Nuray MERT
Cumhurbaşkanı ve partisi ülkenin içinde bulunduğu feci durumu gözden ırak tutmak için, gündemi ‘din eksenli’ tartışmalar etrafında yoğunlaştırma başarısını sürdürüyor. Müfredatın ‘cihat’ kavramını içermesi ve müftülere nikâh kıyma yetkisi verilmesi bunlar arasında. Maalesef, muhalif çevreler de aynı değirmene su taşımak konusunda son derece hevesli.
Yok, din eksenli düzenlemeler hiç tartışılmasın demiyorum, itirazı olan bunları açıkça tartışmalı ama en azından muhalefetin bu konularda boğulma riskini dikkate almalı. Dahası, ekranlarda anlamsız bağırış çağırış yerine, itirazların makul bir çerçevede tutulmasına özen göstermeli. Aslında, insanlara dini görüş dayatmanın en ciddi örneği imam hatip liselerinin düz liselerin yerini alması yönündeki gayretler idi. Pek çok insan, istemediği halde çocuğunu, pek çok mahalde tek seçenek haline gelen imam hatip liselerine göndermek durumunda kalmaktan şikâyetçi ve bu sorun ciddiyetini koruyor.
‘Cihat’ kavramına gelince, iktidar radikal yorumlara karşı, cihat’ın geniş anlamını öğretmek iddiasında ama zaten Türkiye’de cihat’ı radikal tanımı ile anlayıp, soluğu radikal örgütlerde almak gibi geniş çaplı bir sorun yok. Bu durumda, ‘cihat’, radikalizmi önermekten ziyade, dini/milli militarizmi vurgulayan bir kavram olarak öne çıkmış oluyor. ‘Şehitlik’ kavramı için de aynı şeyi söylemek mümkün, bu kavram çerçevesinde, vatanseverlik militerleşiyor, ölme/öldürme hayatın merkezine yerleşiyor. Ancak, bu kavram iyice ‘tabu’ mahiyetinde olduğu için kimse kurcalamaya cesaret edemiyor, ölümü değil, yaşamı kutsama, vatanseverliği bu çerçevede kurma itirazından uzak duruluyor.
Müftülüklere nikâh yetkisine gelince, kusura bakmayın ama bu değişikliğin dini düşünce ve yaşam tarzını dayatma ile alakası yok. Tam da bu nedenle, ateşli itirazların çoğu havada kalmaya mahkûm. Müftülüklerde kıyılan nikâh, şeri çerçevede değil, mevcut medeni kanunun nikâha ilişkin mevzuatına uygun olacak, yani nikâhını müftülükte kıyan dört eş ile evlenmeye kalkışamayacak, ‘eşini talakı selase’ ile boşayamayacak, vs. Öyle bir düzenleme olsaydı, çok ciddi bir gelişme olurdu, olmadığına göre müftünün nikâh kıyma yetkisi olması neden sorun yaratsın? Tam tersine, ‘imam nikâhı’ adı altında, hiçbir yasal güvencesi olmayan akitlerin ve bunların yaratacağı suiistimalleri önlemek açısından faydalı bir sonucu olabilir. İçinde müftü lafı geçti diye muhalefet etmek, tam da iktidar partisinin fazlasıyla işine yarayacak bir tutum. Dahası hakkaniyetli değil, evliliğe dair hukuki çerçeve değişmediği durumda nikâh kıyan memurun din görevlisi olması neden sorun olur? Bırakın isteyen istediği makamda nikâhını kıydırsın. “Müftülüklerde kalabalık misafiri ağırlayacak yer yok” diyen bile çıkıyor, zaten isteyen nikâh dışında farklı mekânda düğün yapıyor. Kısacası, bunlar ciddiye alınacak konular değil, o nedenle ciddi sorunlar arasında telaffuz edilmesi bile diğerlerinin önemini gölgede bırakmaktan başka işe yaramıyor.
Tabii, bir de “bu işler böyle başlar, bugün müftülükte nikâh, yarın şer’i hukukagöre nikâh” diyenler olabilir. Doğrusu, İslamcı kesim böyle bir değişimi ve genelde İslami bir rejim değişimini çok arzu ediyor olabilir. O durum, TV tartışması konusu değil, tam bir toplumsal-siyasal altüst oluş demektir, sadece laikliğin değil, demokrasinin, hak ve özgürlüklerin sonu demektir. O nedenle, doğrudan tartışma konusu olmalı, tam da o nedenle, İslamcı siyasetçi ve yazarlara “istediğiniz, doğru bulduğunuz, hedeflediğiniz böyle bir değişim ise, gelin açık açık konuşalım, bu ülkede yaşayan herkes fikrini açıkça kamuoyu ile paylaşsın” diye yıllardır çağrı yapıyorum. Kaçak dövüşmek alışkanlığında olanlardan ses çıkmıyor, sadece “Daha zamanı gelmedi” diyenler çıkıyor ki, o da “biz bunu elimiz daha da güçlendiğinde dayatacağız” demekten başka bir anlam taşımıyor.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.11.2025
19.10.2025
4.10.2025
15.04.2025
10.03.2025
23.02.2025
16.02.2025
11.11.2024
14.06.2024
5.05.2024