Orhan MİROĞLU
İnsanın kendi yazdığı kitap üstüne yazı yazması pek rastlanan bir durum değildir. Ama benim isteğim de bu değil zaten. ‘Kuşatmadan İnfaza, Musa Anter Cinayeti’ adıyla çıkacak kitabımdan söz edecek olmamın nedeni bir ‘ricaya’ dayanıyor.
Sayın Gül’e ‘Musa Anter’ kitabını takdim edeceğim ve Devlet Denetleme Kurulu’nun benim de mağduru olduğum Musa Anter suikastini araştırması için ricada bulunacağım.
İstedim ki, bir yazıyla bu niyetimi kamuoyuyla paylaşmış olayım.
Musa Anter’i ‘devlet adına’ ve kolektif bir kararla öldürenleri ancak devlet ortaya çıkarabilir. Kitabı okuyan herkesin bu kanaatime hak vereceğini sanıyorum.
Kozmik odalar
Kitapta yer alan bir bilgiye göre, devletin Musa Anter’i izlemeye başladığı tarih 1953’tür. Anter, 1992 yılında ve 77 yaşındayken öldürüldü, devlet tam olarak 39 yıl Anter’i izledi ve bütün hayatını raporlara döktü, bu raporları da kozmik odalarda sakladı.
Ama gel gör ki, Anter’i 39 yıl yani öldürülünceye kadar aralıksız takibe alan bu devlet, Musa Anter’i kimlerin öldürdüğünü bilmiyor! Devletin istihbarat örgütlerinin bu cinayet hakkında mahkemeye sundukları aydınlatıcı bir tek satır bile yok!
77 yaşında bir insanı öldürenler, o yıllarda kuşku yok ki, devleti korumaya yaradığına inandıkları birtakım fikirlerle hareket ediyor ve cinayetler işliyorlardı.
Nazi Almanya’sı
Türkiye’nin 1991-1996 yıllarını kapsayan dönem, bu bakımdan, Almanya’nın 1945-1949 yılları arasında yaşadığı döneme çok benziyor desem, aşırı bir şey söylemiş olur muyum acaba?
Tony Judt ‘Savaş Sonrası -Avrupa Tarihi-’ adlı eserinde 1945-49 yılları boyunca Almanların çoğunun ‘Nazizm’in iyi bir fikir olduğuna ama kötü uygulandığına inandıklarını’ kaydeder.
Almanlar, Nazizm’in uygulamaları bütün boyutlarıyla ortaya çıktığında bile, Nazizm’in iyi bir fikir olduğuna inanmaya devam ediyorlardı.
Türkiye’de de durum sanki buna benziyor.
Geçmişte hiçbir şey olmamış gibi davrananlar, geçmişte yaşanmış acıları yok sayanlar; 1915’tenDersim’e hatta yakın tarihe kadar devam etmiş ve bir çeşit ‘devlet taamüdü’ diyebileceğimiz uygulamaların tümünü, ya ‘uygarlaştırıcı projeler’ olarak ya da ‘Türk milletini arkadan hançerleyenlere ödetilmiş bir bedel’ olarak görürler.
Bu kadar çok şey yaşamış, ölümler, katliamlar görmüş bir ülkede, halkın bugün sahip olduğu eğilimleri ve fikirleri ortaya koyan ciddi araştırmalara ihtiyaç var. Çünkü Türkiye öyle bir sürece girdi ki, bu süreç; hükümetin tavrı ve belirsizliklerle dolu politikaları nedeniyle yeteri kadar güven veremeyen muhalefetin tavrı arasına sıkışıp kalamaz.
Geçmişle yüzleşmek
Kim tarafından kime karşı yapılmış ve işlenmiş olursa olsun, katliamların ve cinayetlerin ‘siyasi kullanımına’ artık son verilmelidir.
Madımak ve Başbağlar katliamını birbirinden ayıramayız.
Uludere’yi bombalayanların, aslında o anda bütün Türkiye’nin üstüne bomba yağdırdıklarını kabul etmeliyiz.
Geçmişle yüzleşmek ve geçmişin hesabının sorulması, hesabı sorulacak bu netameli geçmişe katı ideolojik ilkelerden arınmış bir ruh ve vicdanla bakmayı gerektirir.
Peki, kamusal hafıza alanına yeni bilgiler aktıkça Türkiye halkı acaba bu bilgilerden ne ölçüde etkileniyor, acaba bu yeni bilgiler, halkın geçmişle alakalı tarih bilincinde bir değişime ne oranda yol açıyor?
Türk halkı acaba, ‘öteki’ diye tanımlanan topluluklara neler yapıldığını, her gün biraz daha öğrendikçe, neler hissediyor ve ne düşünüyor?
‘Keşke olmasaydı, ama bunlar iç-dış düşmanlarımızla mücadelede kaçınılmaz olarak meydana gelen olaylar’ diyenlerle, ‘hiçbir devlet, sebebi ne olursa olsun, kendi yurttaşına karşı zulümuygulama ve hukuk dışına çıkma hakkına sahip değildir’, diyenlerin oranı nedir?
Hesaplaşma sorunu
Ortada bunları anlamamızı sağlayacak müspet araştırmalar yok maalesef.
12 Eylül davası başta olmak üzere, JİTEM davaları da dahil, devam eden bazı önemli davalarda görülebileceği gibi, sanıkların hiçbiri suçu kabule yanaşmıyor. ‘Bugün olsa yine yaparım’ anlayışı hemen bütün sanıkların paylaştıkları ortak bir anlayış olarak beliriyor.
Öte yandan, suçun her defasında cezasız kaldığını görmek, hakikatin tam olarak hiçbir zaman ortaya çıkmayacağına inanmak...
Yüzleşme ve hesaplaşmada en büyük sorunlar hâlâ bunlardır.
MİLLİYET
Yazarlar
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.04.2016
13.04.2016
11.04.2016
10.04.2016
8.02.2016
6.02.2016
5.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
30.03.2016