Pelin CENGİZ
Bugün Türkiye’de yerelde örgütlü mücadelenin en önemli başarılarından biri hangisidir diye sorulsa, Gerze’deki termik santrale karşı direniş ve beraberinde gelen boykot ilk sıralarda gösterilir.
Gerze, yıllardır umutsuzluk, geleceksizlik ekilmiş bu topraklarda yenilenen umudun, haklı ve örgütlü yurttaş mücadelesinin neleri başarabileceğinin öyküsüdür.
Altı yıllık bir direnişin ardından TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu Başkanı da olan Tuncay Özilhan’ın patronu olduğu Anadolu Grubu, buradan püskürtüldü.
Sinop’un Gerze ilçesinin Yaykıl köyünde Kasım 2009’da Anadolu Grubu’nun kurmak istediği termik santrale karşı başlayan direniş her türlü polis ve jandarma şiddetine, şirket baskılarına, davalara rağmen sürdü ve şirket buradan geri adım atmak zorunda kaldı.
Altı yılın sonunda 2015 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı projenin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) sürecini durdurdu.
Anadolu Grubu, Gerze halkını termik santralle zehirlemek istemiş, karşı çıkanlara gaz bombaları yağdırılmıştı.
Olaylar sırasında onlarca kişi yaralandı ve onlarca kişiye çeşitli kereler Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet, mala zarar, kamu görevlisine hakaret ve mukavemet gibi suçlardan dava açıldı.
Geçen yıl Gerze direnişi davasında yargılanan 37 yaşam savunucusuna ceza yağdı. Gerzelilere çeşitli suçlardan 42 yıl 10 ay ay hapis ve 63 bin TL para cezası kesildi. Termik santral, 2015 yılında Orman Kanunu’na aykırı olduğu için iptal edildi. Ancak, Orman Kanunu’na aykırı santralı yapmak isteyenleri engellemek ise suç oldu.
Ayrıca mahkeme 4 bin 80 TL tutarındaki Anadolu Grubu’nun avukat ücretlerinin de yaşam savunucularından alınması hükmetti.
Şaka gibi ama hiç komik değil. Çünkü, burası Türkiye…
Her gün türlü, çeşitli haksızlıklarla sınanıyoruz. Ama alışmayalım, alışmamalıyız…
Mücadelenin devam ettiği 2012 yılında Gerze direnişi, ABD’nin önemli çevre kuruluşlarından biri olan Sierra Club tarafından en başarılı çevre direnişlerinden biri olarak seçildi.
Hatta akademisyen Cihan Kaymaz’ın “Neoliberalizm ve Çevreci Hareketler: Sinop-Gerze Termik Santral Örneği” başlıklı doktora tezinin konusu oldu.
Kaymaz, daha sonra doktor tezini “Neoliberalizm Ve Ekolojik Hareketler Sinop-Gerze Teknik Santral Direnişi’nde Örgütlenme Ve Strateji” başlığıyla kitaplaştırdı.
O dönem Greenpeace Akdeniz, "Efes Pilsen Sevenlerini üzme! Kömürün karası bu kapağın altında olmasın" diyerek, Efes Pilsen markasının da satışını yapan Anadolu Grubu’nun o dönemki Başkanı Atilla Özilhan'a termik santralden vazgeçmesi için e-posta gönderme kampanyası başlattı.
E-posta kampanyası ardından çığ gibi büyüyen bir Efes Pilsen boykotuna dönüştü.
Bu boykot her ne kadar santral yapımından ger dönülmüş olsa da uzun süreler etkisini korudu, insanların Efes Pilsen almak konusundaki isteksizliği devam etti.
Burada ister sahadan ister sosyal medyadan başlamış olsun örgütlü isyanın nasıl etkili olabileceğine dair ufak bir parantez daha açmak isterim.
Geçtiğimiz yıllarda Tuncay Özilhan’ın bira satışlarındaki düşüşü evde bira üretimine bağlayarak, bunun vergi kaybına neden olduğunu ve durumu yetkililerle görüştüğünü söylemesi üzerine “kayıp öyle olmaz, böyle olur” denilerek bir boykot daha yapılmıştı.
Boykot edilmek Anadolu Grubu’nda alışkanlık haline gelmiş olsa gerek, bu kez Migros işçilerine yaptıkları zulümle gündemdeler…
Birkaç hafta önce Migros’un Esenyurt’taki deposunda, yüzde 8 ücret artışına karşı eylem yapan Depo, Liman, Tersane ve Deniz İşçileri Sendikası (DGD-Sen) üyesi 257 işçinin işine son verildi.
Ardından işten atılan Migros depo işçilerinin Tuncay Özilhan’ın evinin yakınında yaptığı eylem, polis ordusuyla abluka altına alındı ve ters kelepçeyle gözaltıyla sonuçlandı.
TÜİK’in güvenilir olmayan 2021 enflasyonu bile yüzde 36,08 iken işçilere yüzde 8 zam layık gören Migros’un 2021’deki dokuz aylık karı 367,2 milyon lira.
İşçiler, daha sonra serbest bırakıldı ancak eylemde gözaltına alınan Migros işçilerinden Gülabi Aksu'nun elleri kelepçeli şekilde gözyaşlarını sildiği anlar hafızalarımıza kazındı.
Yıllar önce Gerze’de köylülerin yerlerde sürüklenerek şiddete uğramasının önünü açan sermaye düzeniyle bugün sefalet ücreti verdiği işçilerin hakkını aradığı için kelepçelenip gözyaşı dökmesine neden olan düzen aynı zihniyetin ürünüdür.
Neden oldu bunlar? 257 Migros işçisi saatlik bir ekmek parası istediği için…
4 TL, evet saatlik 4 TL zam istedikleri için…
Başkaları adına utanmaktan yorulduk bu ülkede…
Tuncay Özilhan, herhangi birisi değil. AKP iktidarı döneminde türemiş beşli çeteci bir sermaye grubu değil, TÜSİAD’ı en üst seviyelerde temsil eden biri.
Eski sermayedar ama oyunu AKP döneminde yeni düzenin kurallarıyla, yeni normlarla oynamayı tercih etmiş biri.
AKP iktidarıyla ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile zaman zaman çatışan, TÜSİAD kürsülerinden iktidarı eleştirir gibi yapan biri.
Filmi biraz geriye sardığımızda Özilhan, 2019’daki TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi toplantısında, 31 Mart seçimlerine ve sonrasındaki iptal sürecine ilişkin, "Bu sınavda kimin ne not aldığını ileride tarih yazacaktır” ifadelerini kullanan ve Erdoğan tarafından, “Sizin 17 yıl önceki durumunuzu da biliyorum, bugünkü durumunuzu da biliyorum. Gerekirse bunu teşhir de ederim. İçeriden saldıranlara hesabını sorarız” cevabı alan biri…
Tuncay Özilhan, aynı zamanda Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu’nda (TOGG) yer alıp, “Cumhurbaşkanı Erdoğan olmasaydı bu proje olmazdı” diyen biri.
Eğer bundan sonra TÜSİAD kürsülerinde söylediği sözlerin ciddiye alınmasını istiyorsa tavrını ve kimin yanında durduğunu netleştirmesi gereken biri.
TÜSİAD kürsüsünden demokrasi, insan hakları, özgürlük dersi veren birinin 257 işçinin polis zoruyla kelepçelenip gözaltına alınmasına göz yumması arasında derin bir çelişki var, hangisine inanacağız?
Türkiye’nin her köşesinde şiddet var, insan hakları ihlalleri var, hukuksuzluk hüküm sürüyor, hak arayışındakilere yönelik inanılmaz bir saldırı ve şiddet sarmalı büyüyor.
İnsana, doğaya, yaşama ve ülkenin geleceğine dair ne varsa yok sayılıyor.
Türkiye'de son yıllarda çevre ve yaşam alanları mücadelesi verenlere yönelik yüzlerce gözaltı ve tutuklamayla birlikte idari para cezaları verildi, pek çok çevre direnişçisi hakkında soruşturma ve ceza davaları açıldı.
Toprağını, suyunu, havasını, yaşam alanını savunanlar hakkında her fırsatta yeni dava ve soruşturmalar açıldı, taşlı, sopalı saldırılara maruz bırakıldı, halkın güvenliğinden sorumlu polis ve jandarma halkın üzerine saldırtıldı, bu insanlar itibarsızlaştırılmaya çalışıldı, “terörist” damgası vuruldu.
Bu ve benzerleri aynı şekilde el yükselterek emek mücadelesi verenler için de gerçekleşiyor.
İşçi sınıfının yeni bir eylem dalgasına tanıklık ediyoruz.
Emek ve doğa mücadelesi aynı zaman bir demokrasi mücadelesidir. Emek ve doğa direnişlerinin geçişkenliğinin gücü de buradan geliyor. Bu biraradalık ve yan yanalık hali kimi zaman Gerze’ye çökmek isteyenle, kimi zaman işçinin emeğine çökmek isteyen aynı sermayedara karşı direnişi birleştiriyor.
Bu siyah ya da beyaz kadar keskin bir çizgi.
Ya bu Özilhangiller safındasınızdır ya da mücadele edenlerin tarafındasınızdır…
Bu düzen değişecek. Tarafınızı seçin.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.03.2025
29.12.2024
14.10.2024
27.09.2024
23.08.2024
26.07.2024
21.05.2024
13.02.2023
10.02.2023
15.11.2022