Ümit KIVANÇ
Kanghua Ren, Youtube âleminde tanındığı adıyla ReSet, Çin’de doğmuş, İspanya’da büyümüş bir genç adam. 21 yaşındaki ReSet, İspanya ve Latin Amerika’da en popüler iki yüz Youtube’çu arasında. The Guardian’a göre 1,1 milyon, Al Jazeera’ya göre 1,2 milyon takipçisi var. Videoları şimdiye kadar toplam 111 milyon defa izlenmiş. Sayfasına reklam alıp para kazanıyor.
Popüler Youtube’çu ReSet’in aklına bir gün, sayfaya tık çekecek şahane bir fikir geliyor. Evet, şahane. Aynen! Gidip bir paket Oreo bisküviti alıyor ve bisküvitlerin arasındaki kremaları güzelce sıyırıp atıyor, yerlerine diş macunu sürüyor. Sonra çıkıyor, Barcelona sokaklarında yaşayan bir Romanyalı evsize bisküvi paketini veriyor. Adamın eline bir de yirmi Euro sıkıştırıyor. Ve karşısına geçip video kaydına başlıyor. 52 yaşındaki evsiz adam diş macunlu bisküvitleri yiyor. Ve kusuyor.
ReSet, bunları çektiği videoyu Youtube sayfasında yayımlıyor. Neyse ki birileri ayağa kalkıyor, video birkaç gün sonra kaldırılıyor. Kopan gürültüden yaklaşan tehlikeyi sezen ReSet hemen çıkıp adamı aramaya koyuluyor. Adamın kızını buluyor. Şikâyetçi olmasınlar diye kıza üç yüz Euro veriyor. Bu ReSet için kayda değer bir harcama değil, çünkü sırf bu videodan iki bin Euro kadar para kazanmış durumda.
Üç yüz Euro işe yaramıyor, dava açılıyor. ReSet’in davası, kadın yargıç Rosa Aragonés’e düşüyor. Duruşmada ReSet, “Belki biraz fazla ileri gittim,” diyor. “Ama işe iyi tarafından bakın: bu sayede adam dişlerini temizleyebildi. Yoksul düştüğünden beri fırçalamamıştır sanırım.”
Yargıç ReSet’in gözünün yaşına bakmadı, diyeceğim, ama genç adamın gözünden kimse için yaş akacağı benzemiyor, gördüğünüz gibi. ReSet, on beş ay hapse, yirmi bin Euro tazminat ödemeye mahkûm oldu. (Bir cezası daha var, aktaracağım.)
Yargıç Rosa Aragonés, kararını açıklarken, ReSet’in zalimliğe eğilimli olduğuna, savunmasız, kolay incitilebilir kurbanlara yöneldiğine dikkat çekti. Ve onun suçunu şöyle tanımladı: “bir insanın haysiyetini zedelemek”! Aragonés’in hükmünü ilan ederken kullandığı ifade, dünyanın ve hele bizim buraların şu haline bakınca, masal diyarından esinti gibi: Suçlu, dedi yargıç, “alkolizm yüzünden hayatı berbat olmuş, sokaklarda yaşayan... kendinden çok yaşlı, savunmasız, evsiz bir insanı aşağıladı ve taciz etti”. Aragonés bununla da kalmadı. Küstahlık ve acımasızlığı değer haline getiren Zamane Ruhu ile sanal âlemde yetişen sorumsuzluk, umursamazlık, ilgi çekmek için her haltı meşru sayma illetlerinin bileşiminden meydana gelen zehri de teşhir etti: sanık, bunları “takipçilerinin hastalıklı ilgilerini cezbedebilmek” ve sayfasındaki tıkları artırıp reklam gelirini yükseltmek için yaptı, diye özellikle belirtti. Nitekim ReSet, “Benim yaptığım bir gösteri işi,” diye konuşmuştu mahkemede. “İnsanlar iğrençliği beğeniyorlar.”
“Like” diyor yani; tılsımlı göksel armağan...
ReSet, ilk defa suç işleyenlerin aldığı iki yıldan düşük cezaların ertelenmesini öngören İspanya kanunları sayesinde hapse girmekten kurtuldu. Ancak, yirmi bin Euro’yu ödeyecek. Ve işte üçüncü cezası: Youtube fenomeni genç adam, beş yıl boyunca herhangi bir sosyal medya hesabına sahip olamayacak.
İlk soru şu: Acaba bir yolunu bulup sanal âlemde iğrençliklerine devam etmeyecek mi? Bilemeyiz. Etmezse, bu ihtiyacını nasıl giderecek, onu da kestirmek zor. Muhtemelen daha berbat işlere girip çıkacaktır. Veya takipçisi, beğenicisi, tıklardan kazandığı reklam parası filan olmayınca kimseye iğrençlik yapmayacak da olabilir.
Esas soru
Fakat galiba esas sorunun bunlarla ilgisi yok: İnsanları kendilerinden zayıf durumdakilere bu kadar rahat kötülük yapmaya yönelten içsel güdü nedir? Ya da şöyle soralım: Böyle, üstelik ucuz, yapanı da yükseklere çıkarmayan, aksine, alçaltan kötülükleri yapmaktan insanı alıkoyması beklenen içsel güdüler bazılarımızda niye yok? Şöyle de sorabiliriz: Bu şeytanî güdülerin varlığı ya da insanî fren mekanizmalarının yokluğu, bazı hastalıklı bireylere özgü mesele midir, ortam meselesi midir? Ortam derken, başta Zamane Ruhu’nu kastediyor olmalıyız herhalde.
Hangi ihtimalden yana olursanız olun, sanırım şuna itiraz etmezsiniz: Ortam böyle şeyleri teşvik eder veya engeller. Şunlarda da aşağı yukarı hepimiz anlaşırız sanıyorum: Kimi insan, her türlü kötülüğün teşvik gördüğü ortamda bile kötülük yapmaz, kimisi de bin türlü iyiliğin ortasında bile, başkasını ezmekten zevk alır, fesat peşinde koşar, sırf birisine yardım edebilecekken etmemekten dahi tatmin duyabilir.
Çin doğumlu İspanyol Kanghua Ren’in, Türkiye’de yaşasa, böyle bir suçtan yargılanma ve hüküm giyme ihtimali olur muydu? Sırtı bile sıvazlanabilirdi, yılışık zalim yalakalarının kahkahaları eşliğinde. “Olm nasıl yedirdin lan Suriyeli’ye macunu!” diye omzuna pat pat vurulabilirdi.
Yaygın lumpen kültürü ve onun beslediği âdetâ kendinden faşizmli mahalle delikanlılığı alt-kültürümüz bir yana, sokakta yaşayan alkolik evsizin haysiyetinin zedelenebileceğini varsayan, bunu mesele edecek, hükmüne eksen yapacak kaç yargıcımız vardır? Sözkonusu kararı verecek ve meseleyi alkolik evsizin haysiyetine bağlayacak yargıçla alay edilir miydi? Edilmez miydi? “Artizlik yapmış lan” denir miydi? Denmez miydi? Ya da belki alkolik evsizin hangi partiye oy verdiğine bakılabilir, ona göre hakkı korunur ya da “s.ttirsin terörist!” falan diye itelenirdi. Bakılmaz mıydı? İtelenmez miydi?
Adalet dediğimiz şeyin aranacağı alanın sınırı nereden başlar? Eğlence olsun diye diş macunlu bisküvit yedirilip kusturulmuş alkolik evsizin haysiyetini içine alır mı bu sınır? Dışarıda mı bırakır?
Haysiyet başlığı, bizim hayatî meselelerimizin arasında yeralıyor mu, diye sormalıyız belki başta.
Alacağın olsun Rosa Hanım, ne muazzam özlemleri alevlendirdin içimizde! Yani hikâyenin kahramanlarından birine “aşkolsun”lu kırgınlık duyuyoruz.
İkinci kahramana üzülüyoruz, ama onun alkolik olanıyla, olmayanıyla, kaldırımda yatanıyla, çöpten eşeleneniyle hep karşılaşıyoruz; yanından geçip iki adım attığımızda onu çoktan unutmuş oluyoruz. Onun çöpten eşelendiği dünyada yaşamak bize ağır gelmiyor. Haysiyetimize bir şey olmuyor. Belki bu yüzden, onun haysiyetine neler olduğunu hiçbir zaman düşünmüyoruz. Belki bu yüzden bizim haysiyetimize de epey birşeyler oluyor.
Üçüncü kahraman da belki bizi ölçü alıp kan dondurucu umursamazlığını takınabiliyor. ‘Onlar yanından geçip gidiyor, ben de alt tarafı bir diş macunu yedirdim, ne olmuş ki!’ diyor. Herhalde. Bu kahramandan da çok var etrafta. Hepsi üstünlük tatmak için evsizlerin peşinde koşmuyor. Kimin açığını ne zaman bulabilirlerse sıkıyorlar diş macunlarını zaaflarının, kırıklarının üzerine.
İkinci kahramanı o rolden kurtaramıyoruz. Üçüncünün türevlerinden biz kurtulamıyoruz. Bari Şu Rosa Hanım’dan biraz olsaydı civarda.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları




































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2025
30.12.2024
24.12.2024
15.12.2024
1.12.2024
15.11.2024
21.10.2024
7.10.2024
22.09.2024
5.07.2024