Merve Şebnem Oruç
Mex Tillerson’ın ilk Afrika seyahati, ABD Dışişleri Bakanı olarak yaptığı son seyahat oldu. Tillerson, ABD Başkanı Donald Trump’ın kendisini kovduğunu, ABD’ye dönüşünden dört saat sonra Twitter’dan öğrendi.
Uzun yıllar ABD’de çok izlenen ‘The Apprentice’ (Çırak) adlı programın sunucusu olarak “You are fired!” (Kovuldun!) lafıyla şöhretine şöhret katan Trump ABD Başkanı’yken de farklı değil. Beyaz Saray’da kovulanların, istifa etmek zorunda bırakılanların listesi uzadıkça uzuyor. Bu ayrılışı Twitter üzerinden açıklamak da hiçbir devlet teamülüne uymuyor elbette, ama söz konusu Trump olduğu için bu hiç kimseyi şaşırtmıyor.
Tillerson’ın Dışişleri’nden ayrılacağı iddiaları bir süredir dolaşımdaydı, hatta Kasım’da New York Times’da haber de oldu, ama enerji devi Exxon Mobil’in eski CEO’su Tillerson’ın Trump’la anlaşamadığı, çok daha önce, göreve gelmesinden kısa süre sonra fark edilmeye başlandı. ABD’nin Orta Doğu politikalarında çok etkin olan Dışişleri Bakanlığı, Tillerson döneminde aktifliğini kaybetmiş, Savunma Bakanlığı, yani Pentagon Suriye, Irak gibi çatışma bölgelerinde daha ön plana çekilmişti. Tillerson’ın gidip yerine asker kökenli CIA Başkanı Mike Pompeo’nun gelişiyle Trump’ın ekibindeki askerlerin sayısı arttı ve dolayısıyla piyasadaki “ABD politikalarını generaller belirliyor,” argümanları arttı.
Tillerson’ın Paris Anlaşması’ndan Katar krizine, İran’dan Kuzey Kore’ye pek çok konuda Trump’la anlaşamadığı biliniyordu. Zaten Trump’da Tillerson’la “Berbat” diye nitelediği ve iptal edilmesini istediği İran nükleer anlaşması konusunda zıt fikirlere sahip olduklarını söyledi. Temmuz’da Pentagon’daki bir toplantıda Tillerson’ın Trump için “moron” dediği iddiaları Tillerson tarafından yalanlansa da ikili arasındaki husumet uzun süredir fark ediliyordu.
Dahası, Trump’ın damadı, danışmanı ve Orta Doğu Temsilcisi Jared Kushner ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman arasında şekillendirilen Körfez politikaları, İsrail-Filistin meselesi gibi kritik konularda Dışişleri Bakanlığı bypass ediliyor, Tillerson’ın bundan rahatsızlık duyduğu biliniyordu. Kushner’in BAE, Çin, İsrail ve Meksika gibi ülkelerin hükümet yetkilileriyle yaptığı üst düzey temaslar sadece Tillerson değil, Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı H.R. McMaster için de sıkıntı oluşturuyor, daha önce de başka isimlerin ekipten ayrılmasına sebep olan Kushner ismi, içeride tartışılmaya devam ediyordu.
Beyaz Saray’da çalışan herkesin geçmişiyle ilgili güvenlik soruşturması yapan FBI’ın Kushner’le ilgili soruşturması sürekli yapılan ertelemeler nedeniyle hala tamamlanamadı. Ayrıca Kushner’in Beyaz Saray’daki ‘çok gizli’ güvenlik toplantılarına katılabilmesi ve ‘çok gizli’ belgelere ulaşabilmesi için verilen izni iptal edilmişti. İptalin ardında Kushner’e sağlanan aşırı özgür alandan rahatsız olanların olduğu iddialar arasındaydı. Tillerson’dan sonra sıranın, kovulacağı söylenen isimler listesindeki McMaster’a geldiği yönündeki güçlü iddialara bakılırsa, Pompeo’nun göreve gelmesini, sadece askerlerin Beyaz Saray’daki gücünün etkisi olarak okumak eksik olur diye düşünüyorum. Nitekim McMaster da üç yıldızlı eski bir general.
Tillerson’ın, önümüzdeki hafta Bin Salman’ın ABD’ye gerçekleştireceği resmi ziyaretin öncesinde kovulmuş olmasını da es geçmezsek bu olayın da ABD menfaatlerini korumaktan öte, damat Kushner’in talebini yerine getirme gibi bir öncül nedeni olduğunu öngörebiliriz. Kushner, 2007’de 1.8 milyar dolara aldığı New York’taki 666 Fifth Avenue adlı 42 katlı gökdelenin borçlarını küresel kriz nedeniyle ödeyememiş ve 2015’te Katar’a satmak istemişti. Katar satın almaya yanaşmayınca, Kushner hayal ettiği kar yerine zarar etmişti. Körfez ülkelerinin Katar’a uyguladığı ablukaya Kushner’in verdiği desteği desteğin ardında da bu şahsi intikam arzusunun yattığı söylenir. İddialara göre, Kushner bu yaz Katar’a askeri müdahale yapılmasını da desteklemiş ama Tillerson bunu engellemişti. Hatırlanacağı üzere, Trump’ın Twitter’dan verdiği desteğe rağmen Tillerson, Suudi Arabistan, BAE ve Mısır’ı Katar’a yönelik ablukayı hafifletmeye çağırmıştı. Yani Tillerson’ın gitmesinden Kushner’e ek olarak, en başta İsrail, BAE, Suudi Arabistan ve Mısır’ın memnun olduğunu söyleyebiliriz.
Tillerson’ın kovulmasının, Türkiye-ABD ilişkilerini nasıl etkileyeceği de büyük soru işareti. Tillerson’ın Ankara ziyaretinde yapılmasına karar verilen iki ülke arası mekanizma toplantılarında Menbiç konusunda yerine getirilmemiş ABD taahhütleri üzerine büyük mesafe kat edilmişti. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Moskova ziyareti sırasında, “Yeni ABD Dışişleri Bakanı ile aynı anlayışla çalışmak isteriz,” demesi ama YPG’nin Menbiç’ten çekilmesi konusunda yol haritasının belirleneceği 19 Mart’ta gerçekleştirilmesi planlanan Türk ve ABD Dışişleri Bakanları toplantının ertelenebileceğini söylemesi, Ankara’nın da bu değişiklikten memnun olmadığını, yeni bakan konusunda temkinli yaklaştığını gösteriyor.
Trump’la hemen her konuda anlaştığı söylenen yeni ABD Dışişleri Bakanı Pompeo, CIA Direktörü olarak ilk yurt dışı ziyaretini geçen yıl Türkiye’ye yapmış, bu ziyaret, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Trump arasındaki ilk telefon görüşmesinde iki ülke arasındaki sorunları ‘derhal’ düzeltmeye başlamak amacıyla planlanmıştı. Ziyaretin üstünden bir yıl geçmesine rağmen ABD-Türkiye ilişkilerindeki sorunlar çözülmüş değil. İran karşıtlığı, CIA’in işkence taktiklerinin savunuculuğu gibi yönleriyle bilinen Pompeo, 15 Temmuz darbe girişiminin ertesi günü Twitter’da Türkiye’yi “totaliter İslamcı diktatörlük” diye tanımlamış ve “Erdoğan yönetiminin ancak İran yönetimi kadar demokratik olabileceğini” ifade etmişti. Daha sonra bu tweet’ini silen ve Twitter hesabını askıya alan Pompeo, herhalde Dışişleri Bakanı olduktan sonra bu şahsi fikirlerini bir kenara bırakır.
Türk Dışişleri de elbette, ABD’ye son bir kez daha sabır göstererek Pompeo ile çalışmaya gayret gösterir. Ama galiba, Trump’ın ABD’si ile çalışabilmenin ana yolu bakanlardan, diplomatlardan değil, damat Kushner’den geçiyor.
Yazarlar
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.02.2020
4.02.2020
5.01.2020
29.12.2019
8.02.2019
29.07.2018
22.07.2018
15.07.2018
12.07.2018
5.02.2018