in Irak’a geri dönüşü sürecinde, Taci ve Ebu Gureybhapishaneleri baskınında serbest bırakılan yüzlerce el Kaide mensubunun o gece nasıl hiçbir çatışma olmadan oradan çıkıp gidebildiğine dair şaibeler de hala zihnimizin bir kenarında durmakta.
Esad rejimi ve Bağdat yönetimi attıkları (bilinçli ya da bilinçsiz) adımlarla Daeş’i semirtip palazlandırırken Sünni sivil halka yönelik acımasız tavrını sürdürdü. Şu karikatürü belki hatırlarsınız: Birinci karede sol yanda ellerinde pankartlarla bir grup kalabalık, sağ yanda Esad duruyor; ikincisindeyse sol taraftakilerin hepsi Esad tarafından öldürülmüş ve yerde yatıyor fakat ortada tek bir Daeşli ayakta sırıtarak bekliyor, sağ tarafta duran Esad ise bize dönüp soruyor: “Ben mi o mu?”
Suriye’de yaşananları pek de yakından takip etmeyen çoğunluğa, tüm dünyayı kasıp kavuran Daeş tehdidinin aslında ve esasen nasıl çıktığı gerçeği, Esad rejiminin bu işte oynadığı aktif rol belki abartı gelebilir; ama söz konusu rejimin Irak el Kaidesi’ne uzun yıllar boyu verdiği desteği ve muhaberatla el Kaide arasındaki ilişkiyi anımsayanlar için bir anlam ifade edebilir.
Barack Obama, “Esad gitmeli” cümlesini kuran ilk dünya lideriydi. Aradan yıllar geçti, Obama gideli neredeyse bir yıl olacak, Esad ise Şam’da zaferini kutlamakta. Çünkü kendisi tüm muhaliflerini paramparça ederken bir tek teröristleri ortada bıraktı; Suriye’yi teröristler ve Batı, Rus, Çin istihbaratları açısından radikalleşme tehdidi taşıyan tüm potansiyel unsurlar için bir çekim merkezi haline getirdi. Ülkesini mahvetmek ama koltuğunu kaybetmemek pahasına, Suriye’yi herkesin gelip ‘terörist’ avlayabileceği bir “Açlık Oyunları” sahasına çevirdi.
Esad sadece Suriye’ye zarar vermedi, aynı zamanda dünyayı 2. Dünya Savaşı öncesinde yükselen ırkçı, faşist dalganın benzeri içine soktu. Bunun en önemli yazının başında bahsedilen Alt-Right grupları, yeniden ortaya çıkan Ku Klu Klan ve Neonazi hareketleri, yükselişi Batı’nın liberal demokratlarını bile onların gönlüne uygun söyleme yönlendiren İslamofobik aşırı sağ ve sol gruplar... Donald Trump, onlar sayesinde seçildi ama Esad rejiminin askeri üssünü vurduğu gün kendi oy vereninde büyük bir hayal kırıklığına neden oldu. Fransa’nın Marine le Pen’inden İngiltere’nin Nigel Farage’ına hemen hepsi Daeş tehdidine karşı Esad’ın yanında durdu. Gezi’de ‘Y kuşağının’, liberallerin yanında biten beyaz kalpaklıların arasına karışmış Esadcıları, medyamızın güzide Baasçılarını hatırlayın. Çok eskiye dayanan Baas ile Batı’nın aşırı sağ ve sol partileri arasındaki ilişki bir başka yazının konusu; fakat PKK ile iş tutuyor diye kızdığımız ABD’nin liberal demokratlarının ilk günahının Esad’a göz yummak olduğunu, bugün Batı’da yükselen beyaz ırkçılığın da ilhamını Şam rejiminden aldığını unutmayalım.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları








































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.02.2020
4.02.2020
5.01.2020
29.12.2019
8.02.2019
29.07.2018
22.07.2018
15.07.2018
12.07.2018
5.02.2018