Ümit Akçay
Birkaç haftadır, iktidarın 2023 seçimleri sonrasındaki yeni rotasını ve Altılı Masa muhalefetinin bu rotaya verdikleri utangaç destekleri ele alıyorum. Konu can sıkıcı, çünkü köşeye sıkışmış bir ekonomiden ve bunun içinde hayatlarını kurmaya, geçindirmeye çalışan milyonlardan bahsediyoruz. Geçen hafta, Şimşek programının Türkiye’nin temel sorunlarına bir çözüm getirmekten uzak olduğunu, işlevinin sorunları ertelemek ve sonunda da birikim modeli krizinin başladığı noktaya dönmek olacağını belirtmiştim. Bu hafta, aynı konuyu biraz daha detaylandırarak devam edeceğim.
FAİZ, DÖVİZ, ENFLASYON
Aşağıdaki grafikte, 2021 yılının Eylül ayından sonra uygulanan para politikası deneyinin bir özeti var. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) politika faizini ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti olarak aldım, kırmızıyla tüketici fiyatlarındaki artışlar yani enflasyon var, mavi çizgi ise ABD doları-TL kurunun gelişimini gösteriyor, tüm veriler aylık. Soldaki kesikli çizgi TCMB’nin faiz indirimini yaptığı Eylül-Aralık 2021 dönemini gösteriyor. Sağdaki kesikli çizgi de tahmin edebileceğiniz gibi 2023 seçimlerini işaretliyor. Özellikle 2023 seçimleri öncesi ve sonrasında iki farklı politika çerçevesi var. Ancak her ikisi de döviz-faiz kıskacı içinde hareket ediyor. Kısaca açıklayayım.
PARA POLİTİKASI DENEYİ
İlk dönem, TCMB’nin faiz indirimleriyle başladı. Faiz indirimleri sonucunda TL hızla değersizleşti ve özellikle Kasım’dan sonra enflasyona etki etmeye başladı. Eylül-Aralık arasındaki faiz indiriminin nedenleri üzerine çeşitli açıklamalar var, bu yazıda bunlara değinmeyeceğim, dileyen okur bu konudaki görüşümü ODTÜ Gelişme Dergisi’ndeki makalemden (bağlantı burada) okuyabilir. Aralık 2021 ile Mayıs 2023 arasında enflasyonun hareketine baktığımızda, ilginç bir seyir görüyoruz. Fiyatların artışı 2022’nin ilk aylarında çok hızlıyken, yaz aylarında yavaşlama görülüyor ve Kasım’a geldiğimizde fiyat artış hızında azalmalar başlıyor ve 2023 seçimlerine gelindiğinde yüzde 40’ların altına doğru ilerliyor.
Bu dönemde faizler sabit kaldığı, hatta daha da düştüğüne göre enflasyondaki bu gelişmeyi açıklayan faiz olamaz. O zaman iki gelişmeyi analize dahil etmeliyiz. İlki, mavi çizginin seyrine, yani döviz kuruna bakmalıyız. İkincisi de baz etkisi. İkincisi daha teknik bir gelişme, özel olarak bir çaba sarf etmenize gerek yok. Fiyat artışları yüksek olan aylar 12 aylık seriden çıktığında yıllık enflasyondaki gerileme otomatik olarak gerçekleşiyor. Ancak ilki için, yani döviz kurunu yönetmek için özel olarak çaba sarf etmek gerekir.
Dikkat ederseniz döviz kuru, iki kesikli çizgi arasında kontrollü bir şekilde hareket ediyor. Aralık’ta Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesabı mekanizmasının ilan edilmesi sonrasında TL’nin hızlı değersizleşmesi duruyor. Ardından 2022 sonbaharına kadar basamaklı ve kontrollü değersizleşmeler görüyoruz, sonrasındaki aylarda ise seçime kadar neredeyse sabitlenmiş bir kur var. Yani, ekonomi yönetimi kuru tutabildiği sürece enflasyonu tutabileceği varsayımından hareket ediyor. Bu esasında çok yeni bir fikir değil. Her ne kadar politika çerçevesi farklı olsa da, 1990’ların IMF programlarında bu tip önlemler var. Esas mesele dövizi nasıl kontrol edeceğiniz ile ilgili.
Burada kısa bir parantez açayım. Esasında iktidar sözcüleri 2018 döviz krizinden bu yana, özellikle de 2021’de rekabetçi kur politikası uyguladıklarını söylediler. Yani TL, ihracatçıların işlerini kolaylaştıracak şekilde değersizleştirilecekti. Ancak bu politikadan bir süre sonra vazgeçerek, TL’deki değersizleşmeyi kontrol etmeye çalışmaya başladılar. Zira TL’deki değersizleşme, ithal ikameci sanayileri teşvik edici bir politika çerçevesi yoksa, hızla enflasyona yansıyor. Bu, 2021’deki para politikası deneyinin temel açmazlarından biriydi. Parantezi kapatarak konumuza geri dönelim.
Bildiğiniz gibi, bu dönemde ekonomi yönetimi dövize olan iç talebi KKM mekanizmasıyla sınırladı. Londra’daki swap piyasasının fiili olarak kapatılması, sermaye akımlarını sınırlayarak TL’deki istikrarsızlıkları önlemek için atılan bir başka adımdı. İhracatçı dövizlerinin ve bankaların döviz takas işlemlerinin TCMB’ye yönlendirilmesi sonucunda, yurt içinde dönen bir döviz piyasası oluştu. Yabancı sermayenin büyük ölçüde 2018’deki döviz krizinden sonra çıkması buna yardım etti. Son olarak, jeopolitik olanaklardan yararlanarak diğer ülke merkez bankaları ile yapılan takas anlaşmalarıyla elde edilen olanaklar, TCMB’nin rezerv yönetim stratejisinin bir parçası oldu.
FAİZ ARTIŞLARI
2023 Seçimleri sonrasında ilk yapılan iş TL’nin değersizleşmesine izin verilmesiydi. Ancak birkaç aylık değersizleşme sonrasında yine yönetilen basamaklı sisteme geri dönüldüğü anlaşılıyor. Bu açıdan 2023 seçim öncesi ve sonrasında bir devamlılık var. Zira yeni yönetim de, eski yönetim gibi enflasyonu kontrol etmek için dövizi kontrol etmenin önemli olduğu zemininden hareket ediyor. Ancak yeni yönetim bunu faiz artışlarıyla gerçekleştireceği iddiasında. Faiz artışlarının bu istenen sonucu verebilmesinin tek koşulu sermaye girişlerinin başlamasıdır. Bunun koşulu olarak da +TCMB’nin pozitif reel faiz vermeye başlaması gerekiyor.
Mevcut tabloda seçim sonrası dönem için gördüğümüz faizin, enflasyonun ve dövizin aynı yönde hareket etmesi. Ancak bu bir süre sonra değişecek. Enflasyondaki düşüş için, tıpkı geçtiğimiz dönemin Hazine ve Maliye Bakanı Nebati gibi, yeni bakan Şimşek de baz etkisiyle enflasyonun gerileyeceği 2024 yaz aylarına işaret ediyor. Yeni yönetim baz etkisi dışında enflasyonun gerilemesi için TL’nin değersizleşmesini önlemeye çalışacak. Döviz talebini sınırlayacak KKM mekanizmasının sistemden çıkarılacağını düşündüğümüzde döviz talebinin azaltılması ancak ekonomik yavaşlamayla mümkün. Zira bu da geçtiğimiz hafta açıklanan Enflasyon Raporu’nda belirtiliyor.
İŞLEMEYEN İKİ MODEL
Dönüp dolaşıp aynı noktaya geliyoruz. Karşımızda işlemeyen iki model var. 2021’deki para politikası deneyi, arkasında süper firma kârları ve hayat pahalılığı krizi bırakarak tarihe karıştı. Seçim sonrasında uygulanan politikanın başarı olması için de ekonomik durgunluk, talep daralması ve işsizlik artışı gerekiyor. Daha kötüsü, hayat pahalılığı krizinin faturasını çalışanların omuzlarına yüklemek anlamına gelen bu reçete başarılı olsa bile, ülkedeki ekonomik gelişmeler yabancı sermaye girişine bağlı olmayı sürdürecek ve en ufak küresel çalkantıda yeni döviz krizleriyle karşılaşacağız. İşlemeyen bu iki model dışındaki seçenekler neden tartışılmıyor sorusunu sormadığımız sürece bu kısırdöngü sürecek.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.03.2025
27.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025
31.01.2025
23.01.2025
16.01.2025
9.01.2025
2.01.2025