Oya BAYDAR
Şu günlerde kendimizi çaresiz hissediyoruz. İnançlısı inançsızı, Müslümanı Hıristiyanı, mümini ateisti, Türkü Kürdü, Rumu Ermenisi, sağcısı solcusu; Türkiye’nin vicdan sahibi duyarlı insanları: ben, siz, hepimiz huzursuzuz, tepkiliyiz.
Vicdanlar isyan ettiğinde, öfke akacak mecra, barınacak yuva bulamazsa tehlikeli ve tahripkâr bir çaresizliğe dönüşür. Çaresizlik insanı içten içe kemiren kurttur.
Vicdanı; siyasal söylevlerin süsü bir tekerleme değil, komşunun kızının adı değil, sadece kendi takımının çıkarına dokunulduğunda hatırlanan bir sözcük değil, birey ahlâkının terazisi olarak kavrayan; ahlâkının kaynağı dinî ya da dünyevî korkular değil kendi hür iradesi olan vicdan sahibi insanlar, şu sıralar isyanlardalar. Çünkü vicdan, en kısa tanımıyla, ötekinin mağduriyetini içinde duymak, mağdur edenlere dur demek, mağduriyete sebep olan kendisiyse eğer özür dilemek, özürle yetinmeyip verdiği zararı gidermek, gönülleri onarmaktır.
Laftan ibaret olmayan vicdan, özeleştiri ve özdenetim cesareti gerektirir. Kibir, gurur, büyüklenme vicdani özeleştiriyi olanaksızlaştırır. Laftan ibaret olmayan vicdan ama’sızdır. Kendi tarafının mağduriyetinde aslan kesilip ötekinin mağduriyetine ama’larla göz yummaz. “Bana yapılsaydı ne hissederdim, nasıl tepki verirdim” sorusu vicdanın başlangıç sorusudur.
Vicdan üzerine bu uzun girizgâhın bir nedeni, kavramın özünün boşaltılıp göz boyama niyetine sakız gibi çiğnenmesiyse; diğer nedeni, siyasal -ideolojik aidiyeti, dili, dini, etnik kimliği ne olursa olsun, her kesimden insanımızın son günlerde iktidardan gelen salvolar karşısında duydukları vicdanî huzursuzluktur. Boyalar aktıkça üstüne bir kat daha yaldız sürülen, hot zotçu vatan-millet-ahlâk- namus nutuklarıyla uyutulmak ya da sindirilmek istenen bu toplumun insanı, siyasî değil vicdanî bir dürtüyle, “Dur bakalım hemşerim” demeye başlamıştır. Kimileri kendi yarattıkları gürültü arasında bu sesleri henüz duymuyor olabilirler, duyduklarında şu veya bu biçimde bastırmaya çabalayabilirler. Ancak fısıltıların koroya dönüşmesini engelleyemezler.
Benzer seslerin nerelerden geldiğine kulak verirsek İslamiyeti etiket ve kartvizit olarak değil ahlâklarının, vicdanlarının omurgası olarak taşıyan Müslümanların sesini duyuyoruz; AKP’yi desteklemiş liberallerin, AKP’yi değil ama attığı demokratik adımları desteklemiş demokratların sesini duyuyoruz. Kürtlerin, demokratik solun, insan hakları savunucularının, kadınların, gençlerin, suskunların adalet, eşitlik, özgürlük isteyen herkesin, her kesimin sesi birbirine karışıyor, birbiriyle buluşuyor. Başta Başbakan Erdoğan olmak AKP’nin kafa kadrolarının ve bütünüyle hükümetin son birkaç aydır (aslında seçimlerden bu yana) tuttuğu yol, sözleri söylemleri, uygulamaları tasarrufları, özellikle de Uludere (yani Kürt sorunu), kürtaj (yani din kılıfı altında kadına yönelik eril ayrımcılığın ve şiddetin meşrulaştırılması), havacılıkta grevin yasaklanması (yani emeğin ve insanın kalkınma-büyüme çılğınlığına kurban edilmesi) gibi konular etrafında geniş bir vicdan buluşması yaratıyor.
Ancak farklı sazlardan yükselen aynı ezginin, büyük bir orkestrada, çok sesli bir koroyla muhteşem bir senfoniye dönüşmesi güç olacağa ve zaman alacağa benziyor. Bunun önündeki ana engel, vicdan korosuna katılanlar arasındaki psikolojik, ideolojik tarihsel yarılma. Sağıyla soluyla, inançlısı inançsızıyla hepimizin payı olan ama aslında her dönem muktedirlerin körükledikleri ve taşlarını döşedikleri, bizlerin de o kötülük taşlarıyla döşenmiş yollardan yürüyüp aradaki çatlağı genişletmek için kazma salladığımız yarık ya da uçurum, ya da daha hafif deyimle ayrı kompartmanlar...
Siyasî değil vicdan muhalefeti
Şöyle bir düşünüp hatırlayalım. En güncel iki örnek üzerinden gidelim: Uludere ve kürtaj. Bu iki konuda, farklı yerlerde durduklarını bildiğimiz, sandığımız; AKP’yi destekleyen, kısa bir süre öncesine kadar Başbakan’ın ve Hükümetin işlerine destek veren, en azından kol kırılır yen içinde, şimdi konuşma vakti değil mantığıyla savunmaya geçen kişilerin, yazarların, aydınların, kamuoyu yönlendiricilerinin, sivil toplum kuruluşlarının, AKP’ye hep mesafeli yaklaşmış, muhalefet etmiş, hatta düşman bellemiş olanlarla kaygıda, eleştiride, tepkide birleştiklerini görmemek için görme ve duyma özürlü gerekiyor. Bu, siyasal değil, vicdanî bir buluşma. Böyle olduğu için de çok değerli. Ancak, vicdanların isyanından kaynaklanan bu buluşma henüz ete kemiğe bürünebilmiş değil. Buluşmanın adını koyamıyoruz, bunca yıllık çatışmacı kültürümüzün, siyasal mücadele anlayışımızın etkisiyle, köhnemiş particilik, grupçuluk alışkanlıklarımızı, hatta kişisel husumetlerimizi, güvensizliklerimizi aşıp birlikte hareket edemiyoruz. Büyük bir kıta olmak yerine adacıklar olarak kalmakta ısrar ediyoruz. Bunda, eski mahallelerimizi hâlâ ayağımızda pranga olarak taşımamızın da payı var kuşkusuz.
Vicdanların isyanını gürül gürül yansıtacak bir siyasal muhalefetin ne yazık ki bulunmadığı bir tarihsal anda, bu ülkeye ve kişi kişi hepimize bir muhalefet hareketi gerekiyor. Bu ihtiyacı dile getirenlerin sayısı kadar çeşitliliği ve yaygınlığı da her geçen gün artıyor.
Vicdanların isyanı AKP’yi solluyor
Bugün, bildiğimiz geleneksel muhalefet anlayışının ve bu anlayışın taşıyıcısı siyasal partilerin anlam ve işlevlerini yitirdiklerini düşünüyorum. İyilik, doğruluk, adalet, hak eşitliği, özgürlük vb. kavramları üzerinden değil; kitle sömürüsü, kitle dalkavukluğu, oy hesabı, gözü kara iktidar mücadelesi üzerinden yapılan her türlü siyaset iflas etmiş durumda. O mücadelenin içine girdi mi, en vicdanlı, en has niyetlere sahip parti veya örgütlenmeler bile çarkın dişlilerine kapılıp kısırlaşıyor, daralıyor, kirleniyor.
2000’lerin başlarında, dipten gelen özgürleşme dalgasını diğer siyasal güçlerden daha iyi okumayı beceren AKP, o dalgalar üzerinde sörf yaparak iktidar oldu. Geleneksel devletçi vesayetçi siyasal güçler ve geleneksel sol ise 100 yıl, 80 yıl, 50 yıl, 30 yıl öncesinde kalarak nal topladı. Ancak, toplumun değişim talebini ve zaruretini sadece kendi kitlesinin mağduriyetlerini gidererek -ki o da lafta kaldı çoğunlukla- karşılayabileceğini sanan AKP’nin rüzgârı da tâkati de on yılda kesildi. Haksızlık etmeden söylemek gerekirse, rüzgârı doğru yönden aldığı sürece Türkiye’nin üzerine geçirilmiş vesayetçi deli gömleğini gevşetmekte başarılı olan AKP kendi sınıfsal, ideolojik, kültürel sınırlarına çok çabuk dayandı. Bir özeleştiri olarak söylemem gerekirse: Demokrasi ve özgürlükler konusunda AKP’nin sınırlarının olduğunu, bir gün bu sınırlara dayanacağını hep düşündüm ve hep yazdım; ancak, sınırlarının bu kadar dar olduğunu hesaplamadım. Ayrıca sanırım çeşitli etkileşimler, İslami kesim içi sert güç çatışmaları, liderin özel psikolojik durumu, vb. etmenler nedeniyle de AKP’de temilcisini bulan siyasal çizgi, doğal sınırlarının da gerisine çekildi, “ricat etti”. Rüzgârlar iyiyken akrobatik göteri yapan sörfçünün kötü yüzücü olduğu, işlerin her alanda sarpa sardığı şu günlerde iyice ortaya çıktı. Ve toplumdaki vicdan kabarması AKP’yi aştı.
Etrafınıza bir bakın, bir dinleyin; Türk, Kürt, kadın, erkek, sağcı solcu, kitleler önlerinde AKP’ye alternatif olacak bir siyasal güç/parti görseler oraya doğru akacaklar. Ama yok. Olmaması, bir yönüyle de siyasal muhalefeti ayrışmalar ve uzlaşmazlıklar üzerine kurmalarından kaynaklanıyor. Oysa vicdanları buluşturan, büyük bir uzlaşmanın temeli ve çimentosu olabilecek istemler, özlemler var. Müslüman genç kardeşim televizyonda kadın haklarını benden çok daha iyi savunuyor. Antikapitalist Müslümanlar platformu, altına Türkiye’nin bütün demokratlarının, emekten, adaletten, eşitlikten, özgürlükten yana herkesin, hangi siyasî partide, hangi ideolojik kanatta yer alırsa alsınlar bütün vicdanlı insanların imzasını atacağı bir hak ve özgürlükler talep bildirgesi çıkarabiliyor. Kürt halkının bitmeyen mağduriyeti karşısında nerde duruyorsak duralım çoğunluk olarak aynı isyanla doluyoruz. Ama birleşemedikçe, birlikte yürümedikçe vicdanların isyanı öfkeye ve çaresizliğe dönüşüyor.
Evet, bize yeni bir muhalefet gerekiyor. Miatını doldurmuş, yenilikçiliğini ve değişimciliğini yitirmiş siyasal parti yapılarının, eski siyaset anlayışının, geçmişteki cepheleşmelerin, blokların dışında ortak vicdan paydasında buluşan yepyeni bir muhalefet... O partilerin tümünden, AKP’den, CHP’den, BDP’den, kürt hareketinden, özgürlükçü sol siyasetlerden, Müslümanlardan, her yerden insanların, siyasal aidiyetlerinden vaz geçme koşulu bile olmadan, vicdan paydasında katılacakları bir vicdan hareketi.
İktidara değil toplumu değiştirmeye, dönüştürmeye, böylece özgürleştirmeye aday yepyeni, genç bir hareket vicdanların isyanını umuda dönüştürebilir. Hayalci görünse de hem mümkün hem de -belki- yakındır. En azından, çürümemek için bu umuda ihtiyacımız var.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları




























































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.05.2024
14.05.2024
3.05.2024
3.05.2024
22.04.2024
16.04.2024
3.04.2024
29.03.2024
22.03.2024
7.03.2024