Murat AKSOY
Son dönemde Kürt sorunu üzerine konuşurken, tartışırken siyasi aktör olarak iki partiyi referans alıyoruz: AK Parti ve BDP. AK Parti tüm Türkiye'de olduğu gibi bölge de en güçlü parti. Bölgenin bir diğer güçlü partisi ise BDP. İki partinin bölgedeki rekabeti bugün yaşadığımız çözümsüzlük sürecinin de önemli nedeni. Elbette bir diğer neden ise şüphesi AK Parti'nin bu süreçteki ve genel olarak siyasal alandaki yalnızlığı.
Oysa bu iki partini bölgedeki rekabet dışında önemli ve ortak bir özelliği daha var: İki parti yaşanan değişim sürecine rağmen hala devletin "yasaklı çocukları" olmaları. Devlet içinde AK Parti'ye karşı yapılan bunca darbe planının, açılan kapatma davasının ve her fırsatta ortaya çıkan "AK Parti karşıtlığı"nın başka bir açıklaması yoktur.
AK Parti ve BDP'yi yasaklı çocuk yapan onların kültürel kimlikleridir. Türkiye'deki vatandaşlık tanımı İslami ve Kürt kimliğini yok sayıp; vatandaşlığı "Türk/Laik" nosyonları üzerine inşa etmiştir. 1960'ların sonunda başlayan değişim süreci bu iki kimliği özgürleşmiştir. İslami kesim "sağ"dan ve K;rler de "sol"dan kopararak özgürleştirmiştir. Bu süreç içinde devletin beka bekçisi Anayasa Mahkemesi bu kimliklerin kurdukları partileri "irtica" ve "Türk kimliği dışında farklı kimliklerin varlığını savunma" gerekçeleri ile kapatmıştır.
2009 yılında DTP'nin kapatılması ve 2008 yılında AK Parti'nin "laiklik karşıtı eylemlerin odağı" olduğu tespitine rağmen "nitelikli çoğunluk sağlanamadığı" için kapatılmamış olması, bu anlayışın son örnekleridir. Unutmayalım AK Parti'nin kapatılmaktan son anda kurtulması, AK Parti'nin tek başına iktidar olduğu dönemde olmuştur.
İslami kesimin sekülerleşme sürecinin bir taşıyıcısı olarak AK Parti aynı zamanda Türkiye'deki devlet-toplum ilişkisinin normalleşmesinin de önemli bir taşıyıcısı olmuştur. Bu açıdan son yıllarda yaşanan dönüşüm esas olarak sadece bu döneme özgü değil, tarihsel perspektif içinde yapısal dönüşümü de ima etmektedir.
İslami kesimde AK Parti şiddetsiz bir dönüşümü başarırken, Kürt siyasallaşması bunu başaramamıştır. Bunun nedeni PKK öncesi barışçı Kürt siyasi hareketlerinin önce devlet sonra da PKK şiddeti ile yok edilmesidir. 1990'ların başında siyasallaşmaya başlayan Kürt partileri PKK'nın şiddet üzerinden kurduğu hegemonyayı kıramadığı için "siyasi parti" işlevlerini yerine getirememişlerdir. Bugün BDP örneğinde görüldüğü gibi makro düzeyde PKK ile aradaki mesafe neredeyse kapanmıştır. O yüzden BDP'den PKK şiddetine mesafe almasını beklemek sadece bir temennidir ve gerçekle bağı yoktur.
AK Parti'nin Türkiye'de başlatmış olduğu yapısal dönüşümün bir parçası da Kürt sorununun çözülmesini hedefleyen demokratik açılım sürecidir. Ancak son dönemde PKK'nın artan şiddeti; bir siyasi parti ve iktidar olarak AK Parti'nin demokratik adımlarını yavaşlatmıştır. Çözüm sürecinde demokratik adımları yavaşlatılması ve terörle mücadeleye öncelik vermesi AK Parti'nin "çözüm istemeyen taraf" olarak algılanmasına yol açmıştır. Bu haksız bir eleştiridir. Bu aşamada AK Parti'ye yönelik en anlamlı eleştiri "terörle mücadele"nin "demokratikleşme"nin alternatifi olmadığını ve ne olursa olsun demokratikleşmenin hızlanarak devam etmesi gerekliliğidir.
İçinde bulunduğumuz bu süreçte en büyük sorumluluk siyaseten BDP'ye ve Kürt ve Türk demokratlarına düşmektedir.
BDP'ye düşen PKK'nın ilk etapta şiddeti durdurması ardından da sınır dışına çekilmesidir.
Kürt ve Türk demokratlarına düşen ise iki parti dışında alternatif bir siyasal dilin üretilmesine katkı sunmaktır. Elbette PKK'nın Kürt sorununu "sadece ben temsil ederim" anlayışının sonucu olarak önce DTK üzerinden farklı düşünen Kürtleri, sonra da Kongre Hareketi ile farklı düşünen sol/cu parti ve grupları homojenize etme arzu ve gerçeğini unutmadan.
ZORUNLU OLARAK SOL'A GİRİŞ
Elbette AK Parti ve BDP'nin yasaklı çocuk olduğu devletin hala güçlü sahibi olan olduğunu düşünen CHP'nin -ki, sorunun anasıdır- Kürt sorununun çözümüne katkıda bulunmasını beklemek sanırım hayal görmekle eş anlamlıdır. Çünkü Genel Başkanı'nın kültürel kimliğini hala saklayarak başkanlığını sürdürüyor. Kürt sorununun çözümü konusundaki duyarlılığını çok iyi bildiğimiz Sezgin Tanrıkulu, partinin pozisyonunun ne olacağının konuşulduğu her PM ve MYK toplantısında sürekli eleştiriliyor. Kürt sorununun tarihsel olarak anası olan CHP'nin çözüm konusunda siyasi aktör olma şansı olabilir mi?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018