Mustafa Karaalioğlu
Bir iktidar için her türlü olumsuzluktan daha olumsuzu irili ufaklı krizler karşısında yönetim kabiliyetinde eksilme yaşamaktır. Daha önemlisi de gidişatı fark edip krizi doğmadan önlemek gibi çok değerli bir imkanı kaybetmektir. Bunlar oluyorsa; yani, krizlerin çıkışı önlenemiyor veya kriz çıktından sonra yönetilemiyorsa en başta koordinasyon eksikliği olmak üzere birçok sebep vardır. Ama koordinasyon kaybolmuşsa diğer sebeplere bakmanın da anlamı yoktur.
Uzun yıllara dayalı gündem belirleme üstünlüğünün avantajıyla AK Parti ve Erdoğan yaşanan her türlü krizde ofansif olmayı başarmıştı. En tatsız gelişmeler bile iktidarın sayısal üstünlüğü ve kredisi nedeniyle buharlaşıp gitti. Bu, bir iktidar için kesinlikle büyük bir imkandır. AK Parti de bunu ustalıkla kullandı ama sahip olduğu bu rahatlık bir yandan iktidarın bağışıklığını zayıflattı. O zayıflamayı bilhassa yerel seçimler öncesinde başlayan periyottan itibaren canlı izliyoruz. İstanbul ve Ankara yerel seçimlerinin kaybında, esasen yıllardır başarıyla giden sistemin bir yerde tıkanabileceğine dair mutlaka yapılması gereken analizin ihmal edilmesinin payı büyüktür. Aynı analiz ihmali, kaybedilen seçim üzerine bir kez seçim iptali gibi büyük bir hatayı yaptırdı.
Sonrasında, iktidar icraatlarında daha önce rastlanmayan küçük/büyük hatalar gelmeye başladı. Birçok önemli hata ve çelişki oldu. Kolay unutuluyor ama termik santrallere filtre kararının önce ertelenmesi sonra alelacele kabulü iktidarın kendi kendine ürettiği küçük de olsa bir krizdi. Daha önce yapmadığı türden bir şeydi. Salgın döneminde defalarca yanlış ve eksik genelgeler; sonra o genelgeleri düzelten genelgeler yayınlanması öyle. Birkaç hafta önce; son tam kapanma kararının başında ödeme zorluğu iççindeki esnaf ve tüccarın çeklerine adli takibi önlemek adına kanun çıkarırken yanlışlıkla bir günlüğüne bütün çeklerin ödenmemesine yol açan hata öyle… Milli Eğitim Bakanlığı’nın artık sayısı unutulan ve sürekli değişen veya iptal edilen kararlarla izi kaybolan eğitim politikası yine öyle. Turizm Bakanlığı’nın düşündükçe acı acı tebessüm ettiren turiste yönelik “Ben aşılıyım sen keyfine bak” kampanyası tamamen öyle.
128 milyar dolar rezerv kaybını izah etmeye çalışırken birbirini tekzip eden ve neticede şüpheyi daha artıran açıklamalarla kontrolden çıkan kriz yönetimi ise benzersiz bir örnektir. Eş zamanlı olarak AK Parti’nin CHP’yi “Yalan üretim merkezi” olarak yaftaladığı animasyon filminin iletişim kazasına dönüşmesi, başka bir kriz çıkarıp altında kalma örneğidir. Tıpkı vatandaşa doğru bir kararla eve kapanma ve sosyal mesafe telkini yapılırken iktidar partisi ve kamu yönetimi etkinliklerinde bu kuralın defalarca ihlal edilerek sosyal tepkiye yol açılması gibi…
İktidar ve bilhassa Cumhurbaşkanı Erdoğan bir süredir ama uzun süredir icraatlarının krize dönüşmesi pratiğine mağlup oluyor; krize dönüştüğünde de üstesinden gelmekte zorlanıyor veya gelemiyor.
Tablonun bu noktaya gelmesinde koordinasyon eksikliği açıktır. Neden eksildi? Sebep çok ama iki tanesi belirleyicidir.
Bir… Önceden sistemin tabiatında standart olarak var olan koordinasyon ve iç denetim, başkanlık modeliyle tamamen Cumhurbaşkanı tarafından üstlenilmiştir. Yeni sistemde aşağıdan yukarı değerlendirme ve karara katkı mekanizması kaybolmuştur. Sadece, 24 Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin düzeltilmesi için 31 ayrı kararname çıkartılması da bunun işaretlerinden birisidir. Bu süreçlerde mutlaka gereken liyakat, ehliyet, tecrübe vesaire gibi norm ve standartlardaki düşüşün payını da ayrıca ekleyelim.
İki… Önceden AK Parti ve Erdoğan’ın siyasi söylem gücü nedeniyle düzenli olarak polemik kurbanı olan muhalefetin artık bu alışkanlığı terk etmesidir. Muhalefet siyaset oyununu artık Erdoğan’ın avantajlı olduğu tarzda oynamıyor. Bu politika değişimi, kriz çıkacak olduğunda ve çıktığında iktidara konuyu istediği alana taşıması imkanını tanımıyor.
Görünen, anlaşılan ve tecrübe edilen o ki AK Parti, yeni sistem ve yeni muhalefet tarzı nedeniyle artık işlevsizleşmekte olan iş yapma modelinde ısrar ederse benzer sahneler kaçınılmaz olacaktır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
1.05.2025
14.04.2025
7.04.2025
31.03.2025
10.03.2025
9.02.2025
13.01.2025