Yasin AKTAY
Tarih geçmişte olanların günümüze olduğu gibi aktarıldığı bir sahne değil. Tarih bilgisi her zaman günümüzde yaşadıklarımızın süzgecinden geçen, hatta günümüzün ilgileriyle, tecrübeleriyle yeniden hatırlanan, hatırlandığı esnada bazen yeniden kurgulanan bir bilgidir. O yüzden sabit bir tarih bilgisi olmadığı gibi, güncelin etkisinden bağımsız bir bilgi alanı da yok.
Tarihte olan bir hadiseyi kim niye hatırlıyor, onu bugün gündeme niye getiriyor ve bununla ne murat ediyor diye bakmadan tarihi bilgiye yaklaştığımızda alelade ve abur cubur bir gündem tüketicisi olmaktan öteye gidemeyiz.
Esasen tarih bilgisi bu yanıyla zannedildiğinden çok daha çetrefil bir bilgidir. Geçmişten günümüze neyin nasıl hatırlandığı veya hatırlatıldığını sorgulamadan o bilgiyi tüketmenin bazen zehirleyici bir tarafı da olabiliyor.
“Tarih”i “tekerrür” diye tarif ediyorlar; Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?” dizeleri, Mehmet Akif Ersoy’un tarihle ilgili meşhur dizeleri. İbret alınsaydı tarih tekerrür etmezdi. Ama vaka şu ki, tarih hep tekerrür ediyor. Demek ki insanların ibret almakla ilgili bir kusurları, bir maluliyetleri olduğu kesin bir gerçek.
Bugün yaşananların tarihte mutlaka sayısız benzerlerinin yaşandığını görebiliriz. O yüzdendir bugün yaşadığımız sorunlarla ilgili tarihe gidişimiz bazen bir teselli arayışı için bazen bir yol arayışı bazen bir ortak tecrübe arayışı için gerçekleşir.
Genellikle elimiz boş dönmeyiz tarihten, ama yanımızda getirdiklerimiz bazen bizi kendi gerçekliğimizden koparır, teselli arayalım derken gerçekliğimizle hiç bağdaşmayan örneklere takılırız. Geçmişte yaşanmış çatışmaların hesabını bugün yaşayan insanlar arasında görmeye kalkarız, ortaya hiçbir şekilde giderilemeyen bir kan ve kin davası üretir veya sürdürürüz.
Bizim için bir model oluşturan bir Asr-ı Saadet tarihi var. Bu tarihin kendisi elbette bizim için yol göstericidir. Kur’an bize Peygamber Efendimiz'in hayatında bir Usve-i hasenenin, yani güzel bir örnekliğin, bir modelin olduğunu söyler. O tecrübenin kayıt altına alınma biçimi başka herhangi bir tarihi vakanüvis tecrübeninkinden çok farklı. Bir defa o tecrübenin tarihsel bilgisinin önemli bir kısmı hiçbir harfi tahrif olmamış Kur’an-ı Kerim tarafından kayda alınmıştır. Geriye kalan kısmı da müthiş bir cerh ve tadil (rivayetlerin lehinde ve aleyhinde olan verilerin değerlendirildiği bir eleştiri) işlemiyle sağlama alınan bir eleştirel rivayet sistemiyle kayda alınmıştır. Buna rağmen tartışmalar olmuyor değil.
Ondan sonraki dönemler için Müslümanların 1400 yıl boyunca ortaya koyduğu sayısız tecrübeler alanı var. Şahsen İletişim Yayınlarında 2 cilt olarak basılan Ira Lapidus’un İslam Toplumları Tarihi isimli kitabını Türkçe'ye çevirdiğim esnada bu 1400 yıl içinde dünyanın her tarafında sergilenmiş hem farklı hem benzer tecrübelerle dolu bu tarihin karşısında nasıl bir baş dönmesi yaşadığımı hatırlıyorum. Lapidus, basit bir vakanüvis olmaktan ve İslam’ın tarihinden ziyade her toplum ve kültürde farklı şekillerde tezahür eden Müslümanların kültürel ve sosyolojik tarihini yazıyordu.
İnsanlığın tarihi bir yana, Müslümanların bu tarih içinde ortaya koyduğu tecrübelerin kendileri bugün Müslümanlar için kuşkusuz dopdolu ve alınması gerekli ibretlik örnekler sergiliyor. Bu Ramazan’da biraz da tarih okumak lazım demiştim kendi kendime. Böylece bir süre önce Beyan Yayınlarının titiz çalışmasıyla yayınlanmış olan Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma’nın bir 5 ciltlik Müslümanların Tarihi isimli kitabını raftan indirdim.
İhsan hocanın kendine özgü bir tarih yöntemi, üslubu ve anlatımı var. İmam Hatip yıllarımda, seksenli yılların başlarında Beyan Yayınları'nın Küçük Kitaplar serisi (sahi, ne güzel bir seriydi o) altında çıkan İslami Tebliğin Mekke dönemi ve İşkence, Medine Dönemi ve Cihad ve bilahare Örnek Halifeler Dönemi gibi kitaplarını nasıl bir heyecanla ve arkadaşlarla paylaşarak okuduğumuzu, onun anlatımıyla coştuğumuzu hatırlıyorum. Bu kitaplar hiç kuşkusuz genç nesillerde İslam tarihine, siyere ilgiyi çok arttırırken, İslam tarihini de epeyce güncelleştirdi, yaşanıp bitmiş, geçmişte kalmış bir vaka olmaktan öte, bugün hala yaşanmaya devam eden, bizi etkilemeye de devam eden sahneler olarak anlattı. Okuyanları o tarihin bir parçası kılan anlatımıyla İhsan hoca tarihe karşı taşıdığı müthiş heyecanı da anlatımına yansıttı. Şimdilerde Siirt Üniversitesinde ders vermeye devam eden İhsan hoca bugün de gençlere taş çıkartacak şekilde tarihe dair aynı heyecanı sürdürüyor.
İslam tarihinden ziyade Müslümanların tarihine yönelmek her şeyden önce çok daha sağlıklı bir tarih anlayışıdır. İslam’ın tarih içinde Müslümanların pratiğinden, tecrübelerinden başka bir tezahür etme yolu yok çünkü. Bu tezahürler ise İslam’ın kendisiyle özdeşleştirilemez.
Müslümanlar İslam’dan anladıklarıyla yaşadıkları gerçekleri belirlemeye, etkilemeye, inşa etmeye çalışmışlar. Bir yorum ortaya koşmuşlar yani. Bu esnada isabet de etmişler, hatalar da yapmışlar, kendi kültürlerinden de, siyasi, coğrafi ve kültürel koşullarından da etkilenmiş ve ortaya çeşitliliğiyle, mozaikliğiyle temayüz eden devasa bir tarihsel miras bırakmışlar.
Bu mirası okuduğunuzda zaferleri de, hezimetleri de, zaafları da, ihanetleri de, kahramanlıkları da, sıradanlaşmaları da sıradışı yücelişleri de görürsünüz. Kısaca, etiyle, kemiğiyle somut insanın tarihini okumuş olursunuz.
Müslümanların tarihine İhsan hocanın gözüyle bakmanın da ayrı bir tadı var. Bu tarih içinde bugün ibret alınmamış için trajik biçimlerde tekrarlayan nice hadiseler okursunuz. Son yazımda Katar kriziyle ilgili olarak hatırlanan vakalardan biri Müslümanlara Mekke’de uygulanan boykot ve ambargo, Mekke’deki himaye sistemi. İsterseniz Haçlıların Müslümanlara karşı kurdukları ittifaklar karşısında yerel kabileci iktidar savaşları yüzünden bir türlü birlik olamayan Müslümanların Kudüs’ü haçlıların işgaline nasıl kaptırdıklarını okuyup günümüzle şaşırtıcı benzerliklerini görebilirsiniz. Yine Nuredddin Zengi ile Selahaddin Eyyübi’nin Kudüs’ü işgalden kurtarmak için aynı zemine karşı nasıl mücadele ettiklerini…
Velhasıl, Müslümanların Tarihi yaşadıklarımıza ışık tutacak ibretlerle dolu.
Yazarlar
-
İsmet BerkanTrump’ın Gazze Planının Ak Parti çevresinde yarattığı derin çatlak 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasOrtada aslında bir ‘plan’ yok 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTrump kuzulara şah olunca… 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.06.2020
6.01.2019
16.10.2019
14.10.2019
9.09.2019
8.07.2019
8.07.2019
22.04.2019
1.02.2019
25.02.2019