Mustafa Karaalioğlu
Avrupa Konseyi eliyle hazırlanan Avrupa Birliği ilerleme raporu beklendiği gibi ağır eleştiriler ve Türkiye’yi demokratik açıdan umutsuz bir fotoğrafa mahkum eden tatsız ifadelerle dolu. Her sene gerileyen ve her sene daha da içler acısı bir hal alan AB macerasının en kritik metni sayabileceğimiz ilerleme raporu artık tam anlamıyla bir gerileme bültenine dönüşmüş durumdadır. Türkiye, süre dikkate alındığında çoktan tam üye olması gerekirken 2005’ten beri 33 faslın sadece 16’sını açabildi. 14 fasıl da konseyin ve Rum Kesiminin vetosu nedeniyle buzdolabına kalkmış bulunuyor.
AB ile üyelik müzakeresi yapan ve bu kadar vahim tablo yaşayan başka ülke olmamıştır. Sürece bizden sonra başlayanlar şimdi üye oldu ve bizim hakkımızda alınan kararlarda söz sahibi durumundadır.
Rapor tamamen felaket değil… Mesela mülteci anlaşmasından memnuniyet var ve ayrıca ulaştırma ile enerji başlıklarında müktesebata yaklaşıldığı belirtiliyor. Gelin görün ki açık olan 16 fasıldan 10’unda bir yıl önceye göre bir adım ilerleme bile bulunmuyor.
Malum, bugüne kadar demokrasi ve hukuk alalındaki gerilemeler nedeniyle hep kritik ediliyorduk. Şimdi İstanbul seçimini iptal ederek, seçim güvenliği bahsini de açtırdık. İnsan hakları, basın hürriyeti, ifade özgürlüğü başta olmak üzere bütün demokratik ünitelerle ilgili eleştiri var ve ilaveten ekonominin de geriye gittiği belirtiliyor. AB, serbest piyasa konusunda endişe belirtiyor ki söyleyelim bu ilk kez oluyor! Raporu açıklayan Genişlemeden Sorumlu Üye Johannes Hahn, “Türkiye AB’den uzaklaşmaya devam ediyor” dedi.
Yine beklendiği gibi ve öncekilerde olduğu gibi bu rapora itiraz ediyoruz. Haksızlık, ön yargı, gerçeklerden uzak vs.
***
AB, Türkiye’nin üyeliği konusunda masum değildir. Sürecin baltalanmasında rol oynamış ve motive edici olmamıştır. Çoğu kez yapıcı olmak yerine, olumsuzlukları fırsat bilerek Ankara’yı tahrik bile etmişlerdir. Eğer, objektif olsalar bugün çok daha iyi bir yerde olacaktık. Doğru…
Evet ama üyelik yolunda parmağımızı dahi kıpırdatmazken bu lafları tekrarlamanın bize ne faydası var. Kaybeden biz olmaya devam ettikçe; AB kriterlerinden uzaklaşarak demokrasi ve hukuk sistemimizi standartların altına çekince, ekonomiyi müzmin kriz haline sokunca ve dış politikada dost kaybettikçe “Biz haklıyız, onlar haksız” diye tekrarlamak neye yarar? Paramızın değerini mi, üretimimizi mi artırır? Demokratik standartlarımızı ya da yargı kalitemizi mi yükseltir? Brüksel’e sesimizi yükseltirsek ne olur? İşsizlik mi azalır? Eğitim seviyemiz bir yerlere mi çıkar?
Eskiden olsa; yani demokrasi yürüyüşümüzden emin olabilsek AB’nin haksızlığı pek mesele olmazdı. Hep söylendiği gibi Kopenhag Kriterleri’ne Ankara Kriterleri deyip yola devam edebilirdik. Ama geçen süre içinde görüldü ki Ankara kriterleri ülkeyi yoksullaştırıyor, içe kapatıyor, milli geliri azaltıyor, eksik hukuk ve demokrasiye mahkum ediyor. Bu büyük ve gelişen nüfusun refah ve güvenliğini sağlamak için dünyalı olmak gerekiyor.
Unutmayalım ki bizi sadece AB değil, irili ufaklı bütün uluslararası kuruluşlar olumsuz raporluyor. Yıllar var ki tek bir listede yukarı gidemiyoruz. Finansal rating değerlerimiz de düşüyor, eğitimde PISA testinden de dökülüyoruz… İnsani gelişmişlik endeksinde de dibe doğru gidiyoruz, şeffaflık listesinde de…
Hepsine birden parmak sallayıp kepenk indiremeyeceğimize göre hukukun, demokrasinin, serbest piyasanın ve uluslararası standartların dili konuşmaya başlamamız gerekiyor. Daha fazla kaybetmeden…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
1.05.2025
14.04.2025
7.04.2025
31.03.2025
10.03.2025
9.02.2025
13.01.2025