Taha Akyol
TÜİK anayasal bir devlet kurumu. Bugünkü yönetimi itibariyle de iktidarın kuvvetli himayesi altında. Ama Karar’ın dünkü manşetinde belirtildiği gibi “TÜİK sanık sandalyesinde.”
Çünkü, enflasyonu gerçeğinden düşük gösteren istatistikler yayınlayarak ücret ve maaşlara gereğinden düşük zam yapılmasına yol açmıştı.
TÜİK ve dünyadaki benzer kurumlar “enflasyon sepeti” denilen verilerini kamuya açıklarlar. Bizde de öyleydi fakat 2020 Haziran’ından beri gizli tutuyor!
Tabii tamamen iktidarın tasarrufları bunlar.
Bu durumda Yargıtay Onursal Üyesi Seyfettin Çilesiz, TÜİK hakkında Ankara 6. İdare Mahkemesi’nde dava açtı. TÜİK, “zamları biz yapmıyoruz, biz sadece istatistik hazırlıyoruz” diyerek savunma yaptı. Ama zaten sorun istatistiklerin, gizli tutulan verilere dayandırılması değil mi?
HUKUK DEVLETİ
Olay son derece önemli. Hukuk devletinde kamu görevleri ve görevlileri hukuk tarafından nasıl denetlenebilir, bu dava bunun bir örneği.
TÜİK, eski adıyla DİE, Cumhuriyet tarihinde ilk defa verileri tartışılan, yönetimi de “laf dinler” hale getirilmek için ikide bir değiştirilen bir kamu kurumudur.
CB sisteminde Cumhurbaşkanı’na yüksek kamu görevlilerini istediği an değiştirme yetkisi verildiği için bu atamalar hukuken denetlenemiyor.
CB sistemi fiilen “denetimsiz” bir sistemdir. Hiçbir hukuk devletinde böyle bir sistem yoktur.
Ama atanmışların işlemleri nihayet böyle yargı denetimine takılıyor. Anayasa hükmüdür: “İdarenin hiçbir eylem ve işlemi yargı denetimi dışında bırakılamaz.” (Madde 125)
Ya yargı siyasi etki altındaysa?.. En büyük sorun budur.
YARGI BAĞIMSIZLIĞI
Yargının bağımsız olmasının ön şartı, HSK’nın bağımsız olmasıdır. Bizim HSK’nın bu vasfı yok. Avrupa’nın en yüksek hukuk kurumu Venedik Komisyonu bunu bir birçok defa rapor ettiği gibi, son raporunda da “Cumhurbaşkanı 13 üyesinden en az onunu seçme yetkisine sahip olmakta ve böylece yargı üzerinde güçlü bir siyasi etki sağlamaktadır” diyor. Cumhurbaşkanın parti lideri olduğunu da belirtiyor. (9 Aralık 2024, paragraf 118)
TÜİK davasında Ankara 6. İdare Mahkemesi, etki altında kalmadan, dosyaya ‘mahkeme’ ciddiyetiyle bakıyor. Nereden çıkardım bunu? TÜİK’in savunmasını yetersiz bulup ikinci savunma istemesinden... Davanın Danıştay’da bitecek sonucuna bakacağız.
Sistemin bütünü itibariyle, Türkiye’de, değerli hukukçu Doç.Dr. Ramazan Arıtürk’ün “Fakülteden Adliyeye Yargının Yeniden Yapılandırılması” adlı akademik kitabında belirtildiği gibi, kapsamlı bir hukuk reformuna ihtiyacı var.
HUKUKÇUNUN KALİTESİ
Ramazan Arıtürk’un üçüncü baskısı çıkan “Müstakbel Hukukçunun Yol Haritası” kitabından bahsetmek isterim. Konyalı bir ayakkabı tamircisinin oğlu olan Doç.Dr. Ramazan Arıtürk, bu kitabı öğrencileri için yazmış ama hukukun üstünlüğüne inanan herkes için önemli bir kaynak.
Akademisyen kimliğiyle bizdeki ortalama hukukçu ile gelişmiş ülkelerdeki ortalama hukukçuyu mukayese ettiğinde üzücü bir fark gördüğünü belirtiyor, hukukçunun kalitesinin önemini vurguluyor.
“Türkiye’de hukukçu olmak” bölümünde şöyle yazıyor:
“Kendisine görev verenlerin iradesiyle hareket eden ‘mutemet hakim ve savcıların’ verdiği kararlar toplumda adaleti kökleştirmek ve yüceltmek yerine dramatik ve sürekli düşmanlıklar yaratmıştır. Toplumun sizden beklediği ‘iradesini başkasına, menfaatine veya egosuna ipotek veren hakim, savcı veya avukat olmak değil, hür bir iradeye, ehliyet ve liyakate sahip hukukçu kimliğinizle en olumsuz şartlarda bile hayatını adalet uğruna mücadeleye vakfetmenizdir.” (s, 33)
Bu ilkenin bir ifadesi olarak “bizim cübbemizin düğmesi yoktur” diyor.
“Sadece kanun bilgisiyle” iyi ve âdil hukukçu olunamayacağına dikkat çeken Arıtürk, “tefekkür”, yani derinlemesine ve analitik düşünebilme seviyesine ulaşmak için çok okumak, bilgi sahibi olmak gerektiğini anlatıyor:
“Tefekkürü verimli bir uğraşa dönüştürmenin en önemli gerekliliği zengin bir alt yapıya sahip olmaktır… Ne yazık ki ülkemizde günlük olarak ortalama iki yüz elli ile üç yüz kelime kullanarak gün tamamlanmaktadır.” (s. 69)
Kitabın sonunda zengin bir okunacak kitaplar listesi de yer alıyor.
Temel kavramlar hakkında bilgisi olmadan, hatta okuduğu köşe yazısını bile anlamadan ahkam kesenlere ne demeli, bilmem ki?
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.12.2025
9.12.2025
5.12.2025
3.12.2025
2.12.2025
30.11.2025
28.11.2025
26.11.2025
25.11.2025
23.11.2025