Pelin CENGİZ
İstanbul, Tiflis, Hamburg ve Burgos... Türkiye, Gürcistan, Almanya ve İspanya’daki bu kentleri bu aralar ortaklaştıran birtakım gelişmeler var. Her biri birer beton sevdalısı iktidara karşı verilen kent mücadelesi. Bu ortaklaşmanın temelini genel anlamda kentsel dönüşüm, ortak yaşam alanlarının el değiştirmesi, soylulaştırılması ya da mekânsal değişime tabi tutulması oluşturuyor. Yönetim erkini elinde tutanların bu hamleleri de ister istemez, yerele rağmen gerçekleştirilmek istendiği için, ciddi bir direnişle karşı karşıya kalıyor.
İstanbul’da Gezi Parkı’ndaki ağaçları kesip yapılaşmaya açacak arsızlara direnenlerin, Tiflis’teVake Parkı’na lüks otel yaptırmak istemeyenlerin, Hamburg’da kentin simgelerinden biri olan kültür merkezi Rote Flora’yı teslim etmeyenlerin, Burgos’ta daha çok işçi sınıfının yaşadığıGamonal Mahallesi’ndeki Vitoria Caddesi’ni genişletme çalışmalarına karşı çıkanların temelde talep ettiği şeyler çok benzer. Birincisi, merkezî iktidarın ya da yerel yöneticilerin kentleri, mekânları dönüştüren dayatmacı, otoriter siyasetine dur demek, diğeri ise herhangi bir konuda alınacak kararlarda toplumsal kabulün dikkate alınması olarak öne çıkıyor.
Toplumların talepleri giderek değişiyor, toplumsal hareketler içerik değiştiriyor. Çoğu zaman üzerinde durulmayan, çok mikro düzeyde kaldığı düşünülen, başka sıcak siyasi ve sosyal gündemler altında ezilen, sadece belli bir grup insanın dikkat ekseninde kalmaya mahkûm olan meseleler, bir anda uluslararası toplumun gündemine taşınabiliyor. Merkezinde ağırlıklı olarak kent, kimlik ve ekoloji sorunlarının yer aldığı, geleneksel siyaset yapma biçimlerine başkaldıran, hızla uluslararası destek bularak bir dayanışma hareketine dönüşen bu mücadeleler, siyasi arenada varlık gösterenlere artık yeni bir siyaset yapma zamanı geldiğini, buna ayak uyduramayanların zamanla toplumların taleplerine cevap veremeyen köhnemiş yapılara dönüşeceğini gösteriyor.
Buraya kadarı aslında bu dört kentte ortaya çıkan direnişin ortaklaştığı noktalar. Ayrışan nokta ise siyaset kanadının verdiği tepkilerde gizli. Gezi Parkı direnişinin çıkış noktası, ülkede son yıllarda siyaseten yapılan sert çıkışların, yaşam biçimlerine müdahalelerin, azarların, verilen gözdağlarının, aşağılamanın, toplumu hizaya sokmaya girişimlerinin toplumda yarattığı gerilimin bir ağaçta simgeleşmesiydi. Bu harekete Başbakan Erdoğan’ın çektiği kılıç epey sert oldu, şürekâsıyla birlikte direnişi iktidarına yönelik bir darbe girişimi olarak niteledi, direnişin arkasında envaiçeşit lobi ve dış mihrak olduğu inanışı sergilendi. Diğer direnişlerin yaşandığı ülkelerde ise liderlerin böylesine açıktan, net bir pozisyon alması ise şu aşamada sözkonusu değil. Doğal olarak, bu mücadelelerin arkasında dış güçler var diyen de çıkmadı.
Türkiye özelinden devam edecek olursak, önemli bir toplumsal muhalefet olmasına rağmen, ÇED süreçlerine ilişkin muğlâklıklar devam ederken, üstelik 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun merkezinde yer alan iktidar/sermaye ilişkileri ortaya saçılmışken, AKP iktidarı üçüncü havalimanı projesi için acele kamulaştırma kararı çıkardı. Aynı durum kısa süre önce Kanal İstanbul için de başlatılmıştı. Hatırlanacak olursa, 17 Aralık’ta başlayan yolsuzluk operasyonu ile üçüncü havalimanı ihalesini kazanan sermaye gruplarının sahiplerinin mallarına tedbir kararı kondu, ardından hâkim, savcı ve polislerin yerlerinin değiştirilmesi ile tedbir kararları kaldırıldı. Erdoğan, ısrarla operasyonun bu mega projeleri engellemeye yönelik bir operasyon olduğunu, arkasında da dış güçler olduğunu söylüyor.
Karşımızda, Gezi direnişinden gerekli mesajı alamamış, gerekli dersi çıkaramamış bir iktidar ve onun giderek siyaseten yorulmuş, ikna edicilikten uzak, aynı yanlışı tekrarda ısrar eden lideri var. Bu kadar yolsuzluk ve rüşvet iddialarının merkezinde yer alan bir iktidarın kendini temize çıkarmak yerine iddiaların merkezindeki bu rant projelerini sürdürmekteki inadı ciddi bir meşruiyet sorunu oluşturuyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.03.2025
29.12.2024
14.10.2024
27.09.2024
23.08.2024
26.07.2024
21.05.2024
13.02.2023
10.02.2023
15.11.2022