Oya BAYDAR
Leyla Zana’nın TBMM açılışındaki yemini, kimilerinin daha epeyce çenelerini yoracağa benziyor. Son olarak, (AKP Genel Başkan Yardımcısı’ymış) affedersin kategorisinden Özdağ soyadlı bir zat, konuya ilişkin ne söyleyeceğini soran bir basın mensubuna, yüksek fikirlerini şöyle aktarıyor: “Bu, affedersin ilkokul mezunu bir kadın… Meclis’e gelse ne olur gelmese ne olur!”
Bu sözlerden, ilkokul mezunu olmanın affedersin demeyi gerektiren ayıp bir şey olduğunu anlıyoruz öncelikle; tıpkı Tayyip Erdoğan’ın “affedersiniz Ermeni” demesi gibi. Hani bir zamanlar bir kadın oyuncunun “Benim oyumla dağdaki çobanın oyu bir olur mu?” sözü vardı da en çok AKP’liler tarafından eleştirilmiş, halkı küçümseyen seçkinci beyaz Türk zihniyeti örneği olarak ayıplanmıştı.
Affedersiniz AKP Genel Başkan Yardımcısı’nın eğitim düzeyine bakmaya bile gerek duymadım; çünkü iktidarın kadrolarındaki benzerlerinin, din alimi fetvacı hocaların, milletvekili, bakan, danışman sıfatlı anlı şanlı profesörlerin düzeyini, yazdıkları yazılardan, attıkları tweet’lerden, ekranlarda katıldıkları tartışmalardan, medyadan izleme imkânımız oluyor.
Bu kadar cehalet ancak proflukla mümkündür!
Profesör ünvanına sahip kimi siyasileri ya da yalak-yandaş uzmanları, danışmanları izledikçe dinledikçe, günümüzde (İslamcı muhafazakârların devr-i iktidarında) bu kadar cehalet ancak proflukla mümkün herhalde diye düşünüyorum sık sık. Affedersiniz diyerek aşağıladıkları ilkokul mezunu birinin ağzından, kaleminden, tweetinden çıkmayacak nice sözler, nice yanlışlar, nice ilkellikler…Konuya ilişkin maddi hata mı istersiniz, dil ayıpları mı, düşünce çarpıklığı mı, çocukları güldürecek anlatımlar mı, daha da vahimi ağızlarından çıkanı kulaklarının duymadığı nefret söylemi, ötekileştirme ve engin bir cehalet mi?
Kimse alınmasın, dava açmaya falan kalkışmasın, örnekte, teşbihte hata olmaz.
Meselâ anlı şanlı Anayasa profesörü bir Kuzu’muz var. Bakanlıktan en önemli komisyonların başkanlığına kadar çok önemli görevlerde bulunmuş, daha da bulunacak zatlardan biri. Her konuşuşunda, attığı her tweet’te, bu formasyonu nereden, nasıl, hangi dönemde aldığına hayret ediyorum. Yorumlarından, sözlerinden bir seçki yapılsa çok satar mizah kitabı, ya da siyasetimizin hali pürmelâli derlemesi olur. Önümüzdeki günlerde bakan olarak görebileceğimiz Binali Yıldırım var meselâ; keyifli ton ton bir amca, eski Ulaştırma Denizcilik Haberleşme Bakanı. Geçenlerde öyle bir bulut-bilişim konusu anlattı ki, komşumun 9 yaşındaki torunu gülmekten yerlere yattı, o bulut o bulut değil amca, diyerekten. Son günlerde Paris katliamı üzerine buram buram nefret söylemi kokan, başlarına geleni hak ettiler, anlamında tweet’ler döktüren eski YÖK başkanı Yusuf Ziya Özcan da profesör, hem de yüksek öğretimin en tepesinde YÖK başkanlığı yapmış biri. Zihniyeti, ufku, ideolojisi bir yana; Fransa Cezayir’de zulüm yaparken nerelerdeydiniz, sesiniz çıkmıyordu, mealindeki çarpıtmasına değinmeden geçmeyeyim. Fransa’nın Cezayir’de yürüttüğü sömürgeci savaş ve zulme karşı dünyanın bütün demokratik, barışçı kamuoyu her türlü tepkiyi verdi o zamanlar ve Fransa Cezayir’in bağımsızlığını tanımak zorunda kaldı.
Televizyon ekranlarında boy gösterip desteksiz atan çoğu AKP’li profesörlerin, akademisyenlerin tümünü bile değil sadece benim dkkatimi çekenleri saymaya kalksam sayfalar, köşeler yetmez. Geçende, hem de rektör düzeyindeki bir prof IŞİD’i “Cihatçı devrimci” örgüt olarak tarif ediyordu, neden devrimci dediğini de, “çünkü silahlı ve terör yapıyor”, diye açıklıyordu. Böylece bir rektör profesörden devrimciliğin anlamını da öğrenmiş olduk, üstelik karşısındakilerin hiçbiri gık demedi. Neyse…
Bu akılla Kürt meselesini çözmeye kalkışırsanız…
İşin esasına ve umutsuzluk yaratan vehametine gelecek olursak: İktidar Kürt meselesine affedersiniz Özdağ’ın kafasıyla yaklaşıyorsa vay bu ülkenin haline, vay geleceğimize! Leyla Zana’nın, milletvekili yeminini “Türk milleti” yerine “Türkiye milleti” diye okuması, bir şekil şartının ihlalinden ibaret değildir; meselenin esası olan kimlik ve statü konusuna dikkat çekmek, çözümün anahtarını göstermek içindir. Leyla Zana bu tavrı benimserken sonuçlarını hesaplayamayacak biri değildir. Kürt siyasî hareketi içinde de tartışma yaratan, “çözerse Erdoğan çözer” diyerek Tayyip Erdoğan’la görüşmesinden bugüne kadar, doğru veya yanlış, çözüm için kendi mahallesinden eleştirileri de Türk milliyetçiliğinin saldırılarını da göğüslemeye hem hazır hem de yeterli cesur ve inançlı bir Kürt kadın siyasetçidir. Onu ilkokul mezunu diyerek küçümsemeye kalkışanları ufkuyla, namusuyla, cesaretiyle, gelişmişliği ile cebinden on kere çıkarabilecek düzeydedir, halkının temsilcisidir.
Yarın öbür gün yeni anayasa yapmaya kalkışacak olan AKP iktidarı ve Meclis Özdağ kafasıyla giderse, “Türkiyelilik” vurgusunu ilkokul mezunu cahil işi bir sözden ibaret görürse, Kürt halkının temsilcilerini aşağılayıp taleplerini duymazdan gelirse 12 Eylül darbe anayasasından daha da geri bir noktaya düşeceği gibi, bu kan, şiddet, savaş ortamının gerçek bölünmeye varmasının da başlıca sorumlusu olacaktır .
Yazarlar
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.05.2024
14.05.2024
3.05.2024
3.05.2024
22.04.2024
16.04.2024
3.04.2024
29.03.2024
22.03.2024
7.03.2024