Umur TALU
İktifarın bir sürü “FETÖ miladı” var.
Kimi ittifak miladı, kimi ittihat, kimi fesat, kimi itiraf.
Ancak “barıştan savaşa, ortaklıktan feshe, aynı menzilden bir ötekinin atış menziline geçiş”te siftah herhalde 7 Şubat 2012.
İktidarın 17-25 Aralık’tan önce “Darbe girişimi” dediği ilk ciddi hamle.
***
Neydi o?
İktidarın özetiyle, “Çözüm sürecini sabote ederek, MİT üzerinden seçilmiş hükümet ve başbakanı da vurmak”.
Nasıl olmuştu?
“Bazı” savcılar, Oslo görüşmelerini, PKK ile temasları, KCK-MİT ilişkilerini gerekçe gösterip MİT Müsteşarı Fidan’ı “çağırmışlar”dı.
Fidan gitmedi; Başbakan suçlayarak karşı hamle yaptı ve iktidar bir gecede, MİT Müsteşarı başta, “devlet ve hükümet adına PKK ile temas kurmuş olanlar”ı koruyan düzenleme yaptı.
Ben de katılıyorum:
Amaç çözüm sürecini sabote etmek ve hükümeti de vurmaktı!
***
Nitekim geçen gün Meclis Darbe Komisyonu’nda ifade veren önceki MİT Müsteşarı Emre Taner, “7 Şubat’ta beni ve Fidan’ı yargı önüne çıkarmak için kumpas kurdular. Cemaat, çözüm sürecinin hükümet eliyle başarılmasından rahatsızdı” dedi.
Oslo sürecine getiren kendisiydi; AKP iktidarında 2005-2010 dönemi MİT Müsteşarı’ydı:
“PKK’lılarla yüz yüze görüştüm. Oslo ihanet değildir. Kanın durdurulması için yapılmıştır. Habur da ihanet değildir. Yanaşmak istediler, yapamadılar. Habur’da önlerine doğru düzgün yol haritası koyamadık. Habur’da Cemaat polisleri infial yarattı.”
***
Şimdi özetlersek:
1. Cemaat’in “FETÖ’cü” sureti bugün açık darbe saldırısı, darbe örgütlenmesi, silahlı terör örgütü faaliyetlerinden yargı önünde.
2. Bu “darbecilik”in ilk hamlesinin 7 Şubat 2012 olduğu söylendi.
3. O hamle, iktidarı ve devlet birimlerini, “terör örgütüyle ilişki, terör örgütü lideriyle temas, örgüte yardım, terör örgütüne müsamaha, propaganda” ve benzeri şeylerle, tabii bugünün gözde maddesiyle, “terör örgütü üyesi olmamakla beraber onun yararına faaliyet”le suçluyordu herhalde!
***
Pekiyi bugün ne oluyor?
“PKK ile temaslar”dan ötürü “FETÖ’nün ilk darbe hamlesi”ne maruz kaldığını söylemiş iktidarın gölgesinde, yıllarca serbestçe yayınlanmış bir gazetede “terör örgütüyle ilişki, propaganda, faaliyet”ten, Aslı Erdoğan, Necmiye Alpay ve çok sayıda gazeteciye, kimi sadece “gazeteyle dayanışma için sembolik katılım” da bulunduğu halde, müebbet isteniyor. Ağırlaştırılmış!
Meclis’ten cezaevine götürülen HDP milletvekilleri için de bir bakıma öyle!
***
Pekiyi bu “ağır çekim”den ne anladık biz?
“Terör örgütüyle temas, ilişki vesaire” gerekçesiyle MİT müsteşarları üzerinden vurulmak istenen, o yargı hamlesine “darbe girişimi” diye direnmiş, KCK tutuklamalarını da “FETÖ oyunu” saymış iktidarın yeni yargı düzeninde; hayatında Oslo, İmralı dahi olmamış insanlar bile müebbede müstahak sayılıyor!
Darbecilerin “sabote etmek istediği çözüm süreci” bizzat iktidar tarafından da bitirilmiş; darbecilerin 7 Şubat hamlesinin bahanesi olan “PKK ile temaslar” ise şimdi yaygın bir “terör suçlaması” ile yazarların, gazetecilerin, milletvekillerinin hapsedilme, hatta müebbet gerekçesi olmuş!
***
Türkiye elbette bir dolu tehdidin orta yerinde, bayramdan ziyade yangın yeri.
Ancak bir iktidar ile yargıönyargı düzeni, kendisinin de öyle ya da böyle “irtibat”tarihine sahip olduğu vakalarda, kendisi için “Allah affetsin” deyip en küçük irtibat, ilişki, alaka, bağı ise “müebbetlik” sayabiliyorsa...
Başta iktidar, hepimiz hafızasızlık, insafsızlık ve izansızlıktan mustaripsek...
Ortak aklımız müebbede mahkûm olmuş çoktan; muhakememiz ise ebediyen sakat demek!
***
Önceki MİT Müsteşarı Taner’e başka sorular da sormuş milletvekilleri.
Birine verdiği cevap şu: “Dağda da insanlar ölüyor. Her ölünün ardından ailesinden 4 kişi ertesi gün dağa çıkıyor. Bir ortak akla ihtiyaç var. Bu HDP olabilirdi.”
Bilmiyorum, bu sembolik bir örnek midir, yoksa hakikaten bir hesaba, istatistiğe mi dayanıyor, ancak hatırlattığı gibi, kendisi de “terör örgütü”nden hapis yatmış eski Genelkurmay Başkanı Başbuğ da benzer bir şey söylemişti. Zaten 30 yılda “40 binden fazla ölümüz” denilen sayının dörtte üçüne yakını öyle ise, sadece “etkisiz hale getirilenler” üzerinden bile bir hesap mümkün!
***
O vakit... Belli ki...
7 Şubat 2012’de Fethullahçı yargı ve polisin yapmaya çalıştığı şey, ister darbe, ister girişim, ister hamle... Tepeden tırnağa yanlış, iktidarınki ise doğruydu!
Öyleyse yazana, çizene, konuşana bu müebbetler ne için?
Öyleyse barış umudu neden bu kadar uzak?
Başlık “Türk müziği”ndendi; son sözü de Leonard Cohen söylesin: “Everybody Knows” (Herkes biliyor!)
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.07.2025
22.07.2025
19.07.2025
15.07.2025
9.07.2025
27.05.2025
10.05.2025
6.05.2025
13.04.2025
5.04.2025