Mustafa Karaalioğlu
Demokrasinin gerekliliği, olmazsa olmazlığı bugünün dünyasında bir fetiş ya da ululama değildir. Bir sistemin her derdin devası olması gerekmiyor; dertlere deva veya meselelere çözüm için en ideal yöntemi içermesi yeterlidir. Tartışarak, konuşarak ve özellikle de yargı, medya, iş dünyası, sivil toplum örgütleri, serbest piyasa gibi kurumları mükemmelleştirerek ortak karara varıldığında buna demokrasi deniyor. Her toplumda aynı, milli gelir rakamını, aynı güvenlik imkanını veya aynı eğitim kalitesini vermeyebilir ama iyi uygulandığında en iyiyi bulmanın yolunu açar. Demokrasi bu açıdan bir imkandır… Mesela Türkiye, kurumlarıyla birlikte demokrasisini geliştirdiği yıllarda ekonomik refahını artırmayı başarmış, sosyal barışını geliştirmiş, itibarını yükseltmiş ve geleceğe olan güvenini ileri taşımıştır.
***
Hedef; herkesin, din, dil, etnik köken ve siyasi görüş ayrımı hissetmeksizin her türlü ekonomik, sosyal yarışta bulunabilmesi, kamu hizmetleri ve imkanları dahil bütün ünitelere eşit erişime sahip olmasıdır. Kavram şimdilerde unutulmuş olsa da “Yeni Türkiye” olarak tanımladığımız şey de budur.
Dolayısıyla, bazı uygulamalarda, bu sistemin bütün sorunları çözemiyor veya bazı kesimlerin eşitsizliğini ortadan kaldıramıyor oluşu da bir eksiklik değildir. En nihayet, alternatif bütün modeller toplumun sadece bir kesimine avantaj sağlayan, topyekün mutluluk ve gelişmeyi rejimin bekası endişesiyle sınırlayan bir yola sapmaktan kurtulamıyor. Çünkü, sistemin tabiatından kaynaklanan adaletsiz paylaşım; paylaşımdan pay alanların bitmeyen kaygıları nedeniyle ortak faydayı ve hep birlikte kazanmayı imkansızlaştırıyor.
Şimdi İran’ın yaşamakta olduğu da bundan başka bir şey değildir. Güçlü bir devlet geleneği, etkili bir dış politika ve tartışılmadığı müddetçe de oldukça sağlam görünen bir resmi ideolojiye sahip bir ülkeden bahsediyoruz. İran, rejimini (ve devrimi) koruyan birden fazla gücün bulunduğu, yetkileri sınırlı da olsa icranın cumhurbaşkanı seçimi marifetiyle belirlendiği kendine has bir modelle idare ediliyor. Anayasal tanımıyla bir teokrasi; yani din devleti ama seçim sisteminin gücü nedeniyle demokrasinin olmadığı da söylenemez. Ama, yargı, medya, sivil toplum gibi kurumlarının güçsüzlüğü nedeniyle kesinlikle yetersiz bir demokrasi…
Cumhurbaşkanı Ruhani, göstericilere karşı verdiği mesajlarla problemin kaynağını anladığını hissettiriyor. İnsanlar ekonomik sıkıntı, kaynakların adaletsiz dağılımı, gündelik hayata yönelik bitmek bilmeyen müdahaleler ve hiçbir şekilde şeffaf olmayan işlemler karşısında tepkilerini dile getiriyorlarsa buna kayıtsız da kalınamaz…
***
Böyle durumlarda meselelerin üstesinden gelmek için dünyanın yeniden keşfine ihtiyaç yoktur. Toplumun endişe ve şüphelerini giderecek mekanizmaları geliştirmek, kurumları büyütmek ve sadece sandıkta değil her alanda katılımı çoğaltmak bir çıkıştır. Komplo teorisi yapmak yerine gerçekle yüzleşmek ve böylelikle olayların seyrinden bilistifade “İran’ı karıştırmak isteyenler”in yolunu kapatmak en akıllıca olan yöntemdir.
Sokaklara taşan ve ne yazık ki ölümlü sonuçlara ulaşan olaylar gösteriyor ki İran’ın, toplumun kendini güvende hissedeceği kurumlara ve dolayısıyla daha fazla demokrasiye ihtiyacı vardır. Demokrasi; rejimlerin esnekliği, hareket kabiliyeti ve devamlılığı için bir zarurettir; kalıcılık ve bekanın garantisidir. İleri demokrasilerde sokakların sistemi sarsacak hacimde karışmaması da bu basit formül sayesindedir.
Yazarlar
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.08.2025
2.08.2025
21.07.2025
17.07.2025
14.07.2025
13.07.2025
26.06.2025
23.06.2025
21.06.2025
8.06.2025