Şahin ALPAY

Son yazısı Diğer Yazıları GÜNDEM
16.07.2015
1801

 P5 + 1, yani BM Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesi (ABD, Britanya, Fransa, Rusya, Çin) artı Almanya ile İran arasında, İran'ın nükleer programı konusunda 20 ay süren müzakerelerden sonra varılan anlaşma, dünya ve bölge barışı bakımından olağanüstü değer taşıyor. Anlaşmanın ayrıntıları gazetelerde mevcut, özü de şu: En az 15 yıl süreyle nükleer silah amaçlı uranyum zenginleştirmesinden vazgeçmesi karşılığında 2006'dan bu yana İran'la ticarete uygulanan uluslararası kısıtlamalar kademeli olarak kalkıyor. Yükümlülüklerini yerine getirmesi halinde İran'ın 1979 İslam Devrimi'nden bu yana yaşadığı uluslararası tecrit durumu son bulacak.

Uygulandığı takdirde anlaşmanın uluslararası topluluk açısından başlıca sonuçları şunlar: Ortadoğu'da nükleer silahlanma yarışı önleniyor. (İran'ın nükleer silah elde etmesi halinde, Suudi Arabistan ve AKP zihniyetiyle yönetilen Türkiye'nin de buna yönelmesi kuvvetle muhtemel.) Anlaşma uluslararası uyuşmazlıkların diplomasi yoluyla çözümü konusunda çok değerli bir örnek oluşturuyor. ABD yönetimi İsrail vesayetinden önemli ölçüde kurtuluyor. Suriye krizinde çözüm umudu güçleniyor. İran'ın sözcüleri son günlerde Esad yönetiminde ısrarlı olmadıkları, anlaşmanın bölge barışına katkı yapacağı konusunda açıklamalar yapıyor. Obama, Suriye'de bütün kesimleri temsil edecek bir yönetimin oluşmasından söz ediyor. Ortadoğu'da Sünni – Şii kamplaşmasının doğurduğu gerginlik ve çatışmaların da diplomasiyle çözülmesi umudu doğuyor.

İran'ın kazançları çok yönlü: Rejim değişikliği tehdidi altında kalmaktan kurtuluyor. Bu fırsatı heba etmemesi halinde mevcut rejimiyle uluslararası topluluğa entegre olma imkanı yakalıyor. Ekonomisini canlandırma ve çeşitlendirme fırsatını elde ediyor. Dünyaya açılmayla birlikte Şii din adamlarının denetimindeki otoriter rejimin yumuşaması ihtimali, İran halkının otoriter rejimden bunalmış olan kesimleri açısından büyük değer taşıyor.

Anlaşmanın Türkiye açısından da büyük yararları var. İki ülke arasındaki ekonomik ilişkiler İran'a uygulanan yaptırımın doğurduğu kısıtlamalardan kurtulacak. (Bu bağlamda Zaman'ın “İran nükleer krizi aştı, bankacılık sistemine dahil oldu: Reza'nın ticareti bitti” manşeti, tam bir isabetle, ülkemizde rüşvet ve yolsuzluğu Cumhuriyet tarihinin zirvelerine taşıyan yasa – dışı ticaretin son bulacağına da dikkat çekiyordu.) Türkiye sanayileri genişleyen İran pazarından yararlanacak, ülkeye İranlı turist akışı artacak.

Anlaşma, umulduğu üzere, Suriye krizinin siyasi çözümüne bir katkıda bulunacak olursa, bundan en çok yararlanan ülke de Türkiye olacak. Sayıları iki milyona varan Suriyeli sığınmacıların yol açtığı maddi ve manevi yük giderek taşınamaz boyutlara ulaşmakta. Suriye'de siyasi çözüm ihtimali, Ankara'ya 2011 öncesi izlenen ve “komşularla sıfır problem” şiarıyla özetlenen dış politikaya dönmek için bir fırsat verebilir.

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yerden göğe haklı: Türkiye'nin yeniden Müslüman çoğunluklu ülkelere esin kaynağı, yol gösterici bir konuma gelmesi için, Ortadoğu ve Arap ülkelerine yönelik politikaların gözden geçirilmesi ihtiyacı kapıya dayandı. Ankara'nın yeniden siyasi rejimleri ne olursa olsun bütün komşu ülkelerle, tüm bölge ülkeleriyle sorunların (silah tehdidi ve savaşla değil) diplomasi ve diyalog yoluyla çözülmesine, barışçı ilişkilerin ekonomik karşılıklı bağımlılığın arttırılmasıyla güven altına alınmasına yönelik politikalara dönmesi şart. Hukuk devletine bağlı bir iktidar olmaksızın Türkiye'nin yıldızının yeniden parlamasının mümkün olmadığı da ortada.

Nükleer anlaşmanın olası sonuçları konusundaki yorumumu fazla iyimser bulanlar olabilir. Ne var ki, bu potansiyeli taşıdığı muhakkak.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar