Tayfun Atay
Dersim bağlamında bizim yakın dönem tarihimizin Dersim’i parantezde tutmakla parantezden çıkarmak arasında sarkaçsal bir salınım içinde akıp gittiğini söylemek mümkün.
“Dersim’i Parantezden Çıkarmak” bir kitap adı; benim bir yazı başlığımdan iktibasla üretilmiş bir kitap adı. 2011 yılında, o zaman da yazmakta olduğum T24’te, “1. Uluslararası Tunceli (Dersim) Sempozyumu” ardından kaleme aldığım değerlendirme yazısında kullandım ben bu başlığı...
Söz konusu Sempozyum’un en ayırt edici yanı hem yukarıda görüldüğü üzere adında, hem de pek çok oturum başlığında “Tunceli” adının yanında parantez içinde “Dersim”in yer almasıydı. İşte birkaç örnek: “Tunceli (Dersim) Ekonomisi: Olanaklar ve/veya Olanaksızlıklar”; “Tunceli (Dersim) ve Kimlik”; Hâkim ve Muhalif Algıda Tunceli (Dersim); Tunceli (Dersim)’de Toplumsal, Demografik ve Mekânsal Göstergeler; “Uluslararası Tunceli (Dersim) Sempozyumu Biterken”.
Burada çok açık şekilde ortada olan tablo, “Dersim” adının eskisi gibi (daha doğrusu 1935’ten beri) resmen yasaklı olmaktan artık çıksa bile yine de “Tunceli” karşısında ikincilliğini, ona tâbiliğini aksettirir şekilde parantez içinde, “ürkek” kullanılmasıydı. Dersim, Tunceli’nin hâlâ ancak parantez içinde telaffuz edilebilen “esas” adıydı.
Ve Dersim’in gelecekte parantez içinden çıkıp çıkmayacağı hususu da belirsizdi o yıllarda...
Bir ‘günah-çıkartma’ meselesi
İşte şimdi, resmi adıyla “Tunceli Belediyesi”, Komünist Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu öncülüğünde, Dersim’i “parantezden çıkarma”ya, üstelik son derece iyi niyetli şekilde, kendi meşruluk sınırlarını da bilerek teşebbüs etti.
Ve yer yerinden oynadı.
Öyle ki Komünist Başkan’a kamuoyunda sahip çıkan anaakım popüler figürlerden Gökhan Özoğuz da, Fatih Portakal da “Olmadı böyle” demeye getiren Twitter paylaşımlarında bulundular.
Bakın Fatih Portakal ne yazmış:
“Bu mudur? Dersim denilse ne olur? Tunceli denilse ne olur? Yeni ve gereksiz tartışma konusu daha yaratıldı. Bunca sorun arasında, Başkan Fatih Maçoğlu, yeri miydi? Boşa giden enerji!!!” (Evet, yan yana üç ünlem var.)
Denilecek belli: Portakal orda kal!..
Özdemir Asaf şiir için çok güzel söylemiş: “Şiir bilet almaz.”
Komünizm de öyledir; bilet almaz!..
Bu öyle, o dense ne olur, bu dense ne olur diye basitleştirilecek, konjonktürel hesaplarla hareket edilip bekleme odasına alınacak, “yer” için bilet kuyruğuna girilecek mahiyette bir iş, mevzu, mesele değil.
Bu, Cumhuriyet tarihinin yüz karalarından bir hadise ile yüzleşme, hesaplaşma işi.
Bir “günah-çıkartma” meselesi.
“Yedi T” nedir, öğrenelim!
Burada 1937-38’de Dersim’de “devlet marifetiyle” halka yapılanların ayrıntısına girecek değilim. Uzun mu uzun ve feci bir gerçek hayat hikâyesi bu.
(Aslında gayet ironik, trajikomik ve ibretlik şekilde 37-38’de yaşananlara devlet diliyle “Dersim Harekâtı” denmesi bile Tunceli’nin “özde” Dersim olduğunun “resmen” teslimi ve tescili değil mi?! Niçin "Tunceli Harekâtı" değil de “Dersim Harekâtı”?)
Bununla birlikte “1937-38” nedir, bilmek-öğrenmek isteyenler için şu matbu ve elektronik çalışmalara yönlendirmede bulunmadan da geçmeyeceğim: Kitap olarak, yazımın başında zikrettiğim, 2013 yılında yayımlanmış Dersim’i Parantezden Çıkarmak – Dersim Sempozyumu’nun Ardından (Der. Zeliha Hepkon, Songül Aydın, Şükrü Aslan, İletişim Yayınları) ve Herkesin Bildiği Sır: Dersim (Der. Şükrü Aslan, İletişim, 2010). Bir belgesel-çifti olduğu söylenebilecek ve izlediğimden beri bu ülkenin bir yurttaşı olarak bende yarattığı iç-rahatsızlığından hâlâ kurtulamadığım diğer çalışmalar ise Nezahat Gündoğan ve Kazım Gündoğan’ın birbirini izleyen/tamamlayan filmleri, Dersim’in Kayıp Kızları ve Hay Way Zaman…
Bunları okuyun/izleyin, bu “iş”in öyle yerinin-zamanının gelmesi beklenecek/önerilecek, anlık-stratejik siyasi hesaplara gelmeyecek/getirilemeyecek bir insanlık, vicdan ve ahlâk yükünü sırtımıza bindirdiğini anlarsınız!..
Fakat hâlâ bu yönlendirme çabam kâfi gelmiyor ve illa burada bir şeyler duyma ısrarında bulunuyorsanız, o zaman yıllar önce yaptığım gibi, Kürt-Alevi tarihi ve kültürü üzerine çalışmaya bir ömür vermiş değerli yazar Mehmet Bayrak’ın “7T” formülü ile Dersim’de ne olduğuna ilişkin fazla söze hacet bırakmayacak bir özet geçelim:
“Te’dip (terbiye etme), tenkil (uzaklaştırma), taktil (kesme-parçalama), tehcir (göç ettirme), temsil (asimile etme), temdin (medenileştirme), tasfiye (arıtma).”
İşte bu “7T”nin “anı”sını Dersim coğrafyası insanının zihninde ve kalbinde her daim adeta bir sürekli işkence gibi taptaze tutan bir başka “T” de Tunceli’nin T’sidir.
Ve bu yüzden de öyle, “Dersim dense ne olur, Tunceli dense ne olur” diye “cik cik”leyerek (malûm, “tweet”, kuş ötüşü demek) geçiştirmek mümkün değil bu mevzuyu.
Bir “etnikkırım” nişanesi olarak “Tunceli”
“1925 Şark Islahat Planı”na kadar geri giden bir sürecin uygulama safhası olduğu söylenebilecek “1935 Tunceli Kanunu” ile birlikte Tunceli adı, Dersim’i de içine alacak şekilde, yeni bir il düzenlemesine oturtulmuş coğrafyaya verildi. Dersim’in bunun içinde “eritilmesi” ereğiyle…
Tunceli’nin “Tunç Eli”nden geldiği, “Tunç gibi sağlam insanların diyarı” anlamında kullanıma sokulduğu söylenmekte. Her halükârda söz konusu beşerî-kültürel coğrafyanın bir parçası olmayan bu ad, onunla birlikte Dersim’i oluşturan pek çok yer isminin de değiştirilmesiyle birlikte ortaya çıkmıştır. Böylece coğrafyanın etno-kültürel dokusu tahrip ve tahriş edilmiştir (bakın, “T”lerin sonu gelmiyor!).
Bizim antropolojide çok sık kullandığımız ama gündelik dilde soykırım (genocide) kadar yaygınlaşmamış tabirle, bir “etnikkırım” (ethnocide) uygulamasıdır bu… Yani, bir insan topluluğunun beşerî varlığını değil (o, soykırım) ama kültürel varlığını imha etme girişimi.
Etnikkırımın yolu, insanların zihnine ve gönlüne “memleket” olarak işlemiş yer adlarını değiştirmekle başlar.
Dersim’de “soykırım” demeye varacak katliamlar da yapıldı, “etnikkırım” denmeyi hak edecek tasarruflar da gerçekleştirildi.
Ve Tunceli adı, bu ikincisinin “timsali” (işte yine bir “T” daha!).
Katilin adını, maktulün çocuğuna vermek!
Üstelik bu ad, esas olarak, 1935 Tunceli Kanunu’nun ihdası ile birlikte bölgeye bir tür olağanüstü hâl komutan-valisi olarak atanmış General Abdullah Alpdoğan’ın 37-38 olaylarında ağzından çıktığı söylenen“Devletin ‘Tunç eli’ Dersim’in üzerine inecek” sözü ile yerleşip kökleşmiştir insanların zihinlerinde.
Demek ki tablo şu: Bir coğrafyada, o coğrafyanın tarihsel/kültürel bir parçası olarak yaşıyorsunuz ve parçası olduğunuz bu coğrafyanın adı, sizin varlığınıza reva görülmüş korkunç bir resmi “ameliye”nin pratisyenlerinin dilinden dökülenlerle irtibatlanıyor.
Yani, katilin adının maktulün çocuğuna verilmesi gibi bir şey!..
İfade çok mu ağır?..
Atılan “Sırası mı şimdi; Dersim denilse ne, Tunceli denilse ne?” tweet’leri ne kadar “hafif”se bu da o kadar ağır!..
“Parantez” açıldı, kapatıldı!
Fatih Başkan’ın yaptığı doğrudur.
O, memleketinin evlerinde, sokaklarında, meydanlarında, insanların tarihsel belleğinde ve kültürel ruhunda yerinden edilememiş olanı “Şehremini” olarak tanıyor, benimsiyor, öne çıkarıyor.
Bunu yaparken Türkiye’nin “resmi” gerçekliğinin dışında uzağında bir romantik ve “hülyalı” tavır içinde de değil. Şöyle diyor:
“Yaptığımız belediye meclisi toplantısı sırasında önergeyle bu yönde başvuru yapıldı, arkadaşlarımızın çoğunun oylarıyla bu karar alındı ama hepimiz biliyoruz ki belediye meclislerinin aldığı kararların tamamı valilik makamına gidiyor. Valilik onaylamazsa zaten karar uygulanamaz. Bizim verdiğimiz, uyguladığımız bir karar yok. Alınan belediye meclisi kararı il makamına gönderildi.”
Sonuçta da zaten an itibarıyla Valiliğin yıldırım hızıyla yaptığı başvuru üzerine Erzincan İdare Mahkemesi kararı uygulanamadan durdurdu.
Dersim, yine paranteze alındı!..
Kimliği “yüzmek”!
Başkan Maçoğlu’nun bir diğer ifadesi aslında “resmi-siyaset”le “özgül-kültür” arasındaki gerilimi çok güzel yansıtmakta. O, yaptıklarının, Dersim adını politikleştirmek değil, halkın talepleri doğrultusunda hareket etmek olduğunu söylemiş.
Hasılı kelam, bizim söyleyeceğimiz de şu:
Siz istediğiniz kadar “Sen şu değil busun; burası da şu değil bu” deyin insanlara…
Kimlik, “Homo sapiens”in kültürel derisidir. O “deri”yi yüzüp bir başka “deri” yapıştıramazsınız insanın üzerine…
Bunu yapmaya çalışmaktır soykırım, etnikkırım, taktil, tehcir... Tekrar sıralamayalım “7T”yi!..
“Deri”yi yüzüp onun yerine başka deri yapıştırmaya kalkmayın!
Dersim adına ferasetle, vicdanla, olgunlukla yaklaşın; onu engellemeyin, geçit verin!
Bir siyasal-tarihsel yanlışla, ayıpla, günahla yüzleşin, hesaplaşın, halleşin!
Ve bırakın şu “Sırası mı şimdi” diye tweet olup şakımayı…
Sosyo-tarihsel ve kültürel olarak geçerli yerde durun: Dersim, Dersim’dir.
“Devletin Tunç-Eli”ni, fırsat bulup tekrar Dersim’in üzerine indirmek isteyenlerle aynı safta yer almayın!..
Yazarlar
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.02.2020
27.01.2020
23.01.2020
9.01.2020
7.01.2020
5.01.2020
31.12.2019
26.12.2019
22.12.2019
12.12.2019