Mümtazer TÜRKÖNE
Erdoğan, Maltepe mitingini bir veda sahnesine dönüştürdü. Miting meydanlarındaki canlı temaslarda kitleler daha çok duygusal mesajlara açık oluyor.
Bir fani olduğunu hatırlattı Erdoğan, veda mesajları verdi ve öldüğü zaman İstanbul’a gömülmek istediğini söyledi. Kalabalık çok fazla, organizasyon çok başarılı ve mesajlar etkileyici. Gerçekten Erdoğan, bir daha İstanbul’da bu kadar büyük bir kalabalığa hitap edemeyecek. Cumhurbaşkanı seçilirse, artık seçim mitingi defterini kapatacak; seçilemezse üç dönem şartı yüzünden 2015 seçimlerinde meydanlarda olmayacak. Dik bir yokuşun tam zirve noktasında bulunuyor; geride tırmanmak için büyük çabalar harcadığı zorlu yola ve önünde uçurumun kenarından kıvrılan düz ovaya doğru inen kısa yola bakıyor. Hepimizin sonu ölüm. Vasiyetini açıklarken aslında bize geleceği hatırlatıyor.
Siyasetin tek ölçüsü başarıdır. Erdoğan’ın siyaset için “insan yönetme sanatı” tarifi çok romantik ve gerçek dışı. Siyaset, iktidarı ele geçirme ve elde tutma sanatı. Erdoğan başarılı bir siyasetçi; 12 yıl boyunca elindeki gücün sürekli artış trendi izlemesi başarısının kanıtı. Geride etkili bir başarı hikâyesi bırakacağı kesin. Maliyeti hem kendisi hem de ülke için ne kadar büyük olursa olsun. Siyaset yine de imkân sanatı. Erdoğan, zorlu bir seçim yaparak önündeki imkânları tüketmiş oldu. Cumhurbaşkanı olduktan sonra eski gücünü koruyacak imkânları olmayacak; seçilemezse zaten taşınması çok güç olan ağır karizması derin bir yara alacak ve bir daha kendini toparlayamayacak.
12 yıl, demokrasinin asgari düzeyde bile olsa işlediği şartlarda sürekli güçlü kalabilmek için çok uzun bir süre. Bu süre sona erdi. Aslında cumhurbaşkanlığı seçiminde değil, 17 Aralık tarihinde tükendi.
17 ve 25 Aralık yolsuzluk operasyonları gerçek anlamda Erdoğan’ın siyasî kariyerini sona erdirdi. Kafasındaki bütün planlar çöktü. Toplumu ve siyaseti inşa faaliyeti sona erdi. O tarihten bugüne Erdoğan yeni herhangi bir güç oyunu kuramıyor; sadece ayakta kalmaya ve elindeki gücü kendisini koruyacak bir kalkana dönüştürmeye çalışıyor. Erdoğan, bir siyasî planlama yapamıyor; hatta yakın çevresi ile birlikte oluşturduğu ve orkestra şefi gibi yönettiği düzeneği bile sürdüremiyor. Ülkede artık 17 Aralık öncesine benzer bir rant dağıtım düzeni işlemiyor; “imanlı nesiller” eliyle sağlam bir seçmen kitlesi oluşturma projesi bile çökmüş durumda. İmam-hatiplere kayıt durumu size yeteri kadar fikir verebilir. Artık geliştirilebilecek en iddialı proje, sulh ceza hâkimleri atayarak “Paralel Devlet”in varlığını kanıtlayacak davalar açmakla sınırlı. Çoğumuzun dikkatinden kaçıyor. Erdoğan, sırtındaki kocaman kamburla yerinden hareket edemeyen, oyun kuramayan, planlama yapamayan bir lider. Sadece bir hayat-memat mücadelesi veriyor ve ayakta kalmaya çalışıyor. Erdoğan dün mü daha diktatördü yoksa bugün mü? Mukayese için alenî hukuksuzluk ile suç bastırma çabasını, iktidarı keyfince kullanmaktan ayırmanız lazım.
17 Aralık aynı zamanda Erdoğan’ın devletin derinlerinde bir zamanlar canla başla mücadele ettiği düşmanlarıyla ittifak kurduğu tarih. İttifak kurmak aynı zamanda iktidarı paylaşmak demek; üstelik bir zamanlar kendisini devirmeye çalışan darbecilerle. Türkiye’nin çok güçlü ve köklü sivil İslâm geleneğine karşı eski düşmanlarınızla işbirliği içinde savaş yürütürseniz, “dindar nesil” projeniz kendiliğinden bir siyasî geri besleme hesabına dönüşür. Yolsuzluk soruşturmalarına direnirken arkanızdaki halk desteğini tahkim etmek için toplumu kamplaştırırsanız, ahlakî pozisyonunuzu kaybeder, siyasî manevra alanınızı kapatırsınız. Erdoğan, resmen mezhep siyaseti yapıyor. Mezhep siyaseti yapan bir liderin ülkeyi yönetme kabiliyeti kalır mı? Kutuplaştırma bir çaresizliğin eseri. Arkasına halk desteği almak için mezhep popülizmi yapıyor.
Erdoğan, 17 Aralık’tan sonra her şeyini kaybetti. Aslında Türkiye’ye de çok şey kaybettirdi. Siyasete dair fikir yürüten kalem sahiplerinin yolsuzluğa mazeret, paralel devlete kanıt ararken bütün entelektüel sermayelerini bozuk para gibi tüketmeleri büyük bir kayıp değil mi?
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2025
28.12.2025
24.12.2025
23.12.2025
21.12.2025
21.12.2025
16.12.2025
13.12.2025
11.12.2025
7.12.2025