Selami GÜREL
Cemaat’in devlet içindeki örgütlenmesini ve buna yönelik başlatılan son operasyonu yazacağım. Ama önce kısa bir tarihçe ve sonunda birkaç cümlelik saptama.
Bu topraklarda “devlet içinde devlet olma” geleneğinin yüz yıllık tarihi var. Bunun en somut başlangıcı İttihatçı Enver ve Talat Paşa’nın başını çektiği 23 Ocak 1913 tarihli Bab-ı Ali baskını, ya da darbesidir. Yeni Cumhuriyet aynı kadrolar tarafından kurulmuş, o gün başlayan darbe ve askerî vesayet sistemi, tüm dünyadaki önemli alt üst oluşlara rağmen, Ergenekon davası başlayana kadar kesintisiz devam etmiştir. Vesayet, ya da “devlet içinde devlet olma” geleneği sadece vesayetin unsurları tarafından değil, vesayetin hedefi, kurbanı olduğu halde, devletin içinde kendine yer edinen “muhalif” oluşumlar tarafından da benimsenmiş, demokrasi kültürünün önündeki en önemli engel olarak bugünlere ulaşmıştır. Darbelerin ve askerî vesayetin ne anlama geldiğini en çok bilmesi gereken –Avcıoğlu, Selçuk gibi- “solcular” 1971 yılında tüm “özgürlük ve demokrasi” umutlarını “sol” bir darbeye bağlayabilmiş, o “özgürlükçü darbe” gerçekleşmediğinde kendilerini işkence tezgâhlarında bulmuş, ama yine de bundan ders almayı becerememiştir.
Zaman zaman değişse de, vesayet birilerini hep hedef tahtasına oturtmaya devam etmiş, bu bazen solcular, bazen dindarlar, bazen gayrı Müslimler, bazen de Kürtler olmuştur.
Solcuların önemli bir çoğunluğu içinden çıktıkları Kemalist–Stalinist gelenekten, dindarlar 28 Şubat darbesine kadar süren “tecrübesizliklerinden”, gayrımüslimler bir avuç kalışlarından, vesayet ve darbelere karşı direnmekten “yoksun” kalmışlar, hepsinin yükünü omuzlamak Kürtlere düşmüştür.
28 Şubat yeni bir sürecin kapılarını aralamış, muhafazakârlar bir süre sonra hükümet kurmuş, kurdukları andan itibaren darbecilerin hedefi haline gelmiştir. Ergenekon davasının başlamasıyla toplumun önemli bir kesimi mevcut hükümetin yanında durmuş, askerî vesayet sistemi ilk kez önemli mevzilerini kaybetmiştir. Askerî vesayet mevzilerini kaybetmiş, ama başka vesayetçi – darbeciler, darbe ve vesayet sistemine direnen Kürtlere yönelmiştir. 30 yıllık savaşı bitirmek ve özgürlüklerini elde etmek için çözüm arayan Kürtlerin devletle yaptığı görüşmelerin kayıtları piyasaya sürülerek, seçilmiş binlerce Kürt politikacı tutuklanarak, savaşın devamı sağlanmaya çalışılmış, hükümet de bu kervanın ardına takılmıştır.
Bunca yıllık savaşın iyice bilediği, olgunlaştırdığı, özgüvenini ve örgütlülüğünü pekiştirdiği Kürtleri yenmenin mümkün olmadığı, ardından hükümetin “yol arkadaşlarının” onları en hassas noktalarından vurarak gerçekleştirmek istediği darbe planı ortaya çıkınca, “tüm kartlar yeniden karılmış”, hükümetle Cemaat arasındaki “yol arkadaşlığı” sona ermiş, yeni bir politik tasfiye süreci başlamıştır.
Son söz
Ellerindeki devlet yetkisiyle, barış sürecinin ilerlemesini engellemeye çalışan, hukuku ve asayişi kontrol etmek isteyen bir yapının hangi sebeple olursa olsun tasfiye edilmesi demokrasi güçlerinin itiraz edeceği bir olay değildir.
Kimilerinin “paralel yapı”, kimilerinin cemaatçi dedikleri “devlet içi örgütlenmenin” yargıda, poliste, bürokraside, çeşitli toplumsal örgütlenmelerde varoluş nedeni, kitlelere rağmen iktidar olma isteğinden ibarettir. Meşru değildir.
Bizi vesayetçilerle, darbecilerle uğraşmaktan mevcut hükümetlere muhalefet edemez hale getirdiler.
Tasfiye edilmeleri, demokrasi güçlerinin önünün açılması için hayırlıdır.
Sonrası mı?
Demirtaş’ın arkasında durarak, Rojava’yı, Kobane’yi savunarak başlayalım işe, sonrasına bakarız…
Yazarlar
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.03.2025
9.02.2025
7.02.2025
3.01.2025
19.01.2024
8.01.2024
14.06.2023
26.05.2023
7.05.2023
14.04.2023