Mustafa Karaalioğlu
Türkiye’nin önümüzdeki döneme dair yapması gereken, yapılmadığı takdirde ekonomiden dış politikaya, eğitimden sosyal hayat kalitesine kadar her alanda eksilmeye devam edeceği işleri vardır.
Belli başlı olanları hariç, tamamı saymakla bitmeyebilir ve birçoğu da ancak kollar sıvandığında anlaşılabilir. Çünkü, sadece bir ülkeyi ileri götürebilecek standart hedeflerden değil aynı zamanda onarım ve tamir faaliyetinden de bahsediyoruz. Hepsinin birbiriyle yakından ilgili olduğu gerçeğini de ıskalamadan.
Sözgelimi, kriz içinde bulunduğumuz ekonomide çıkış yolunu bulmak gibi… İktisadi ve mali kurumlarının üzerine çöken tozu temizlemekle başlayıp, bu kurumlara liyakat sahibi kişileri getirmek, Merkez Bankası’na bağımsızlığını iade etmek, rakamların güvenilirliğini sağlamak, şeffaf olmak; en başta da üreten bir ekonomi için karar vermek ve tabii bu yönde kaynak temin etmek şarttır. Kaynak deyince, mevcut borç stokunu yönetip parayı ucuzlatmak ve artık kamu kaynaklarını kişisel tercihler için israf etmemek gerekir. Kişisel tercih deyince de bu kez dar kadro ve tek başına karar vermek alışkanlığından vazgeçmeyi göze almak zarureti ortaya çıkacak. Ve elbette bütün bu paketi anlamlı ve inandırıcı kılabilmek için de ülkenin herkes tarafından gücen duyulan bir hukuk sistemi inşa etmek gerekecek. Tabiatıyla bu da iktidarın yargı sistemi üzerindeki kudretinden gönüllü feragati gibi bir fedakarlık isteyecek.
Özetlersek, liyakat, şeffaflık, ortak akıl, hukuk ve rasyonalite prensiplerinden oluşan mükemmel bir paketten söz ediyoruz. İşe yarayacağı kesin olmakla birlikte gelin görün ki yeterli değildir. Aynı zamanda bu sisteme eşlik eden iyi bir eğitim sistemi ve o sistemin iyi olması için de slogan değil bilim, merak ve araştırma duygusuna sahip bir eğitim felsefesine ihtiyaç vardır. Slogan ve hamaseti sadece eğitimden değil sosyal hayattan ve sokaktan da uzaklaştırmak şart olacak.
Peki, nasıl? Elbette, siyasetin diline de akıl ve gerçekliğin hükmetmesiyle… Buradan da hamasetin en fazla oksitlediği sahaya; yani dış politikaya geliyoruz. Toplumun önüne gerçekçi ve ulaşılabilir hedefler koymak, o hedeflerin ülkenin refahı ve güvenliğine zarar değil katkı vermesini mümkün hale getirmek ve benzeri şeylere ulaşıyoruz. Örnekleyecek olursak, burada kendi kulaklarımız duysun diye yükselttiğimiz sesin aynı zamanda borçlanma faizini de yükselttiği sarmalını kıracak bir soğukkanlılığa ihtiyaç vardır.
Dolayısıyla, en temel sorunumuzla yüzleşmek mecburiyeti ortaya çıkıyor. Hangi alanda olursa olsun verimlilik ve hedefe ulaşmak için -ortada bir hedef olması da gerekmez- muhakkak surette ötekileştirmeyi ve siyasal farklılıkları düşmanlık gerekçesine dönüştürme alışkanlığının bitmesi kaçınılmazdır. İfade hürriyeti herşey için mutlaktır; pazarlık konusu olamaz, eksiltilemez. Demokraside hiçbir görüş imtiyazlı olamaz ve herhangi bir fikir grubu da ülkenin sahibi değildir.
Bugün olduğu gibi kamplaşmış, kutuplaşmış bir ülke refahı yakalayamaz, yakalasa da faydasını göremez. Çünkü, herkesin kendisini eşit ve iyi hissetmediği bir ortamda ve herkesin eşit erişim imkanının bulunmadığı bir ülkede esasen kimsenin huzurlu olması düşünülemez. Kazanan da kaybeden de ayrı tedirginliğe mahkum demektir.
Böyle sıralandığında sıkıcı ve yorucu gelebilir ama eksiği var fazlası yok ülkenin faaliyet ajandası bütün bu alanlarda kolları sıvamaktan aşağısını kaldırmaz. Daha azı asla işe yaramaz…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
1.05.2025
14.04.2025
7.04.2025
31.03.2025
10.03.2025
9.02.2025
13.01.2025