Namık ÇINAR
Ürünleri dünya pazarlarında dolaşamayantoplumlar, sorunlar sıkıştırdıkça “kolektivist” tepkiler gösteriyorlar.
Sonra da odağa, “üretim” ve “pazar ilişkileri”ni değil de, “üleşim” kavgalarını koyuyorlar.
“Sol”un temeli, paylaşıma dayanır.
“Üretim”i veri alır, onu sorgulamaz.
Bütün dikkatini, “artı değer”in üstüne konan “sermaye” ile tutuştuğu kavgaya celp etmiştir.
Çünkü sol, üretimin patladığı ama paylaşılmadığı, “sanayi devrimi” koşullarında ortaya çıkmıştır.
Nitekim Marx tarih sahnesindeki o yerini , “sermaye”nin arsız ve acımasız bir hızla bir avuç elde yoğunlaşarak temerküz edildiği bir konjonktürde, “zenginliğin paylaşılması” meselesini “emek” adına sorgulayan bir bilim ve eylem adamı sıfatıyla alacaktır.
Ne ki, bölüşüm önemlidir ama üretim, özellikle de şimdiki küresel pazarın belirlediği üretim, her şeyden daha önemlidir.
(Fakat burada uyarmalıyım:
“Pazarın belirlediği üretim” dediğimi lütfen unutmayınız!
Bir sürü kapitalizm vardır ama benim kast ettiğim “gerçek pazar ekonomisi”dir.
Karışmasın diye, belki buna kapitalizm bile denmeyebilir.
Çünkü bana göre mal ve hizmetlerin yeryüzündeki “dolaşım” trafikleri, sadece ekonomik faaliyetlerin değil; inançların, kültürlerin, yönetim şekillerinin, hayat tarzlarının ve tüm tarihin belirlendiği ve biçimlendiği asıl temeldir.)
Doğrudan söylemeye dilimiz varmıyor gibi ise de; biz “gelişmiş ülkeler” derken, esasında kapitalistleşmişlik koşullarını kastettiğimizi pekâlâ biliyoruzdur.
Meselâ Almanya ya da Hollanda yahut Danimarka dendiğinde, hemen akla oraların zenginliği mi gelir, yoksa üleşme problemleri mi?
Hepimiz biliriz ki, Almanya veya Hollanda yahut Danimarka üretken, zengin ülkelerdir ve adilce de paylaşırlar.
Bugün bakımından açız diye bağıra çağıra sokaklara dökülen toplumlar, her şeyden önce verimliliği düşük ve herkesi doyuracak üretimlerden yoksun olan toplumlardır.
O nedenle, ne ortada pay edilecek yeterli ürün, ne adalet ve dolayısıyla ne de doğru dürüst demokrasileri vardır.
Örneğin 2014’te IBM firması 7500, Samsung ise 5000 patent almışlardır.
Bu, bir güne yirmi tane; saat başına ise bir icadın düşmesi demektir.
Sorun ilkin bu tür noktalardadır.
Sorun kapitalizm yüzünden değil, kapitalistleşememek yüzündendir.
Türkiye’de kapitalizme ve çoğu kimsenin ne olduğunu hâlâ bilmediği ve anlamadığı emperyalizme sövmek pek bir marifetten sayılmaktadır.
Oysa sövdükleri, buralara uğranmadığı ölçüde fukaralığa yol açan kendi kaderlerinden başkası değildir.
En büyük emperyalizm, küresel ilişkilerin dışına itilmektir.
Ve Türkiye’deki zenginler de kapitalistlikten çok, rant erbabı sömürgenler sınıfındandırlar.
Marx’ın yaşarken doğal olarak göremediği, “üretimdeki verimlilik artışı”nın giderek refah toplumuna yol açacağı ve sanayileşmiş toplumların “sosyal demokrat” çizgide konseptler yaratarak daha adil dengeler kurabileceği meselesinde düğümlenmiştir.
Gerçekten de onun “devrim” öngörüsü, kapitalistleşen değil, tam tersine kapitalistleşme sancısı çeken ülkelere münhasır kalmış ve kalmaktadır.
Şimdilerde ise, sosyolojinin köprüleri altından epeyi sular akmış ve artık kitleler bakımından “zincirlerinden başka kaybedecek şeyi olmayan proletarya”dan; ev, otomobil, yazlık hayalleri kuran ve her fırsatta tatil yapmak isteyen kentsoylu emekçiler dünyasına doğru bir evrimleşme gerçekleşmiştir.
Ne Atina sokaklarında, ne başka Avrupa ülkelerinde ve nispi olarak da bizde, komünizmi özleyen geniş kitleler sözkonusudur.
Herkesin istediği, sadece daha güzel bir “maddi hayat”tır.
Bu dilek, kapitalistik bir içeriği haiz olup; daha fazla pay için feveran edilmektedir.
Yoksa, dünyayı yanlış okuyarak, “yeryüzü komünizme doğru gidiyor” diye bir kere daha heveslenen ütopyacılara kanıp da boş yere yanılgıya düşülmemelidir.
twitter@cinarnamik
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016