Tuncay TOP
AK Parti Düzce Milletvekili adayları nihayet belli oldu. Son haftalarda hop oturup hop kalkmaya değecek bir tercih mi yaptı Başbakan bilinmez ama, herkesin derin bir nefes aldığı, bir oh(!) çektiği sürece girdik sonunda.
Düzce’den Milletvekili adayı gösterilen isimlere baktığımızda, sürpriz bir tercihle karşı karşıya olduğumuzu söylemek abartı sayılmaz.
1.sıra adayı İbrahim Korkmaz’ın aday olduğunu duyunca kişisel bilgileri hiç aklımda kalmamış ki, yeniden interneti taramak zorunda kaldım. Zira, İbrahim Korkmaz ne temayül yoklamalarında ne de sonraki süreçlerde hatırda kalacak bir çalışma yürütmemişti.
2.sıra Milletvekili adayı Fevaî Arslan daha tanıdık bir isim. İki dönemdir İl başkanı olarak teşkilatın başında bulunmuş ve Düzce halkının ve özellikle biz yerel basın mensuplarının yakından tanıdığı bir isim.
AK Parti 3.sıra Milletvekili adayı olan Osman Çakır, zaten Akçakocalı olduğundan hem İlçemiz halkı tarafından iyi tanınan ve hem de son yıllarda Düzce İl Sosyal Hizmetler Müdür Vekilliği yapması hasebiyle, Vilayet düzeyinde de ilişkileri iyi olan bir vekil adayı.
Şimdi bir de madalyonun diğer yüzüne bir göz atalım.
AK Parti, Selçuk Yanmaz’ın CHP 1. sıra Milletvekili olması sebebiyle, Düzce Merkez’de bir kırılmanın yaşanmış olabileceğini hesaplayamamış anlaşılan.
Bu kırılmanın CHP’de bir küskünler bloğu oluşturacağını, bu küskün oylarının muhtemelen MHP’ye gideceğini ve bu tablonun, Belediye Başkanlığı seçimlerini sadece 4 bin oyla kaybeden MHP Milletvekili Ömer Küçük’ün Milletvekili olmasının yolunu açacağını; bunu değiştirebilmenin tek yolunun, teşkilatın içinden gelmiş, deneyim sahibi ve yerel örgütler üzerinde etkili olan adayları öne çıkarmak olduğunu da hesaplayamamış Başbakan.
MHP’nin Düzce’den bir vekil çıkarma ihtimali bu kadar yüksek iken, Mehmet Keleş ya da Ertan Taşlı gibi her biri 20-30 bin oya hükmeden adayları liste dışında tutmasıyla AKP, kendi kalesine bir gol attı demektir.
Özellikle Mehmet Keleş, AK Parti’nin Düzce’de belkemiği konumunda bir isimdi. Siyaset arenasında kendini her açıdan başarılarıyla kanıtlamış ve Parti’nin temayül oylamasında da en çok oyu alan ikinci aday adayı olmuştu. Hemen herkesin adaylığına kesin gözüyle baktığı Mehmet Keleş’in seçim sürecinde Parti’ye gönül koyması ve çalışmalarında aktif olarak yer almaması Düzce’de bir vekili göz göre kaybetmek demektir.
Yine Ertan Taşlı gibi Kooperatif Başkanı olması yönüyle Düzce esnafı üzerinde alabildiğine etkili olan ve aday gösterilmesine garanti gözüyle bakılan bir diğer ismin de küsmesi ve seçim çalışmalarının dışında kalması AK parti için büyük handikap olacaktır.
Keza Metin Kaşıkoğlu, Dursun Çakır gibi etkili isimlerin de Başbakan’ın yaptığı tercihler karşısında duygusal bir kırılganlık yaşama ve kendini seçim çalışmalarında biraz geri tutma eğilimlerine düşmemeleri için, Genel Merkez tarafından ciddi bir biçimde ‘motivasyon arttırıcı’ bir görüşmeden geçmeleri gerekecektir.
Sonuç olarak, İbrahim Korkmaz gibi teşkilat dışından gelen ve yerel teşkilatla ilişkileri son derece zayıf olan sürpriz bir isim yerine, merkezkaç oyların önünü kesecek daha etkili bir isim belirlenebilirdi ama olmadı.
Bu saatten sonra adayları değiştirmek mümkün değil ama bir şey mutlaka yapılmalıdır. O da adaylık beklentileri karşılanamayan isimlerin çalışmalara canhıraş katılımını sağlayacak tedbirler geliştirmek.
Aksi halde İbrahim Korkmaz’a değil, Ömer Küçük’e hayırlı olsun demek gerekecek.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Bakkal-çakkal siyaseti
11.12.2014 - O asansör yine düşecek...
12.09.2014 - Akçakoca seçimlerinde rakamların gösterdiği
2.04.2014 - Uçkur ve duvar
15.11.2013 - AK Parti’nin yeni ilçe yönetimine dair izlenimler !...
29.07.2013 - IŞIĞIN DOĞDUĞU YERE YOLCULUK –BÖLÜM 2-
19.07.2012 - IŞIĞIN DOĞDUĞU YERE YOLCULUK…
8.07.2012 - İSTİSMAR
7.06.2012 - KAR
7.02.2012 - KCK MUAMMASI
19.01.2012
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
























































settar
Cabbar onun sayesinde demişsin ???? yoksa o da mı? onun!!!!! Tarihi iyi araştır bakalım o emretme kime ve daha doğrusu hangi padişaha çıkacak. Gut gutluk yapacağına ahmet altanla biraderlik yapmaya çalış.
cabbar
Ahmet bey size ölmeyi emrediyorum lafının iddia değil gerçek olduğunu siz de biliyorsunuz.Ama hangi şartlarda söylendiğini bilmiyorsun sanırım.silahı kalmayan orduya,göğsünü siper ettiren bir komutanı küçümseme.onun sayesinde yazıyorsun.
Kürşad
israil tereddütsüz vatandaşlarımızı katledebiliyorsa, Sınırlarımıza uçaklarıyla tecavüz edebiliyorsa, Suriye dolaylı yollardan da olsa canımızı yakmaktan çekinmiyorsa, İran her fırsatta efelenebiliyorsa, Uşaklıktan kurtulamamış Irak yönetimi iranla birlik olup bizi gözüne kestirebiliyorsa Şanlı tarihimize rağmen şu anki askeri ve idari durumumuz onlara cesaret veriyor demek ki. Reform için Pkk darbeleri küçük kalıyor galiba. İsrail elektronik tokadı mı yememiz gerekiyor?
muharrem
kara kuvvetlerinin terörle mücadele görevi tamamıyla özel harekat polise verilmeli.deniz kuvvetlerinin bir tugayı hafif zırhlı araçlarla abd ordusunda olduğu üzere marine ler olarak kara gücü olarak yeniden dizayn edilmeli. modern ordunun kara ordusuna değil güçlü hava ve deniz kuvvetlerine ihtiyacı var.piyade savaşı artık teknoloji bu kadar gelişmişken olamaz.çünkü radara yakalanmayan pilotsuz ateş gücü yüksek olan uçaklarla yerdeki kalabalık avlanıyor.yerdekilerin onu görmelerine imkan yok.
Feyzi Arslan
Sözün özü:TEBRİKLER Ahmet Altan