Nejat ERDİM
Türkiye’nin son dönemlerde dış politikada giderek yalnızlaştığını ve özellikle sınır komşusu ülkeler ile sorunlar yumağının içinde çırpınıp durduğunu hepimiz biliyoruz.
Bundan birkaç sene evvel Ortadoğu coğrafyasında bölge ülkelerinin kendilerine lider ve öncü olarak gördükleri Ankara şimdilerde o günlerin çok çok uzağında artık.
Tahran ile bölgede adeta hâkimiyet kavgasına giren Ankara giderek elindeki inisiyatifi kaptırmış gibi görünüyor.
Şam, Tahran dostluğu, Bağdat, Tahran yakınlaşması ve Tahran’ın özellikle Türki cumhuriyetler ile yaşamış olduğu sıcak ilişkiler kuşkusuz şimdilerde Ankara’da tedirginlikle karşılanıyordur.
Özellikle Suriye’de yaşanan gelişmeler ile birlikte hem Türkiye ve hem de bölge için artık sadece Ankara, Bağdat, Şam ve Tahran’ın bir iç sorunu olarak algılanan Kürt meselesi artık tüm bölge ülkelerini derinden etkileyerek gelecekte bölge haritasını tamamı ile değiştirebilecek bir ivme kazandığı gerçeği apaçık ortada.
Kürtler ile birlikte yaşayan dört bölge başkenti kuşkusuz bundan önceleri Kürtler karşısında yaptıkları işbirliğini bugün için yapmaktan çok uzaklar.
Bir yandan kendi topraklarında Kürt sorununun bir sonucu olarak PKK ile 30 yıldır yaşanan kanlı bir savaşı bitirmek adına geçmiş tüm Cumhuriyet hükümetlerinin yapmaya yanaşmaktan dahi korktuğu cesurca hamleler ile “demokratikleşeme ve açılım” sürecini başlatan Ankara, öte yandan Suriye’de varlıkları dahi kabul görülmeyen Kürtlerin Şam rejiminin içinde bulunduğu kaotik durumdan faydalanıp elde ettikleri kazanımları taşeron örgütlere arka çıkarak sabote edip, o kazanımları yok etme çabası içinde olması anlaşılır gibi değil.
Bu tarz dış politik manevraların başta Kürtler açısından sonrasından diğer bölge halkları açısından kabul görmeyeceği aşikârdır.
Bölgenin hâlihazırda özellikle İsrail ve ABD’nin dayatmacı politikalarına karşı direnen tek başkenti olan Tahran’ın yakın zamanda Kürt cephesini de yanına çekme ihtimali oldukça yüksek gibi görünüyor.
Tahran’ın elbette ki kendi Kürtleri ile sorunlarını çözüp sonra tüm bölge Kürtlerine karşı dostane politikalar benimsemesi bu anlamda en önemli faktör olarak görülebilir. Zira artık dört ülkede yaşayan Kürtler eski ruhsal ve coğrafi bölünmüşlüğün aksine en azından şuan itibari ile ruhsal bir bütünlük sağlamış gibi görünüyorlar.
Dört parçaya bölünmüş Kürt coğrafyasının herhangi birindeki bir sorun çok ciddi anlamda diğer üç ülkedeki Kürtleri etkileyebiliyor.
Özellikle bu anlamda Rojava’da yaşanan gelişmelerin tüm Kürtleri derinden etkilemiş olması çok iyi okunmalıdır diye düşünüyorum.
Yenilmiş, sinmiş ve teslim alınmış Kürt modelinin yerini demokratik bilince sahip, politize olmuş Dünyayı ve gündemi iyi okuyan bir Kürt neslinin varlığı doğrusu gelecekte Kürtler için bölgede çok ciddi gelişmelerin yaşanabileceğini bize gösteriyor.
Özetle; Dünyanın beklide en karışık bölgesi sayılabilecek Ortadoğu coğrafyasında bölgenin en kalabalık halkları olan Araplar, Farslar, Kürtler ve Türklerin bu bölgede barış içinde yaşamaları sadece bölge için değil tüm Dünya için oldukça önemlidir.
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.06.2015
4.02.2015
19.05.2015
14.05.2015
9.02.2015
8.02.2015
4.04.2015
28.03.2015
24.03.2015
23.03.2015