Mustafa Karaalioğlu
Demokrasinin sunduğu imkanlarla dünyanın başına musallat olan bir kötülük yine o yolla hak ettiği yere geri dönüyor. ABD Başkanı Trump’ın seçimi kaybetmesi gezegenin büyük bölümü için güzel bir haberdir. Gidişine üzülenlerin kederi de insanlık için hayırlıdır. Dört yıl önce kazanması onlara nasıl cesaret verdiyse kaybı da hüzün vermelidir.
Şimdi, dünyanın bir numaralı politik meselesi, demokrasi yoluyla hallolmaktadır. Yeni başkan koltuğa oturduğunda dünyada işler elbette yoluna girmeyecek. Fakat, taşıdığı bütün kötü vasıfları ABD’nin küresel gücüyle birleştirdiğinde Trump’ın temsil ettiği kötülük, referans olmaktan çıkacak. Yalancılık, ırkçılık; hukuk, demokrasi basın düşmanlığı, politik ikiyüzlülük, lümpenlik ve en nihayet insani değerlerle savaşın en büyük kalesi yıkılacak. Ondan güç alan, ona benzeyen, benzemeye çalışan, “Orada da var bizde niye olmasın” diyenler; cümle otokratların süngüsü düşecek. Kötülüğün ömrünün sınırlı olduğu anlaşılacak. Trump’ın estirdiği rüzgarın kesilmesi makule olana nefes aldıracak; hamaset, sahte kahramanlık ve tutarsızlık sırıtmaya başlayacak.
Dünya düzelmeyecek elbette ama daha kötü de olmayacak. Kötülük yine bulduğu fırsatta hüküm sürecek ama Trump’ın temsil ettiği vahşi yüzüyle değil, insanlığın tecrübe ettiği sıradan şekliyle… Kötülük norm olmaktan çıkıp, eskisi gibi utanılır bir şeye dönüşecek.
Sanılanın aksine Trump bizim için iyi bir seçenek de değildi, aksine felaketti. Türkiye’ye asla saygı duymuyordu ve onun yönetiminde uğradığımızı politik, ekonomik ve diplomatik zararların telafisi yıllar alacaktır.
Ekonomik kriz içinde olduğumuz sırada, sadece bir sosyal medya mesajıyla (Ağustos 2018) üzerine en ağır darbeyi vurmaktan çekinmedi.
Suriye’de YPG/PYD unsurlarına binlerce kamyon silah gönderdi ve bu yapıyı ABD savunma bütçesine dahil etti. Üzerine, övgüler yağdırdığı YPG komutanını (Mazlum Kobani) Ankara’yla muhatap etmek için açıktan çalıştı. Yetmedi, Türkiye Kuzey Suriye’de kendi işini görmeye kalktığında da bizzat Cumhurbaşkanı’na hitaben hakaret dolu bir mektup gönderdi. Yetmedi, yardımcısını Ankara’ya gönderip operasyonu durdurdu. Ve şimdi iktidardan düşerken Suriye’de Türkiye’nin en istemediği tabloyu garantiledi.
Bol bol güzel sözler söylemiş olsa da bir telefonla rahibi kurtarmasını anlata anlata bitiremedi ve Türkiye’yi otokrat ülkeler sınıfında gördüğünü söylemekten de çekinmedi. Muhakemesi geciktirilen Halkbank davası hariç, Türkiye’ye tek bir somut faydası olmadı ama istediği birçok şeyi almayı başardı. Dört yılın özeti budur.
Öte yandan Trump, Türkiye’nin küresel planda savunduğu bütün fikir ve değerlerin tam karşısındaydı. Yakın tarihin bilinen en büyük İslamofobik lideriydi ve İslam dünyasıyla ilişkilerini para üzerinden kurmaktan çekinmedi. Zaten kirli olan İslam dünyası politik elitlerini daha da kirletti. Suudi Arabistan ve körfez ülkeleriyle kurduğu ittifak Türkiye’yi bu coğrafyadan tamamen uzaklaştırdı, iş en sonunda Türk malı boykotlarına kadar vardı. İslam ülkeleri vatandaşlarına karşı vize rejimi dahil bütün girişimleri dünyada İslam düşmanlığına güç kattı.
İsrail hükümetine tarihin en büyük imkanlarını sundu. Kudüs’ün başkent olarak tanımakla kalmadı, başka ülkeleri de buna zorladı ve İsrail’in yeni yerleşim birimleri modeliyle genişlettiği işgale de onay verdi. Ve şimdi iktidardan düşerken Filistin meselesinde çözüm artık hem imkansız hem de İsrail için gereksiz hale geldi. Hepsi Trump sayesinde oldu. Bir delilik, bir kötülük, bir nefret dünyayı hasta ederken İslam dünyasını da komaya soktu.
Şimdi gidiyor… O herkese tepeden bakan, maço ve kudretli görüntüsünü son sahnede yerle bir eden mızıkçı ve çaresiz hali dünyanın tek tesellisi olacaktır.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.09.2025
15.09.2025
14.09.2025
1.09.2025
18.08.2025
16.08.2025
9.08.2025
4.08.2025
2.08.2025
21.07.2025