Osman CAN
İki Almanya henüz birleşmemiş. Sovyetler dağılmış olmakla birlikte Doğu Almanya’nın anayasal düzeni değişmemiş. Sadece çok partili hayata izin verilmiş.
Doğu Almanya’da komünizmle mücadelede bedeller ödeyen bir gelenekten gelen “Hıristiyan-muhafazakâr” Gauck, seçimlerde çoğunluğu elde etmiş vaziyette. Komünist Parti iktidarda değil. Lakin onun düzeni ve sağladığı iktidar ayrıcalıkları devam ediyor. Gauck ve partisi iktidara geldiği halde komünist anayasal rejimi değiştirebilecek çoğunluğu yok. Sovyetlerin dağılmasının ardından görünür iktidarını devam ettiremeyeceğini gören Komünist Parti, kendi ideolojisini, ülkeyi kontrol imkanlarını ve kendi siyasal seçkini olan “nomenklaturayı” anayasal güvenceye bağladıktan sonra, kısmen serbest seçimlerle oluşturulacak bir parlamentoya da izin vermiş. Ancak bu parlamentonun anayasayı değiştirmesi için üçte ikilik bir çoğunluğa ulaşması gerekiyor. Doğu Almanya’nın temel kanunlarının tamamı da Komünist Parti tarafından yapılmış vaziyette. Gauck ve partisinin yasama yetkisini kullanarak yaptığı her bir değişiklik, düzen muhafızı bir Anayasa Mahkemesi tarafından değiştirilemez Komünist Parti ilkelerinin belirlediği anayasasına uygunluk denetimine tabi tutuluyor.
Oldukça muhafazakâr olan Gauck, yine kendisi gibi muhafazakâr özellikleri ağır basan halkından önemli ölçüde destek alıyor. Ancak, mevcut anayasal düzenin hamiliğini yapan kurumlar, üniversiteler ve tabii Komünist Partisi’nin amansız muhalefetiyle karşı karşıya. Oligarklar, Sovyet realizminin önemli sanatçıları ve yine nomenklaturaya destek verme karşılığında kendini toplumun çoğunluğu karşısında korumaya alan bazı kesitler, Gauck ve partisine karşı ontolojik bir savaş içine girmiş durumda. Gauck ve partisi kendisinin varlığına yönelmiş ve illegaliteye de bulaşmaya başlayan bu muhalefete karşı anayasal çerçevede gerekli önlemleri almaya başlıyor. Eski düzen unsurlarına karşı mücadele ediyor. Nomenklaturanın yoğun yaşadığı Doğu Berlin’de Gauck’a karşı protesto eylemleri başlıyor.
Günün birinde, tarihsel, kültürel ve ekonomik nedenlerle Alman muhafazakârlığının iktidarından hazzetmeyen, dolayısıyla nomenklaturayı stratejik ortağı olarak gören “İslami-muhafazakâr” bir ülkenin Cumhurbaşkanı Doğu Almanya’yı ziyaret ediyor.
Ve nomenklaturanın kalelerinden biri sayılan bir üniversitede bir konuşma yapıyor. “Açık” ve “liberal” sözcüklerini hak eden bir yer olmayı bir kenara bırakın, liberalizme dair bir kavramsal tartışmanın dahi cesaret gerektirdiği söz konusu üniversitede, söze “Bu üniversitenin açık ve liberal görüşlerin yeri olduğunu duydum” diye başlıyor…
“Son zamanlarda birçok kişiden, demokrasiye tehdit oluşturduğu şeklinde algıladığı bir yönetim üslubundan ötürü hayal kırıklığı, burukluk ve öfke ifade eden sesler de duyuyoruz” diye devam ediyor. Kendi stratejik ortağı olanlardan tek taraflı olarak dinlediklerinin hakikat için yeterli olduğu inancıyla başladığı konuşmasını şu cümlelerle sürdürüyor: “İnsanların nasıl bir yaşam tarzı benimsemeleri gerektiğine ilişkin bir müdahale söz konusu olduğunda, hayatları üzerinde daha güçlü bir gizli servis kontrolü amaçlandığında, sokak protestoları zor kullanılarak bastırıldığında, hatta bu yüzden insanlar canlarından olduğunda, itiraf ediyorum bu gelişmeler beni korkutuyor…”
İslami-muhafazakâr ülkenin, bizatihi kendisi nomenklaturadan ve diktatörlükten çok çekmiş Cumhurbaşkanı, Komünist Partisi’nin iktidardan düşmüş seçkinlerini, oligarkları, Sovyet sanatının temsilcilerini, eski ayrıcalıklı sınıfları, ırkçıları, faşistleri ve onlarla ittifak kuran demokrasi karşıtı bloku bir bütün olarak “liberal”, “demokrat” ve “eleştirel bakış açısına sahip özgürlükçüler” olarak nitelendirip “dostça” Gauck’u eleştirdiğinde, Gauck’un ne demesini beklersiniz?
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2021
9.01.2021
20.07.2020
12.07.2020
23.06.2020
20.06.2020
20.06.2020
24.04.2019
18.01.2017
1.02.2015