M.Şükrü HANİOĞLU
Türkiye yeni bir ortak tasavvur üretmek zorundadır. Bunun milliyetçi söylemler ve ifa ettiği toplumsal çimento rolüne karşılık "din kardeşliği" üzerinden üretilmesi mümkün değildir
Akif Emre milliyetçi-ayrılıkçı vizyonların entelektüel tartışmaya egemen olmalarının nedenleri üzerine önemli değerlendirmeler içeren bir köşe yazısı yayınladı (Yeni Şafak, 25 Aralık 2012). Emre de sorunun bir "ortak tasavvur" oluşturma noktasında düğümlendiğini kabul ederek, bunun "Türkçülük" ve "Kürtçülük" üzerinden üretilemeyeceğini belirtirken, bir "ortak tasavvur"u yaşatan İslâmcıların "Kürt ve Türk olarak ayrıştırılmasının" sorunu çetrefilleştirdiğine değiniyor. Yaratılması hayatî ehemmiyet taşıyan "ortak tasavvur"un nasıl üretileceğinin tartışmaya açılması sevindiricidir.
Türkçülük ve Kürtçülük
Ortak tasavvurun "Türkçülük" ve "Kürtçülük" üzerinden üretilemeyeceği ortadadır. Bir asrı aşkın süre içinde oluşturulmaya çalışılan "millet-i hâkime" temelli yeni Osmanlılık ve bunun antropolojik ve Sosyal Darwinist vurgularla "bilimselleştirilerek" ulus-devlete uyarlanan yorumu olan Türkçü tasavvurlar başarısız olmuşlar, hedeflenen toplumsal ortak paydayı yaratamamışlardır.
Bu tasavvurların başarısızlığı, yaratılan kimliklerdeki kapsayıcılık ve açıklığın mevcut hegemonik söylemi görülmez kılacağının varsayılmasından kaynaklanmıştır. Diğer bir ifadeyle "Türklüğün herkese açık" olması, onu kabul edenleri kapsamasının, bu kimliğin diğerleriyle kurduğu hegemonik ilişkinin sorgulanmaması neticesini doğuracağı, herkesin onu gönüllü olarak benimseyeceği düşünülmüştür. Ancak gelişmeler bu varsayımı doğrulamamıştır.
Bir milliyetçi-ayrılıkçı tasavvur olan Kürtçülük ile evrildiği Kürt milliyetçiliğinin bir toplumsal ortak payda oluşturabilmesi ise onun tabiatına aykırıdır. Zaten bu hareketlerin böyle bir iddiası da olmamıştır.
Dolayısıyla biri toplumsal bir ortak paydayı her türlü kimliği içinde eriterek yaratma iddiasında olan, diğeri ise "bilincini kaybetmiş milleti yeni bir kimlik altında yeniden yaratma"yı hedefleyen bu milliyetçiliklerin kapsayıcı bir "ortak tasavvur" yaratmaları mümkün değildir. Bu onları "tasavvur" yoksunu kılmaz. Benedict Anderson'ın da belirttiği gibi "milliyetçilik" bir "mutasavver cemaat"e dayanmak zorundadır. Ancak söz konusu milliyetçilikler üzerinden Türkiye ölçeğinde "ortak" bir tasavvur üretilemez.
Kürt milliyetçiliği
Bu tespitleri yaparken Kürt milliyetçiliğinin Cumhuriyet ya da 12 Eylül rejiminin doğurduğu bir hareket olmadığının altını çizmek gerekir. Zannedilenin tersine Kürt proto-milliyetçiliği Türkçülükten çok sonra ortaya çıkmamıştır. Abdurrahman Bedirhan'ın 1898 yılında yayınlamaya başladığı Kürdistan dergisi, bir yandan İttihad ve Terakki'nin yeni vizyonunu dile getirmeye çalışarak Osmanlılık sınırları içinde kalırken, öte yandan da bu kavramı ikili kimliklere (Arap-Osmanlı, Ermeni- Osmanlı gibi) dönüştürme gayretinin ilginç bir örneğini oluşturmuştur.
İkinci Meşrutiyet döneminin Roj-i Kürd, Hetav-i Kürd benzeri Kürtçü dergileri ise Osmanlılık sınırlarını daha da zorlayarak bu çıtayı yükseltmişlerdir. Osmanlı çöküşü sonrasındaki Kürt hareketi ve Jîn benzeri dergiler ise entelektüel tartışmaya bütünüyle egemen olamamalarına karşın Kürtçülükten milliyetçiliğe geçişin ve ayrılıkçı siyasetin örneklerini sunmuşlardır. Dolayısıyla II. Abdülhamid döneminde filizlenen ve Mısır'da yayınlanan Türk dergisiyle siyasî vizyon kazanan Türkçülük ile asır sonu Kürt entelektüellerinin Kürtçülüğü beraberce gelişmişlerdir.
Süreç içinde Türkçülük önce Osmanlılık kavramının sınırlarını daraltarak onu kendisiyle özdeşleştirmeye çalışmış, daha sonra da yeni ulus-devletin kimliğini antropoloji temelli ancak herkese açık bir milliyetçilikle yaratmayı hedeflemiştir.
Aynı süreçte Kürtçülük, "Osmanlılık"ın sınırlarını esnetmeye çalışarak benzer hareketler gibi onun içinin Türk sembolleriyle doldurulmasına karşı çıkmış, Cumhuriyet sonrasında ise yeni kimliği reddeden bir milliyetçiliğe evrilmiştir.
Bu sürecin ikinci aşamasında "Osmanlılık" zincirlerinden kurtulan Türkçülük ve 1915 sonrasında büyük devletler tarafından desteklenen bir Hıristiyan unsur milliyetçiliğine karşı merkezin korumasına duyduğu ihtiyaç ortadan kalkan Kürtçülüğün ivme kazandıkları da unutulmamalıdır.
Dolayısıyla karşı karşıya olunan kısa süre için farklı biçimlerde kavramsallaştırmaya çalıştıkları "Osmanlılık" şemsiyesi altında sorunlu bir beraberlik yaşayan, daha sonra ise toplumun bir kesimine farklı kimlikler sunan, iki milliyetçiliğin mücadelesidir. Bu savaşımdan "ortak bir tasavvur" çıkması mümkün değildir.
İslâmcılık ve ortak tasavvur
Son dönemlerde Kürt milliyetçiliğiyle İslâmcılığı bağdaştırmayı hedefleyen bir hareketin doğuşunun çatışmayı derinleştireceği ortadadır. Çatışmanın toplumun seküler milliyetçi kimlikleri içselleştirmiş kesimlerinden, Müslümanlık paydasında birleşen katmanlarına yayılmasının milliyetçi- ayrılıkçı vizyona ivme kazandıracağı kuşkusuzdur.
Ancak buradan yola çıkılarak İslâmcılığın karşı karşıya olunan sorunu çözecek "ortak tasavvur" olarak takdimi hatalı olur. "Din kardeşliği"nin çatışmanın yoğunluğunu azaltıcı etkisi inkâr edilemezse de, bunun Arnavut ve Arap milliyetçiliklerinin gelişimlerinde de görüldüğü gibi, "ortak tasavvur"a dönüştürülebilmesi imkânsızdır. Dindar Kürtlerin ayrılıkçı-milliyetçi vizyona mesafeli durmalarının nedeni Türkiye ölçekli bir "ümmet"e duyulan aidiyet hissi ve bunun "otorite"sine gösterilen saygıdan ziyade, zikredilen vizyonun dine yaklaşımından duyulan kaygıdır.
Sultan'ın halife olduğu, Meşihat makamının tüm Müslümanlar nezdinde saygı gördüğü, sekülerliğin sınırlı kaldığı bir dönemde, çok-uluslu bir yapı içinde milliyetçi-ayrılıkçı vizyonların yükselişini engelleyemeyen İslâmcılığın, laik, geniş kesimleri sekülerleşmiş bir ulus-devlette bu işlevi görmesini ümit etmek gerçekçi değildir.
Yeni Arnavut alfabesinin kullanılmasının "günah" olduğunu ileri süren Meşihat'ı Türk baskıcılığının dinî âleti olmakla suçlayan Arnavut milliyetçileri, yerli ulemâdan da destek alarak bir Arnavut Meclis-i Ulemâsı kurulmasını talep etmişlerdi.
Kürt milliyetçiliğinin, tek parti dönemi sonrasında kendisini İslâmla bağdaştırmaya çalışmış Türk milliyetçiliğine karşı, benzer bir aracı kullanmayacağını düşünmek gerçekçi değildir. Azm-i Kavî benzeri örgütlenmelerin, rüşeym halindeki Kürtçülüğün dahi böylesi bir desteği alabileceğini gösterdikleri unutulmamalıdır.
Ortak tasavvurun gerekliliği
Bir ortak tasavvur üretilemediği takdirde Türkiye'nin en büyük sorununu çözemeyeceği ve yaşadığı çatışmanın daha vahim aşamalara evrileceği âşikârdır. Bu tasavvurun bizatihi çatışmanın nedeni olan milliyetçi söylem(ler) ve ifa ettiği toplumsal çimento rolüne karşılık "din kardeşliği" üzerinden üretilmesi mümkün değildir.
Bu tasavvur iki milliyetçilik arasında şiddetin de bir araç olarak kullanılmasıyla sürdürülen "talep-ihsan" dengesinin yerini alarak, hegemonik ilişkiyi ortadan kaldıracak, doğal haklar temelli bir toplumsal sözleşmeye dayanmalı ve yeni vatandaşlık, devlet ve millet tanımları üretmelidir. Bunun ise bir zihniyet devrimini zorunlu kıldığı ortadadır.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Unuttuğumuz savaş
19.11.2018 - İstiklâl Marşı’nı okuyarak ırkçılık mı yapıyoruz?
12.11.2018 - Otoriter ritüel ve söylemleri eleştirmek “Türklük” karşıtlığı mıdır?
5.01.2018 - “Temsilî demokrasi” krizinde Türkiye
29.10.2018 - “Millî irade-vesayet” kısır döngüsünü kırmak
22.10.2018 - Avrupa’da ne yükseliyor?
15.10.2018 - Ortadoğu Balkanlaşırken Ortadoğulu da Balkanlılaşıyor mu?
- “Sosyal medya”nın demokratikleştirici etkisi: Gerçekleşmeyen hayal
- “Liberal” düşmanlığının hedefi “liberalizm” mi?
24.09.2018 - Eğitimde reform “hukuk sorunumuz”u çözebilir mi?
16.09.2018
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
Yazar Haklı
Kemalistle Ergenekoncuyla ortak olan PKK nin BDP nin sonu zamanında Balkan dönmelerinin kurduğu İttihat Terakki ile ortak olan Taşnaktsutyun gibi olur. ittihatçılar memlekete son bi 50 sene daha hükmetmek için pkk yi maşa gibi kullanıyor. olan gariban Kürde dönmeye oluyor kimin umrunda?
Yazar Haklı
Kemalistle Ergenekoncuyla ortak olan PKK nin BDP nin sonu zamanında Balkan dönmelerinin kurduğu İttihat Terakki ile ortak olan Taşnaktsutyun gibi olur. ittihatçılar memlekete son bi 50 sene daha hükmetmek için pkk yi maşa gibi kullanıyor. olan gariban Kürde dönmeye oluyor kimin umrunda?