Şahin ALPAY
Türkiye'nin en yüksek tirajlı gazetesi olan Zaman, 8 Aralık 2015'ten bu yana internet üzerinden Türkçe, İngilizce ve Arapça'dan sonra Kürtçe olarak da yayımlanmaya başladı.
Bilindiği üzere Zaman, çeşitli ülkelerde faal yerel şirketlere tanınan imtiyazla Türkçe yanında yerel dilde olmak üzere çift dilde haftalık olarak basılmakta. Bu ülkeler, Almanya, Avusturya, Avustralya, Azerbaycan, Gürcistan, Bulgaristan, Belçika, Danimarka, Fransa, Hollanda, İngiltere, İspanya, İsviçre, Kazakistan, Kırgızistan, Makedonya, Ukrayna, Moldova, Moğolistan, Rusya, Romanya, Tacikistan ve Türkmenistan'ı kapsıyor.
Samanyolu Yayın Grubu'na bağlı Kürtçe televizyon kanalı Dünya TV'nin 5 yıl önce 4 Haziran 2010'da yayın hayatına atıldığı dikkate alınırsa, Zaman Kurdi'nin yayımında geç kalındığı söylenebilir. Ama eksiklik artık giderildi. Yayın yönetmenliğini gazetemizin Diyarbakır Büro Şefi Aziz İstegün'ün yapıyor olması, Zaman Kurdi'nin demokratik kalitesi için büyük güvence. İstegün'den aldığım bilgiye göre, Zaman Kurdi gerek yurtiçinden, gerekse dışından hızla artan bir ilgi görmeye başladı. Tıklanma sayısı giderek yükseldiği gibi, giderek artan sayıda habere kaynak ve mülakatlara konu olmakta.
Zaman Kurdi'nin 17 Aralık'ta Zaman'ın İstanbul'daki merkezinde yapılan tanıtım toplantısına ben de katıldım. Bu vesileyle Kürt sorununa duyduğum ilginin tarihçesi zihnimden geçti. Ara sıra hatırlattığım gibi, ben 68 kuşağına mensubum. Bana göre ‘68 kuşağının temel özelliği geri kalmışlığa, yoksulluğa, adaletsizliğe, yasaklara karşı bir gençlik haykırışı olmasıdır. Bu kuşağı, Kürt sorunuyla, yani Kürt kimliğinin inkarı, Kürtlerin yok sayılması sorunuyla tanıştıran 1961'de kurulan Türkiye İşçi Partisi, TİP oldu. Bilindiği gibi TİP, 1971'de sıkıyönetim mahkemesi tarafından (yaygın olarak sanıldığı gibi komünizm propagandası nedeniyle değil) Kürt sorununa dikkat çekerek bölücülük yaptığı gerekçesiyle kapatıldı.
68 kuşağı, Kürt sorunu dahil Türkiye'nin bütün sorunlarının sosyalizm ile, sosyalist bir düzene geçilmesiyle bir çırpıda çözüleceğine inandı. Sosyalizm anlayışı da, ne yazık ki, çok çeşitli yorumlarıyla giderek radikalleşti ve şiddetli bir hal aldı. Bereket ki kuşağın büyük bir bölümü çeşitlenen, radikalleşen ve şiddetlenen sosyalizm anlayışlarının özgürlük ve eşitlik ideallerine taban tabana ters düştüğünün zamanla bilincine vardı. Bu gerçeğe ilk uyananlardan biri oldum ve o günden bu yana, giderek güçlenen bir şekilde bireylerin temel hak ve özgürlükleriyle sınırlı demokrasi fikrine bağlandım. Şiddetin iyisi - kötüsü, haklısı - haksızı olmaz. Şiddet, şiddet ürettir. Şiddetin kazananı yoktur. Sorunlar öldürerek değil konuşarak çözülür.
12 Mart - zede olarak sığındığım İsveç'ten dönüşümden, 1980'lerden bu yana şunları savunuyorum: Türkiye başta Türkler ve Kürtler olmak üzere, bütün etnik ve inanç gruplarından yurttaşların ortak vatanıdır. Bütün yurttaşlar etnik ve dinsel kimliklerini özgürce ifade etme ve yaşama hakkına sahip olmadıkça ülke huzur bulamaz, bütünlüğünü koruyamaz. Türkiye Cumhuriyeti, Türklerin ve Kürtlerin ortak bağımsızlık mücadelesiyle kuruldu. Kürtler bağımsızlık mücadelesine bölgelerinde özgür ve özerk yaşayacakları vaadiyle katıldılar. Bu vaat yerine gelmeden Türkiye huzur bulamaz, bütünlüğünü koruyamaz. Ülke huzur bulmak, bütünlüğünü korumak için içte kendi Kürtleriyle barış yapmak, dışta bütün Kürtlerin dostluğunu ve saygısını kazanmak zorundadır.
Yakın zamana kadar bu gerçeklerin giderek herkesçe görülmeye başladığına ve bu yolda adım adım ilerlendiğine inandım. Ne yazık ki, geçen mart ayından bu yana yeniden ters bir yola girildi. Yönetim yeniden Kürt sorununu demokratik bir düzenin gereği olan hakları tanıyarak değil, öldürerek çözebileceği zehabına kapıldı. Gerçekleri haykırma görevi bitmedi.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2023
21.12.2020
6.02.2020
18.11.2020
30.09.2020
24.09.2020
20.07.2020
8.05.2020
29.04.2020
21.04.2020