Mümtazer TÜRKÖNE
Çareyi Erdoğan Bayraktar gösterdi: “Başbakan’ın istifa etmesi lazım.” Peki eder mi? Bizim bilmediğimizi Başbakan biliyor: Yolsuzluk dosyasının kapsamı hakkında detaylı bilgi sahibi. Başkalarına hacet yok; doğrudan Başbakan’ın verdiği işaretler durumun vahim olduğunu gösteriyor.
Dün köşemde, İmam-Hatip hattı üzerinden, Hükümet’in savunma taktiklerinin kanuna aykırı olduğundan bahsederken, Pakistan dönüşü uçakta söylediklerini bilmiyordum. Başbakan’ın söylediklerinin tek sonucu var: Bu soruşturma Başbakan’ın adına yazılmış bir fezleke ile sonuçlanır. Yani bu iş mutlaka mahkemeye intikal eder. Başbakan’ın kendisini savunduğu “Eğer bir yolsuzluktan bahsediyorsanız milletin malına, devletin malına yönelik bir şey var mı?” sorusunun mahkemede savcıya sorulduğunu hayal etmeniz, davanın akıbeti hakkında size fikir verebilir. Mızrak Başbakan’ın elinde; çuvalın ebadını kanunlara göre yargı belirliyor.
Elde, sağlam bir yolsuzluk dosyası ve bunun altında ezilen bir Hükümet var. Mukayese etmek için söyleyelim: Gezi eylemlerinin yol açtığı yerel ve uluslararası depremin şiddeti “1” birim ise, bu sefer yaklaşık “100” birim. Başbakan çok sevilen bir lider; aynı zamanda çok düşmanı olan bir politikacı. Büyük bir kavga, sevenlerini ve sevmeyenlerini karşı karşıya getirecek. Ne Hükümet ne de Türkiye bu yükü taşıyamaz. Kaos dediğimiz şey asıl işte o zaman başlar.
Başbakan istifa etmeyi düşünür mü? 11 seneyi, Anka kuşu gibi her sabah küllerinden yeniden doğarak geçirdi. Bu seferki durum farklı: Başbakan da karargâhı da dağılmış vaziyette. Artık uzlaşma arayışlarının da bir faydası yok. Mermi namludan çıktı, bomba patladı ve hedefi dağıttı. Başbakan’ın sorumluluğu büyük: Bu ülkeyi derin bir kayba sokmadan bu krize son noktayı koyacak araçlar hâlâ onun elinde. İstifa müessesesi tam da böyle krizler için bir çare. Emniyet teşkilatı içindeki kıyım ve yargı ile girişilen savaş gibi umutsuz çırpınışlar artık sadece hasarı çoğaltmaya hizmet ediyor.
Başbakan, bu soruşturmanın ülkeye maliyetini doğru hesaplıyor. Ekonomi şimdiden ağır bir yükün altında. Yatırımlar durabilir. Barış süreci her an mihverinden çıkabilir. Türkiye’nin uluslararası itibarı ve caydırıcılığı hızla azalabilir. İstikrar bir daha geri gelmemek kaydıyla ortadan kaybolabilir. Bu kriz tek başına derin ve kalıcı bir kaosa yol açabilir. Bütün bu tehlikeleri önlemenin yolu, Yolsuzluk Soruşturması dosyasını kapatmak olamayacağına göre? Geriye Başbakan’ın engin kriz yönetme becerisi ile girişeceği bir geri çekilme planı kalıyor. Tekrarlıyorum: Dosya münderecatına Başbakan hâkim olduğuna göre istifa dahil, en doğru ricat planını o yapacaktır. Şayet Başbakan, bugün hâlâ elinde bulunan avantajları yerinde kullanırsa, Türkiye kaosa yuvarlanmadan bu krizi atlatabilir.
Bu günler hâlâ, derin bir kaosun temel dinamiklerinin yerli yerine oturması ile geçiyor. Hükümet, Türkiye’yi yönetemez hale gelecek. Bugün çare olan adımların, birkaç gün sonra hiçbir değeri kalmayacak. Başbakan’ın kafasında gezen erken seçim planı, çözümü değil kaosu artırır. Çünkü kriz, Hükümet’in arkasındaki millî iradenin değil, karşısındaki millî iradenin yani yargının tasarrufunun eseri. Seçim, zayıf bir ihtimal de olsa Erdoğan’ın arkasındaki desteği tazeleyebilir. Sandığın ve yargının hükmü farklı olabilir. Ama bu karşıtlık doğrudan krizi derinleştirecektir.
Erdoğan’ın seveni çok; onlardan biri de benim. Ülkeye yepyeni bir soluk getirdi, vizyonunu değiştirdi, askerî vesayeti tasfiye etti, demokrasinin önünü açtı. Liderliği ile topluma özgüven aşıladı. Hizmetleri ve eserleri gelecek nesiller tarafından mutlaka hayırla yâd edilecek. Ama hepsi buraya kadar. Bundan sonra yanlış bir duruşla ısrarı, ona da bırakacağı mirasa da Türkiye’ye de çok şey kaybettirecek.
Kaosu önleyecek güç sadece Başbakan’ın ellerinde.
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.08.2025
3.08.2025
31.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
10.07.2025
4.07.2025
1.07.2025
24.06.2025