Ahmet TAŞGETİREN
Boşuna kimse tetikçiliğe, trollüğe, troliçeliğe soyunmasın.
Ahmet Taşgetiren’i sonradan ve iktidar ortamında türeyenlerin attığı birkaç tweet’le tanıyanlar varsın tanımasınlar. Onlar da zaten benim dışımda gerekli cevabı bu ülkenin temiz yürekli insanlarından aldılar, alıyorlar.
“İslamcılar” üzerine spekülasyonlara başlayanlar da bana sadece ““Dinime dahleyleyen bari müselman olsa” deyişini hatırlatıyor. Fuat Uğur Yeni Şafak’ı, yıllardır Cumhurbaşkanı’nın konuşma metinlerini yazan Aydın Ünal’ı yargılıyor. Pes artık.
Bunların, bir referandum öncesinde güya Tayyip Bey’i savunma sadedinde devreye sokulmasını da anlamak mümkün değil. Tayip Bey’in tabii dünyasında ayrışmalar oluşturmak kimin işine yarar ve bunlar hangi mahfillerde üretiliyor, anlamak mümkün değil.
Ben vaktiyle Erbakan Hoca’yı ve Refah Partisi’ni eleştirdim. Benim adıma da siyaset yapan bir hareket hakkında söz söyleme, kendimce doğruları ifade etme hakkım, sorumluluğum bulunduğunu düşündüm.
Günü geldiğinde de “Seni seviyoruz savunan adam”ı yazdım. Tıpkı“Refah”la ilgili sorumluluk gibi, orada, hepimiz adına yargılanan Erbakan’la bütünleşmek de sorumluluktu.
Ben “Refah şeriat getirmeyecek, temiz, özgürlükleri sağlayan bir düzen kursun yeter” diye yazdığımda en çok tepkiyi Refah tabanından almıştım ve bana “İktidar yolculuğumuzda arabamızın tekerine çomak sokuyorsun” diye tepki gösterilmişti. Basbayağı Refah iktidara gelince şeriatın da gelivereceğini düşünüyorlardı.
Refah’ın milletvekili adayı belirlediği bir toplantıda benim adım da gündeme gelmiş ve bazı dostlar demiş ki “Ahmet Bey iyidir hoştur da, doğru bildiği şeyleri söyler. Siyasette birliktelik zor olur.”
Doğru düşünmüşler.
Benden “mutlak itaatli” siyasetçi olmaz.
Tayyip Erdoğan ve Ak Parti konusunda da eleştirilerim oldu.
Ama ben bir siyasetçiye, evet Tayyip Bey’e, İstanbul’a başkan seçildiği zaman tebrik ziyaretine gittiğimde “Sizinle maddi hiçbir bağı bulunmayan bir grup belirleyin, her ay gelip size nasıl göründüğünüzü söylesinler” diyen insanım.
2005’te “Kürt sorunu” açıklamaları üzerine danışmanlarını sert biçimde eleştirdim ve Yeni Şafak’tan ayrılmak zorunda kaldım. Sonra Çözüm Süreci’nde Akil İnsanlar Heyeti arasında yer aldım. Sonra Tayyip Bey, 2005’teki yaklaşımın doğru olmadığını söyleyecektir Cengiz Çandar’a... (Bkz. Mezopotamya Ekspresi) Şimdi ise...
“Ayağına taş değmesin” diye yazdım, asla yağ çekme gibi bir tavırla yapmadım bunu. Tayyip Bey’in bizzat kendisine “Siz sizden öte bir anlam taşıyorsunuz” diye söyledim. Bir Başbakan, bir Cumhurbaşkanı olarak öyle. Daha ötesi, benim bir “Dava arkadaşım” olarak böyle. Benim tüm İslam dünyasındaki adını bilip bilmediğim dava arkadaşlarım için de böyle.
O zaman onu destekleyeceğiz ama farklı düşündüğümüz hususları da anlatacağız.
Eleştirilerim olur mu, olur. Bundan sonra da olur. Olması iyi. Eleştiri zemininin bizzat tayin edici konumda bulunanlar tarafından korunması iyi. Kurumlar “En aykırı”yı söyleyen özel insan istihdam ediyorlar; sistem körlüğünü önlemek için.
Nefsim için yazıyorsam yazmaz olayım.
“Yazmayın” derlerse yazmayız. Ama “Eleştiri” de olsa, Tayyip Bey için yazılması faydalı. Hatta benden geçin, karşıt konumda olanların bile yazması faydalı.
26 Mart 1999. Tayyip Bey Fatih Camii’nden Pınarhisar’a uğurlanmış. O gün yazdığım yazının bir kaç cümlesini paylaşmak istiyorum sizlerle.
“Aziz dostum, git ve dön... Şiir oku, şiir yaz, şiir gibi yaşa...
Özgürlük yürektedir. Yüreği özgür olanı kimse mahkûm edemez.
Yüreğin daha da büyümüş olarak döneceğinden şüphemiz yok. Belki dün İstanbul doluşuyordu yüreğine, yarın tüm ülkeyi kuşatacaksın...”
Bunu bugün hatırlatmak da, şayet “Tayyip Bey’e sadakat ispatı” gibi algılanırsa, kendi adıma hayıflanırım. Tayyip Bey beni o halde görürse, onun da benim haysiyetim adına üzüleceğini düşünürüm.
Hayır, önümüzdeki sürecin, üstelik nevzuhur, nerede durdukları bilinmeyen adamlar tarafından herkesi biate zorlama süreci haline gelmemesi lazım. Benim “Bizim” diyeceğim düzen o değil.
Yazarlar
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025