Süleyman YAŞAR
Bildiğiniz gibi geçen yıl Amerikan Doları değer kazanınca dolara bağlı olan Çin para birimi yuan da değer kazandı. Geçen yıl yuan’ın değeri ihraç malları bazında yüzde 14 oranında yükseldi.
Tabii parası değerlenince Çin’in ihraç malları pahalı hâle geldi. Dolayısıyla Çin ihracatını artırmak için Çarşamba günü parasının değerini düşürdü. Ve dolar karşısında Çin parası yuan’ı yüzde 1,9 oranında devalüe etti. Tabii Çin parası yuan bu devalüasyonun ardından dünya piyasalarında değer kaybetmeye devam etti. Dün bir dolar 6,39 düzeyindeydi. Böylece son dönem dikkate alındığında bir dolar 6,18 yuan’dan 6,39 yuan düzeyine gelerek yüzde 3,3 oranında değer kaybetti. Çin’in yaptığı bu operasyonu, kur bandını genişleterek rezerv para olma yolunda yürüyor, diye değerlendirenler de var. Ama Çin parası konvertible olmadan ve Çin’de sermaye hareketleri serbest bırakılmadan böyle bir istek şu anda pek gerçekçi değil.
ÇİN MERKEZ BANKASI YUAN’IN DEĞERİNİ YIL SONUNA KADAR YÜZDE 10 DÜŞÜRECEK
Bu arada Çin Merkez Bankası’nın, yıl sonuna kadar, yuan’ın dolar karşında değerini yüzde 10 oranında düşüreceği ileri sürülüyor.
Bildiğiniz gibi Çin Merkez Bankası serbest dalgalı kur rejimi uygulamıyor. Ve kontrolü elden kaçırmadan yuan’ın değerini düşürmeye çalışıyor.
Peki, Çin niye parasının değerini düşürüyor?
Düşürüyor, çünkü ihracatını artırmak istiyor. Devalüasyon sonucu Çin malları ucuzluyor. Böylece ithalat pahalı hâle gelirken ihracat artıyor. Tabii ihracat artınca büyüme hızı çoğalıyor. Çünkü Çin bu yıl son 25 yılın en düşük büyüme hızı olan yüzde 7’yi hedefliyor. Bu oran Çin yönetimini rahatsız ediyor. Dolayısıyla yönetim büyüme hızını artırmak istiyor.
ÇİN KUR SAVAŞI MI YAPIYOR
Peki, Çin’in yaptığı bir kur savaşı mı?
Bu soruya cevap vermek için önce kur savaşının ne olduğunu açıklayalım. Soğuk Savaş’ın ardından ülkeler kendi mallarını satabilmek için rekabetçi devalüasyonlar yapıyorlar. Böylece diğer ülke malları karşısında kendi ürünlerine yapay rekabet gücü kazandırıyorlar. Tabii bu durum, karşı ülkenin, ihraç olanaklarını kısıtladığı için büyüme hızını düşüyor. Böylece rekabet gücünü kaybeden diğer ülkede ekonomi yavaşlıyor, işsizlik artıyor ve kaotik bir ortam meydana geliyor. İşte bu türden bilinçli devalüasyonlara kur savaşı adı veriliyor. “Kur savaşı” kavramını ilk defa Brezilya Maliye Bakanı Guido Mantega’nın kullandığını belirtelim. Mantega, 2010 yılının eylül ayında ABD’yi “kur savaşı” yapmakla suçladı. Dolayısıyla gelişmekte olan ülkelerin düşük değerli Amerikan Doları tarafından adil olmayan biçimde sıkıştırıldığını ileri sürdü. Mantega ABD’nin mallarını ihraç edebilmek için rekabet gücü sağlamak amacıyla doların değerini bilinçli olarak düşürdüğünü, küresel pazarları ele geçirdiğini söyledi. İşte Çin’in Çarşamba günü yaptığı bu devalüasyon hemen Asya ülkelerini etkiledi. Özellikle Endonezya, Malezya, Yeni Zelanda ve Avustralya ihraç malları ve para birimleri olumsuz etkilendi.
ÇİN’LE DIŞ TİCARET AÇIĞIMIZ 22,1 MİLYAR DOLAR
Gelelim Çin’in devalüasyonunun Türkiye’ye etkisine…
Hemen rakamları verelim; Türkiye Çin’den 2014 yılında 24,9 milyar dolarlık ithalat yaptı. Bu ithalatın karşılığında Türkiye’nin ihracatı 2,8 milyar dolar oldu. Yine bu yılın ilk altı ayında Çin’den yapılan ithalat 12,4 milyar dolara ulaşırken, aynı dönemde ihracat 1,2 milyar dolar oldu. Yani Türkiye’nin dış ticaret dengesini bozan en önemli ülke Çin oluyor. İşte yapılan bu devalüasyon Çin mallarını daha da ucuzlatacağından Türkiye’nin Çin mallarına talebi artacak. Bu arada Türk malları pahalılaşacağından Çin’e olan ihracatımız azalacak. Dolayısıyla Çin’in bu devalüasyonu Türkiye’nin dış ticaretini olumsuz etkileyecek. Hattâ Türkiye’de bazı fabrikalar kapanacak.
Peki, bu olumsuz durumdan kurtulmak için ne yapmalı?
Bildiğiniz gibi hükümet aslında ekonomide başarısız olduğu için 7 Haziran seçimlerinde düştü. Yani halkın iradesini yansıtan bir hükümet yok Türkiye’de. Ve mevcut hükümetin Türkiye ekonomisi hakkında güvenilir kararlar alması mümkün değil.
Anlayacağınız şu anda Türkiye’de kur savaşlarına karşı vatandaşı koruyacak bir hükümet yok.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2016
13.07.2016
4.02.2016
2.02.2016
1.02.2016
10.06.2016
31.05.2016
27.05.2016
18.05.2016
17.05.2016