Taha Akyol
Suriye’deki olumlu gelişmeleri iktidarın kendi zaferi gibi göstermesi, öbür uçta ise CHP’nin bu gelişmeler kötüymüş, hatta bazı kalemlere göre Esat’ın gitmesi kötü olmuş gibi tavırlar ortaya koyması, Suriye’deki karmaşık gerçekliği görmemizi engelliyor.
Suriye’de önümüzdeki süreç hayli zor ve risklidir. Fakat şu âna kadarki gelişmelerin olumlu olduğunu, Türkiye’nin de elinin güçlendiğini inkar etmek körlük olur.
Fakat iktidarın zafer havasına girmesi, hele de “fetihçi” ve “hegemonik” çağrışımlar yaptıracak söz ve beyanlarda bulunması zamanla en başta Arapların bile tepkisini çekecektir.
CHP ise ortaya bir “politika” koyabilmiş değil. İktidarın Esat düştükten sonraki her politikasını yanlışlaması, CHP için neyin doğru neyin yanlış sayıldığını belirsiz hale getiriyor. Türkiye HTŞ ile iyi ilişkiler kurmasın mı? Yeni Suriye’nin inşasında diğer ilgili ülkelerle birlikte rol sahibi olmasın mı?...
ESAT’IN DÜŞÜŞÜ
Suriye’de zalim Baas rejimini düşüren asıl faktör; Ukrayna’nın Rusya’yı, İsrail’in de İran ve Hizbullah’ı artık Esat’a destek veremeyecek kadar zaafa uğratmış olmasıdır. Nitekim Ankara’daki iktidarın “düşmesine haftalar kaldı” dediği dönemde Esat düşmemişti. Hatta çok yakın zamana kadar Erdoğan Esat’la görüşmek istiyor, bunu sağlaması için Putin’den talepte bulunuyordu.
Hatta MGK, HTŞ’nin Hama’ya girdiği 6 Aralık günlü bildirisinde “Esat’ın meşru muhalefetle uzlaşmasını” istiyordu… Üç gün sonra Esat Moskova’ya kaçacaktı.
HTŞ’nin kendisi bile Şam’a girmeyi düşünmüyordu. Halep’i kolaylıkla alması Esat’ın zayıflığını göstermiş, bunun üzerine Hama, Humus ve Şam’a yürümüşlerdi.
İktidarın takdir edilecek tarafı, MİT’in geçen yıllar içinde HTŞ ile hem yakın hem yapıcı yani ılımlılaştırıcı ilişkiler kurması ve sahada SMO (önce ÖSO) adlı bir kuvvet oluşturmasıdır.
HTŞ’NİN DEĞİŞİMİ
Ahmed EL-Şara’nın en yakın ülke olarak Türkiye’yi gördüğü ve Batı’ya sıcak mesajlar vermek istediği bellidir. Kıyafetiyle de bunu teyid ediyor. Batı da bu mesajları ciddiye alıyor. Belli başlı Batılı ülkeler Şara’ya heyetler gönderdiler. Hakkındaki “yakalama ödülü” kaldırıldı, yakında terör listesinden de çıkarılır.
Bu değişimi takiyye diye nitelemek, olayı anlayamamaktır. Orta Doğu uzmanı meslektaşımız İslam Özkan, gazeteduvar sitesinde iki yıl önce, “HTŞ’den Batı’ya ılımlı mesajlar” başlıklı yazısında bu dönüşümü yazmıştı. Cihadizmin teorisyeni Makdisi ile yollarını ayırması önemli dönemeçti.
“Nusra” adı yerine ideoloji bakımından nötr bir isim olan HTŞ yani “Şam’ı Kurtarma Heyeti” adını alması, bugün Şara’nın kravat takması gibi bir olaydı. Kadın hakları bildirisi, alkışlanması gereken bir açıklamaydı…
Bizim laikçileri tatmin etmeyecektir ama değişimin doğru yönde olduğu açıktır. Bunu desteklemek, teşvik etmek lazımdır.
TÜRKİYE ‘AĞABEY’ DEĞİL
Fakat Ankara’nın “ağabey” tavrından, hegemonik söylemlerden sakınması şarttır. Biliyorsunuz, Trump, özetle, “Türkiye Suriye yönetimini ele geçirdi” diyen, Erdoğan’dan övgüyle bahseden bir konuşma yapmıştı. Bu sorulduğunda, Cumhurbaşkanı, “Doğru söze ne denir? Tespitler yerinde” diyerek onayladı. (20 Aralık)
Hemen ertesi günü Dışişleri Bakanı Fidan Fransız TV’sinde aynı soru sorulduğunda, “Suriye’de yaşanan hadise, Türkiye’nin 'ele geçirmesi' olarak nitelenemez. Suriye halkının yönetimi ele geçirmesidir” diye cevap verdi. (21 Aralık)
Fidan 10 Aralık’ta da Al Jazeera TV’de “asla Suriye’yi yönetmek istemeyiz” diye konuşmuştu. Doğrusu elbette bu diplomatik dildir.
Bunun yanında, “bu sınırlar dar geliyor… Birinci Dünya Savaşı farklı bitseydi Halep, Şam bizimdi” veya “Musul 82. Kerkük 83. Vilayet… Kudüs’ün fethi yakın” gibi sözler, söyleyenlerin niyeti ne olursa olsun, öncelikle Arap rejimlerinde kuşku ve tepki çekecek beyanlardır.
Ahmet Davutoğlu’nun T24’te Cansu Çamlıbel’e verdiği mülakatta “bizim bu anlamda dikkatli olmamız lazım. Araplardaki İran alerjisine benzer bir Türk alerjisi doğmasına asla izin vermemek lazım” uyarısı son derece önemlidir.
Tecrübeyle sabittir, Erdoğan’ın 2012’den itibaren Arapların iç işleri hakkındaki konuşmaları, “topunuz bir Türkiye etmezsiniz” söylemi, Arapları aleyhimize çevirmişti, hatta Körfez ülkeleri gayri resmi ticari ambargo koymuştu.
Yeni Suriye’yi Suriyeliler ayağa kaldıracak; Türkiye ve Arap ülkeleri yardımcı olacak, Batı sermayesi gerekecektir.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.08.2025
10.08.2025
8.08.2025
6.08.2025
5.08.2025
1.08.2025
30.07.2025
29.07.2025
25.07.2025
23.07.2025