Osman CAN
Muhteşem bir ezber.
Gazetelerin toplanması, dinleme/izleme veya internetten içerik kaldırma konusunda adım atmak için mutlaka bir hakim kararı olmalı. Bu olmazsa hukuk devleti ayaklar altına alınmış oluyor.
Ancak bu tür hakim kararları, mahiyeti gereği "idari" bir karardır, yani yürütmeye ait. Aslına bakılırsa erkler ayrılığı ilkesine uygun değil. Zira yürütmeye ait bir yetki yargı erkine devrediliyor. İdare hukukunda "idareye güven" ilkesi vardır. Bununla ilke ters yüz ediliyor.
Özgürlükler bakımından daha güvenceli bir tercih mi bu?
Bazı ülkeler daha bağımsız olduğu için yargıya yetki devrini özgürlükler uğruna "katlanılabilir bir kötülük" olarak kabul ediyor, diğer bazıları ise buna gerek görmüyor ve demokratik bir siyaseti merkeze alıyor. Yani bu bir Avrupa ortak standardı değil.
Türk hukukunda "yargının, yürütme fonksiyonuyla donatılması" 1961 Anayasası, yani 27 Mayıs darbesiyle başlamış. Niyetin siyaseti kontrol ve dizayn olduğu aşikâr. Katlanılabilir değil, arzulanır kötülük!
Tamamen yürütmenin parçası olan Adalet Bakanlığı bürokratlarının da yargı mensuplarından oluşması aynı arzunun bir diğer boyutu...
Onların zihniyetinde tüm kötülüklerin kaynağı siyasettir.
Türk hukuk otoriteleri o gün bugündür aynı ezbere iman etmiş vaziyette. 2014'te dahi bu özgüvenle Cumhurbaşkanı'na mektuplar döşeyip ders verebiliyor.
Paralel evren aktörleri ise bu ezberden çok memnun, bu sayede, aynı mantık ve usule göre "Allah rızası için" bu ülkenin, onca yıldır oturtmaya çalıştığı demokratik siyasetini dinamitlemeye çalışmakta. Siyasetin bir kısmı alkış tutmakta, bir kısmı seyreylemekte, diğer kısmı savunmada.
Dizginleri batıni halaskârın ellerinde27 Mayıs Koalisyonu, yeniden şaha kalkmış vaziyette, sefalette...
Geçelim.
...
Her idari tedbir için "hakim kararı" gerçekten de hukuk devletinin ve özgürlüklerin güvencesi mi?
2005 başlarında Almanya'da "Anadolu'da Vakit" adlı gazete Alman içişleri bakanlığınca kapatılmış, dönemin Basın Konseyi Başkanı kıyameti koparmıştı. Alman Büyükelçi de Almanya'nın basın özgürlüğüne müdahale etmediğini anlatmaya çalışmıştı.
Ben de Alman meslektaşlarımla yazışmış ve itirazlarımı dile getirmiştim. Uzun bir tartışmanın ardından bir meslektaşım şu açıklamayı yapmıştı: "Sanırım hukuk devleti kavramına yüklediğimiz anlamlar çok farklı. Siz her tür kararı yargıya havale etmekle ülkenizin daha fazla hukuk devleti olacağına inanıyorsunuz. Bunu nasıl gerekçelendiriyorsunuz bilmiyorum, ama bizde idareye güven ilkesi esastır. İçişleri bakanlığı kapatma kararı verir. Bunun hukuka aykırı olduğunu düşünen kişi ise yargıya müracaat eder."
Sonra oturup Türkiye'nin "hakim kararı bilançosu"na baktım. 1960'tan 2000'lere kadarki bilanço, bunun özgürlüğü korumadan çok "yargısal kılıflı ideolojik müdahalenin imkanı" olarak kullanıldığını gösteriyor. AİHM'deki mahkumiyetlerin ezici çoğunluğu da yargı kararlarının yol açtığı insan hakları ihlallerine dayanıyor.
Hadi biraz daha şaşıralım.
Alman Anayasası'nın "Mektup, Posta ve Telekomünikasyonun Gizliliği" başlığını taşıyan 10. Maddesinin 2. Fıkrası, sınırlamalar özgürlükçü demokratik temel düzeni veya devletin varlık ve güvenliğini koruma amacı güdüyorsa, bunun denetimi yargı yerine Parlamento'ya bırakılabilir diyor.
Böyle...
Ezberler ve keskin inançlar işe yaramıyor, biraz da analiz gerekiyor.
Ama ezberlerle veya ezberlerin gürültülü cazibesiyle hem analitik eleştiriler görünmez kılınıyor hem de başkalarının haklarını ve demokratik işleyişi suiistimallerden koruyabilecek hususlar engellenmek isteniyor.
Gaza gelenlerin durumu ise alışkanlık, iflah olmaz bir alışkanlık!
...
İnşa için, akıl, analiz, feraset ve meşruiyet lazım. Gürültü üzerine medeniyet inşa edilmez ama yankesicilere gün doğar.
Ve bu halk, gürültücü ve ezbercileri ciddiye almaz, yankesicilere de pirim vermez.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları




























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2021
9.01.2021
20.07.2020
12.07.2020
23.06.2020
20.06.2020
20.06.2020
24.04.2019
18.01.2017
1.02.2015