Murat BELGE
Adına “modernleşme” diyelim, isterseniz “Batılılaşma” demeye devam edelim, bunun anlattığı süreç kolay tarafından gerçekleştirilecek bir olay değil. Bir toplum, yıllardan, yüzyıllardan beri yapmaya alıştığı şeyleri (yani “her şeyi”) yapmamaya davet ediliyor. Dolayısıyla, tanıdığı, bildiği dünyayı terkedip tanımadığı, bilmediği bir dünyada yaşamak zorunda kalıyor. Dile kolay!
Ancak, toplumlar canları öyle istediği için bu sürece girmiyorlar. Onlara bunu yapmayı seçtiren güçlü (karşı konulamaz kadar “güçlü”) nedenler var. Onun için, ellerinde başka çare olmaksızın işe girişiyorlar — giriştiler. Herkes “batılı” olmanın, hiç değilse “batılı gibi” olmanın yolunu öğrenirken batılıların kendileri bile işin dışında kalamadılar. Sözün kısası, son kertede “Sanayi Devrimi” diye tanıdığımız büyük değişimin dışında kalmayı başarabilen olmadı.
Olmadı da, bu uğurda bizim kadar zorlanan da olmadı. İşte bugünkü Türkiye’nin durumu… Bizim tarihimizde bu olay ya da bu süreç 18. yüzyılın ilk çeyreğinde (“Lale Devri” dediğimiz aşama) başlar ve bugüne kadar devam eder.
Bu iş niçin bazı toplumlara (bizde olduğu gibi) çok zor gelmiştir?
Bu, sanırım işe girişen toplumun yapısına, geçmişine ve geleneklerine ve şüphesiz “emel”lerine göre değerlendirilmesi gereken bir durum. Şöyle bir baktığımızda, bu olay başlamadan önce kendini “dünyanın efendileri” olarak görmeye alışmış —ya da böyle olmaya güçlü bir isteği olan— toplumların başlarına gelen bu yeni ve beklenmedik olaya ayak uydurmakta en çok güçlük çekenler olduğunu görüyoruz. Osmanlı örneğinin bu kalıba oturduğunu söylemek mümkün. Bir imparatorluktan söz ediyoruz. Bir zamanlar Osmanlı imparatorluğunun parçalarının yaşadığı geniş alanda otuzun üstünde yeni devlet kurulmuş! Bunu kaybetmek kolay sindirilir bir şey değil. Ama zorunlu. Ne demek bu? Bizi “biz” yapan her şeyden vazgeçeceğiz.
Bizi “biz” yapan etmen, her şeyden önce İslamiyet’ti. Dolayısıyla “Değişmek zorundayız; değişeceğiz” kararına en güçlü muhalefet din kurumundan (ve en ciddi toplumsal ideolojiden) geldi. Vaka-i Hayriye’nin iki yüzüncü yıldönümüne geldik sayılır. Genel durumda değişen bir şey yok.
Ya da şöyle bir şey var: Sürecin başından beri modernleşmeci kesim iktidardaydı, “muhafazakarlar” muhalefetteydi; şimdi onlar iktidardalar ve bu pek alışık olmadığımız bir durum.
İlginç olan bir şey, bunca yıldan beri, beğense de beğenmese de Batı’nın belirlediği ölçüler çerçevesi içinde yaşamış kesimlerin bu muhafazakarları da kapsıyor olması. Modernleşmenin açtığı her türlü “avantaj”dan kendi payını kendi değerlerine uydurarak almak isteyen bir muhafazakar kesimimiz var ve “bugün” iktidar olanlar da onlar.
“Hayat” demek “değişim” demektir. Bundan hoşnut olsak da, olmasak da, böyle olduğunu biliyoruz. Din, genellikle değişmeyecek değerleri savunurken kendisi de değişime uğrar. Örneğin yaşanan somut tarihten habersiz olarak bugünkü yapılanmalarıyla Katolik ve Protestan inançlarını incelesek ikisinin aynı din olmadığı sonucuna varabilirdik. Çünkü bunlar iki farklı aşamada hayata verilmiş farklı cevaplardır. Dolayısıyla da iki farklı din olarak görülebilirler.
Türkiye’de din kurumunun kabul etmekte en fazla ayak direteceği “yenilik” laikliktir. Çünkü İslamiyet özellikle “anti-laik” ilkelere dayanan bir dindir, laiklikle mücadele etmiştir. Kemalizm hem kendine göre bir dindarlık, hem de Müslümanlığın bir arada yaşanabileceği bir toplumsal düzenin mümkün olduğunu savunagelmiş, ama bugünkü durumdan da anlaşıldığı gibi toplumun tamamını bu düşünceye ikna etmeyi başaramamıştır.
Müslüman dünyanın genel olarak tuttuğu yol da laikliğe karşıdır. Dünyada gördüğümüz İslamcı siyasi hareketler hepsi bu tavırda ısrarlıdır. Aynı zamanda, laiklik dışında kalan çeşitli alanlarda “modernizm”le diyaloga ve özellikle tartışmaya açıktır. Türkiye’de de durum farklı değil.
“Zamana uymak” ya da “zamanı kendine uydurmaya çalışmak”. Bu yolların ikincisini izleyerek başarıya ulaşmış olmanın bir örneği yok — ulaşmaya çalışmanın çok örneği olsa da. 2002 yılında İslamcı çizgi kendini iktidarda buldu. Bu aşamada siyasi önder birinci yolda sabırla çalışmanın getireceği yararı düşünebilirdi. Ama öyle yapmadı. Devlet Bahçeli’nin uzattığı eli tercih etti. Muhafazakarlığın muhafazakar yorumunu benimsemenin görece rahat çizgisine yerleşti.
Bu kararın sonuçları ne olacak, ne olabilir? Tayyip Erdoğan iktidarı toplumdan “olur” almaya devam eder mi? Toplumun iki temel kesimi arasında savaş çıkar mı? Kazanan tercih hangisi olur?
Erdoğan’ın iktidarı sürmeyebilir. Hatta bunun bu koşullarda gerçekleşmeye daha yakın olduğunu düşünüyorum. Ama böyle bir sonuç da bu iktidarın özenle ektiği düşmanlık tohumlarının etkisini yok etmeye ya da hatta azaltmaya yetecek mi? Bundan emin değilim. Muhalefet bu konuda doğru tavır alarak politikasını ciddi bir barışı kurmak üzerine davranıyor.
Zor tabii, ama “mümkün değil” diyemem.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
22.04.2025
31.03.2025
17.03.2025
10.03.2025
7.03.2025