Namık ÇINAR
Duruşma aşamasına gelinen “28 Şubat Davası”nın generalleri, artık reddetmeyerek, nihayet doğru bir yöntemle savunma yapmaya başlayacak gibi görünüyorlar.
Eğer akıllılarsa bu yolu seçerler.
Çıkarlar, gerçekleri harbiden anlatırlar.
Silivri’dekilerin inkâr etmeyi yeğleyerek, yüzlerine gözlerine bulaştırmaları ve ummadıkları cezalara çarptırılmaları, sanırım bunda etkili olacaktır.
Yalana dolana gerek yok!
Çünkü yalan, eğer değillerse bile, onları suçlu hâle getiriyor.
Benim savım başından beri hep şu olmuştur:
Bu ordunun görevi, toplumun siyasal hayatını resmî bir ideoloji çerçevesinde vesayet altında tutmak; işlerin karışmaya yüz tuttuğu hâllerde de memleketin idaresine doğrudan el koymaktır.
Bu misyon, esas itibariyle TSK’nın işi olmakla birlikte, toplumun birbirini tamamlayacağı hiyerarşik işbölümlerinde, neredeyse Diyanet’e ve camilere bile pay düşecek kadar yayılarak uzanır gider.
Tecrübe ede ede, bütün yasalar buna cevaz verecek şekilde tasarlanmış; bütün askerî kurum ve birlikler, bu görevi ifa edecek şekilde teşkilâtlanmışlardır.
Netice olarak bu paradigma, yasama, yürütme ve yargı tarafından adım adım inşa edilmiştir.
Bunda şaşacak bir yan yok!
Burası askerî bir cumhuriyettir, derken masal anlatmıyorduk biz.
Gelin görün ki, bu yapıyı tasfiye etmek için atılan adımlarda sorunlar vardır.
Eğer mevcut düzeni, tıpkı 1789 veya 1917’deki dönüşüm çağlarında, yahut şimdinin Arap Baharı’nda olduğu gibi, toplumsal magmadan fışkıran gayzerlerle yarışır bir halk hareketiyle alaşağı ederseniz; amenna!
Hukuk mukuk dinlemezsiniz olur biter.
Ben bunu anlarım.
Ama burası demokratik bir hukuk devletidir, der ve ondan sonra da kalkıp, o mahkemelerde doksan yıllık Cumhuriyet’in yargılandığını söylerseniz..
İşte bunu anlayamam.
Demokrasilerde ceza hukuku, gerçek kişileri, o da sorumlulukları nispetinde cezalandırmaya yarar; tarihle hesaplaşmaya değil.
Tarihle hesaplaşacaksanız, palavra sıkarak değil, milli iradenin tecelli ettiği parlamentoda o bozuk düzeni yerle yeksan edecek reformist yasaları yaparak hesaplaşacaksınız.
Oysa hiçbir şey yapılmamıştır.
Çünkü onlardan, bu sefer de yeni iktidar sahipleri yararlanmak istemektedir.
Bütün darbe süreçlerinin yasal mevzuatı, prosedürleri ve organları hepsi eksiksiz yerli yerindedir.
Gözdeki çapakları temizlemeden alelacele çekilmiş bir rimel gibi sırıtan ve esasen soyut vasfıyla icraî bir işlevi de bulunmayan şu meşhur 35. madde değişikliği ise, halkı kandırmak bakımından başarılı bir aldatmacadır.
Yargıladığınız ve yargılayacağınız o vesayet erbabı generallerin çizgisi, demokratik kültür etiği açısından elbette ki problemlidir; lâkin pozitif ceza hukukunun adam öldürme, işkence yapma vs. gibi özel olarak saydığı sarih suç tipleri hariç, sanmam ki onlara mevcut siyasal nizamın rezaletlerini yükleyebileceğiniz hukuka aykırı sorumluluklar bulabilesiniz!
O yüzden, sizin yaptığınıza da ahlâkidir, denemez.
Zira başta 12 Eylül Anayasası olmak üzere, Partiler Kanunu, Seçim Kanunu, Sıkıyönetim Kanunu, İç Hizmet Kanunu, Harp Okulları ve Harp Akademileri Kanunları, Sicil Yönetmelikleri aynen yürürlükte kaldıkça ve MGK, YAŞ, Genelkurmay Başkanlığı, çift başlı yargı sistemi gibi kurumlar da mevcut işlevlerini sürdürdükçe, yürütülen bu yargılamalar adaletsiz sayılmayacaksa, ne sayılacaktır?
Türkiye’nin çivisini çıkaran otuz yıllık bir iç savaşın, sadece asker kanadını sıygaya çekerek, PKK başta gelmek üzere bu sürecin diğer aktörleri olan dönemin parlamentolarına, hükümetlerine, devlet bürokrasisinin diğer unsurlarına, iş dünyasına, medyaya, il ve ilçe teşkilâtları dâhil siyasi partilere, üniversitelere, hattâ gizli kapaklı işlere burnunu sokmuş kimi STK’lara ve bireylere varana kadar, hiçbirine doğru dürüst dokunmadan, faturayı sadece orduya keserek meseleyi örtbas etmek, hakkaniyetsizliğin daniskası değil midir?
Benim tutumuma gelince...
Dün dindarların yanında durmamın dinle bir alâkası yok!
Onlar mazlum oldukları içindi.
Bugün artık muktedirler ve üstelik de zalimler.
Ben ise hiç değişmedim.
Şimdi gene mazlumların yanındayım... gene mazlumların yanında.
twitter@cinarnamik
Yazarlar
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016